Türkiye'de seçim öncesi garip oyunlar
Cengiz Çandar: 'Türkiye'de seçimler öncesi garip oyunlar oynanıyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-17 19:30:05
Cengiz Çandar, yeni anayasanın ülkenin bir numaralı meselesi olduğunu söyleyerek hazırlanması gereken anayasanın askeri bir darbe anayasası olan 12 Eylül anayasasından daha sivil ve demokratik bir anayasa olması gerektiğini söyledi. Çandar "Bu anayasa, Kürt sorununun çözümünün hukuki çerçevesinin bulunabilmesi şansı da var. Bu gelişmeler ülke içinde öyle bir gerilim kutuplaşma, kan davası, husumet üretiyor." dedi. Çandar şöyle devam etti. "Burada bir mesaj var: Bana bak, sen anayasayla ilgili öyle şeylere el atacaksan el atma, başına yıkılır ülke senin, kan davası olur, sana bu ülkeyi rahat yönettirmem, bir. İki, eğer böyle bir anayasa yapımına gideceksen sakın, şu, şu, şu şekilde bir anayasa yapmayı aklına bile getirme. Yoksa bu işin içinden çıkamazsın.
Cengiz Çandar Türkiye'nin batısında yaşayanların ve medyanın Güneydoğuyu ve o yörenin insanını gözden çıkardığını ve kimsenin o bölgeleri görmediğini, duymak bile istemediğini belirtti. Çandar, PKK'nın Kastamonu'da gerçekleştirdiği terörist saldırının arkasında ordunun Dersim dağlarında yaptığı ve PKK'ların öldürüldüğü operasyonların etkili olduğuna yönelik şüphelere dikkat dikkat çekti: ''Eylemsizlik kararı alınmışken, referandumu boykot eden BDP varken ordu niye saldırmayanların üzerine seçimler öncesi operasyonlar gerçekleştiriyor?'' Tunceli'de gerçekleştirilen operasyonun ardından PKK'nın yaptığı saldırının daha şiddetlisinin tepki olarak İstanbul gibi bir merkezde de yaşanabileceğini belirten Çandar, telafisi güç olaylar yaşandığında sorumluların kim olacağını sordu ve Türkiye'de seçimler öncesi garip oyunların oynandığını belirtti.
Kastamonu'da Başbakan'ın konvoyuna yönelik saldırıdan günler önce bölgeyle ilgili istihbaratlara dikkat çeken ve önceki gün PKK'nın Bolu ve Karabük civarında yol keseceğine dair çarpıcı bir yazı kaleme alan Taraf Gazetesi Yazarı Emre Uslu'nun iddiaları da programda tartışıldı. Konuyla ilgili toplumda güvensizlik algısı oluşturulmak üzere uygulamaya konulmuş olan planlar olduğunun altını çizen Ekrem Dumanlı, ''Hükümete şu mesaj verilmek isteniyor: Siz Balyoz davasında bu kadar generali içeri atarsanız alın size güvenlik zaafı böyle olur.'' dedi. TSK'nın zayıfladığı propagandasının yapıldığını ve halkın üzerine korku salınmasının hedeflendiğini ifade eden Dumanlı, yapılan propagandanın başka amaçlarının olduğunu şöyle açıkladı: ''Yapılan olayların arkasında AK Parti zayıflasın yeni anayasayı hazırlayamasın amacı var.''
Programda Kastamonu'da gerçekleşen saldırının 2 hafta öncesine kadar bilindiği, hatta bölge köylerde yaşayan insanların teröristleri gördüklerinin söylenmesine rağmen saldırıyı gerçekleştirenlerin neden hala yakalanmadıkları soruldu. Bölgede yerleşik olan özel kuvvetlerin kaçma ihtimali çok düşük olan teröristleri neden yakalayamadıkları tartışıldı.
Programda tartışılan bir diğer konu ise siyasi partilerin seçim öncesi yaşanan bu olaylarla ilgili kullandıkları dil oldu. BDP'nin ve MHP'nin kullandıkları dilin toplumda ayrılığa sebep olacağı vurgulanırken, AK Parti ve CHP'de olaylara yeterli tepkiyi vermedikleri gerekçesiyle eleştirildi. BDP'nin üslubunun yangına körükle gitmek olduğunu belirten Cengiz Çandar, BDP'nin feveran etmemesi gerektiğini, sakin bir şekilde olayların çözülmesi için çaba sarfetmesi gerektiğini belirtti.
Çıkış Yolunda masaya yatırılan diğer önemli bir mesele ise gerçekleşen bu oyunların gerçek amacının ne olduğuydu. Olayları gerçekleştirenlerin amacının ilk bakışta seçim güvenliğini sorgulatmaya çalıştığı gözlense de asıl planlarının Türkiye'nin askeri anayasadan kurutulup sivil anayasa yapmasını engellemek olduğuna dikkat çekildi.
Öte yandan programa twitter üzerinden katılan Emre Uslu Şırnak ve Tunceli'de gerçekleşen olayların altında Albay Dursun Çiçek'in imzasının bulunduğu AKP'yi ve Gülen'i bitirme planlarını hayata geçiren görevlilerce gerçekleştirildiğini öne sürdü. Emre Uslu'nun bu iletisi üzerine konuşan Cengiz Çandar, yaşananların Tunceli'de bazı subayların nasıl yetkilerini aşıp dağlarda operasyonlar yaptığını gösterdiğini söyledi.
Konuşmacılar programda ayrıca şu konulara dikkat çekti
Babahan: Dağdaki eylemciyi çoban sandım diyen zihniyet doğru bilgi konusunda soru işaretleri oluşturuyor
Ergun Babahan, 12 Eylül Anayasası'ndaki tuzaklara dikkat çekti. "... İşte YÖK'te asker, Danıştay'da asker, nereye baksan asker. TRT yönetim kurulunda asker. Her yerin askeri bir anlayışla kuşatıldığı belki o anayasaya göre düzenlenmiş kanunlarda birçoğumuzun farkında olmadığı özel askeri konuşlandıran sivilin alanını kısan maddeler var. Bunun tümümün yeniden yapılanması önce anayasanın ardından da buna bağlı olarak birçok yasanın değiştirilmesi ve Türkiye'de yepyeni bir dönemin önünü açacak belki bugün kıyamet koparılan Kürt meselesinin hali konusunda da çatışmasız demokratik yollarla bir takım adımlar atılabilecek. Çünkü bugünkü anayasa Kürt meselsinin daha radikal yollarla çözümünü engelliyor. İşte hatırlayın Ahmet Necdet Sezer zamanında yapılan yerel yönetim reformu Ömer Dinçer'in hazırladığı Sezer veto etmişti, hükümet ikinc i defa getirmeye cesaret edemedi, çünkü Anayasa Mahkemesi'nin bozacağını biliyordu. İşte, yerinden yönetim, Türkiye'nin belirli bölgelere ayırmanın bölücülüğe yol açacağını savunan bir grup vardı." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara