İtalya: Asya'ya doğru yeni bir kapı
İtalyan'ın La Repubblica gazetesinde Massimo Minella adıyla yayımlanan 'Asya'ya doğru yeni bir kapı; Boğaz'a yeni bir kanal' adlı makalede şunlara yer verildi;
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-17 12:04:16
İtalyan'ın La Repubblica gazetesinde Massimo Minella adıyla yayımlanan "Asya'ya doğru yeni bir kapı; Boğaz'a yeni bir kanal" adlı makalede şunlara yer verildi;
Gemi geçişine elverişli yeni ve devrim yaratacak bir kanal aracılığıyla gelecekte Avrupa'yı Asya'ya bağlayacak, rüzgârdan ve zorlu akıntılardan uzak, 50 kilometre uzunluğundaki bu kanal hakkında, başta Zeus olmak üzere kim bilir tanrılar ne düşünüyordur? İki kıta arasındaki doğal sınırı oldum olası temsil eden Boğaz artık, Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki yegâne geçiş noktası olmayacak.
Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyetin yüzüncü yılında, Türkiye’nin 2023'te açılışını yapmayı planladığı yapay bir kanal, Zeus tarafından bir öküze (nitekim Boğaz, “öküz geçidi” anlamına gelmektedir) dönüştürülen "Io"nun boydan boya kat ettiği Boğaz'a eşlik edecek. Yaklaşık 10 milyar dolara mal olması beklenen projenin adı da hazır: “Kanal İstanbul.” Yani ikinci bir “Boğaz” ve dünya coğrafyasını ve buna paralel olarak da ekonomi coğrafyasını değiştirmeye aday bir gelişme; çünkü projenin amacı, petrol ve diğer tehlikeli madde trafiğini, ticari gemilerin ve vapurların geçişi nedeniyle gitgide daha sıkışık hale gelen Boğaz'dan başka yere kaydırmak.
Projenin tanıtımı sırasında konuşan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, benzer bir projeye rastlamak için, ekonominin yeni rotalarının yine insan eliyle çizildiği Süveyş Kanalı ya da Panama Kanalı'na bakmak gerektiğini söyledi. Aynı durum şimdi Kanal İstanbul ile yaşanacak; tabii ki proje gün ışığına kavuşur ve muhalefetin daha şimdiden haykırdığı gibi, sadece “etkili bir seçim önerisi” olarak kalmazsa... Nitekim haziranda seçimler yapılacak ve Başbakan Erdoğan'ın partisi AK Parti, yeniden iktidar olmayı hedefliyor.
Meydan okuma her halükarda ortaya kondu: Proje için iki yıl süre, 2013'te başlanıp 10 yıl sürecek şantiye çalışmalarından sonra kurdele kesimi ve kanalın açılışı ve böylece her yıl Marmara Denizi ile Karadeniz arasında gidip gelen yaklaşık 50 bin geminin nakli. Türk hükûmetini bu yöne iten nedenler arasında özellikle her gün yaşanan objektif bir tehlike durumu bulunuyor; Boğaz’ın, 35 kilometrelik uzunluğu boyunca sürekli radar kontrolü altında olması bir tesadüf değil. Şiddetli akıntılar ve son derece dolambaçlı bir seyir, genişliği 550 ila 3 bin metre arasında değişen ve her gün 150 geminin geçtiği Boğaz’ın içerisinde gemi geçişini son derece zor kılıyor. Oysa Kanal İstanbul, 150 metreyi hiçbir noktada aşmayan bir genişliğe sahip olmasına rağmen, kontrollü bir geçişe izin verebilir, dolayısıyla gemilere güvenlik içinde hareket imkanı verebilir. Her yıl gemilere pek çok sorun yaratan Boğaz'ın dalgalarıyla uzaktan yakından ilgisi yok: Onlarca mikro çarpışmanın yanı sıra, 1994'te yaşanan ve 20 kadar denizcinin hayatına mal olan trajik durumlar da meydana geliyor.
Bu durumda deniz, İstanbul'u iki kez baştan başa kat etmiş olacak ve kıyılarından da Avrupa ile Asya arasında birden fazla noktadan geçiş yapılabilecek. Nitekim Boğaz'da bulunan iki köprüye bir üçüncüsü de eklenmek üzere; ayrıca bir denizaltı tren yolu bağlantısının inşaatı da sürüyor. Karadeniz'e açılacağı nokta yakınlarında, Kanal İstanbul için de bir köprü öngörülüyor. Ayrıca projede Türk megapolünün, çağın ilerisindeki dönüşümünü tamamlamak üzere, 60 milyon yolcuyu hedefleyen üçüncü bir havaalanı da bulunuyor.
BYEGM
Haber Ara