Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan anketini açıkladı

Başbakan Erdoğan, Kanal 7'de yayınlanan 'Başkent Kulisi' programına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, elindeki anket sonuçlarını da yanıtladı. Ankete göre, AK Parti yüzde 45-50 ile iktidar, CHP muhalefet, MHP ise sınırda.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-10 10:38:48

Erdoğan anketini açıkladı

Programda anketlerle ilgili soruları da cevaplayan Erdoğan, bu hafta içinde yapılan bir anketin sonuçlarını gazetecilerle paylaştı.

AK Parti'nin şu anda açık ara önde olduğunu söyleyen Erdoğan, MHP'nin ise sınırda olduğunu savundu.

Başbakan Erdoğan, anket sonuçlarının sorulması üzerine, "Şu anda gayet iyi gözüküyor. AK Parti açık ara önde gözüküyor. Biz birkaç anket kuruluşu ile çalışıyoruz. Bizim baştan beri yaptığımız uygulama bu. Açık ara önde gözüküyoruz. Kamu oyu yoklamaları 45-50 gösteriyor. CHP ise 25 etrafında, MHP ise sınırda gözüküyor" dedi.

İçerideki gazeteciler...

Erdoğan, bir soru üzerine "içeriye alınan" gazetecilerin terör örgütleriyle bağlantıları olduğuna dikkati çekti ve bu gazetecilerin silahla yakalandıklarını ve evlerinde kaçak silah bulundurduklarını söyledi.

Erdoğan, "Bunların yanında özellikle yine üye oldukları örgütler var. Bunlar terör örgütleri, suç örgütleri diyeceğim şeyler, çok daha farklı şeyler. Bunlardan dolayı özellikle de yargının diğer elindeki tutukluların dosyalarına iddianameler hazırlanırken ortaya çıkan belgelerden bunlara ulaşılmış vaziyette. Bunun neticesinde de bunları arzu etmezdik ama önce göz altına alındılar. Mahkeme bunlarla ilgili tutuklama kararı verdi. Ama her zaman söylüyorum; yargı bu noktada süratli çalışmak suretiyle bir an önce kararını vermeli diye inanıyorum" dedi.

Erdoğan, "Tabii, Batı niçin bu olaya böyle bakıyor derseniz; bu gazetecilerin çalıştıkları gazeteye yazdıkları veya televizyonların bunların yayınlarını izlemek suretiyle, onların ağzıyla aynen onlar da hükümete saldırıyorlar. Biz kendileriyle konuştuğumuzda, gazetelerden batıda yansıyanlar, bunun üzerinden değerlendirmelere bakarak diyelim ki rapor hazırladılar. Batıda darbeci veya darbecilere destek veren gazeteciler yok. Ama Türkiye'de darbeye destek verenler var. Hükümetimi veya hükümetimizi indirmek için gayret sarfedenleri biliyoruz" dedi.

Erdoğan, "Nasıl başlıklar attıklarını biliyoruz. Türkiye bunlara yaşarken Batı bunlara karşı zaman zaman çok duyarlı oldu. Ama zaman zaman da çok sessiz kaldı. Bizim yaşadıklarımızda ne yazık ki bunlar. Bunları acımasızca yaptılar, bazıları bunu hala acımasızca yapıyor. Yani bir gün AK Parti lehinde yazı yazmayan adamlar var. Bu kadar işler yapıyoruz, bu kadar yatırımlar yapıyoruz. Bunların içerisinde hiç hayırlı işler yok mu? Bunların içerisinde şöhretli insanlar var. Adamın bütün yapısı, ruhu AK Parti'yi dövmek, Recep Tayyip Erdoğan'ı dövmek, iktidarımızı dövmek bunun üzerine kurulmuş. Benim ile düşüncen, fikrin uyuşmayabilir. Sabah kalktığı zaman 'bugün nasıl hakaret edeceğim' diye, bunu düşünerek kalkıyor. Bunların sayısı öyle bir tane iki tane, parmak sayılarıyla değil. Biraz da adil olun, insaflı olun siz eğer düşünce adamıysanız doğruyu takdir edin. Marifet iltifata tabidir" diye konuştu.

Kızı SÜmeyye'nin siyasete girmesi

Kızı Sümeyye Erdoğan'ın sık sık kendisine eşlik etmesi hatırlatılarak, "Kızınız siyasete girmeyi düşünüyor mu? Girerse siz nasıl bakarsınız?" sorusuna Erdoğan, "Kişisel olarak ilkem şu, ben bu makamda olduğum sürece, çocuklarımın parlamento veya yerel makamlar için görev almasına hiçbir zaman sıcak bakmam" cevabını verdi.

Erdoğan, şu anda oğlunun siyasete yönelik muhabbeti olduğuna, ancak ticarete de muhabbeti olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Zaten şu anda kendisinin doktorasını bitirme dönemi. Mezuniyet tezini hazırlıyor. Zaten böyle bir dönemde böyle bir gayretin içerisine girmelerine gerek yok. 'Think Tank' kuruluşlarının içerisinde kızlarımın her ikisi de çalışabilir. Zaten çalışacaklar, kendilerini ona hazırlıyorlar veya parti teşkilatlarının içerisinde oğlum görev alabilir. Vakıf kuruluşlarında görev alabilirler. Yani insanoğlu için yapabileceğimiz çok şey var, alanlar çok. Gidip her yerde bu hizmetler verilebilir. İnanıyorum ki çocuklarım babalarının bu tavsiyesine uyarlar."

Erdoğan, program sonunda gazetecilerin, "Bu akşam belli oldu ki, Bilal Erdoğan için siyasetin kapısı aralık. Ama Sümeyye Hanım için henüz bu vize çıkmamış" şeklindeki yorum üzerine 'Yok, zaten kızım istemiyor" değerlendirmesinde bulundu.

Bin Ladin'in öldürülmesi

Başbakan Erdoğan, "ABD'nin, 'Ladin öldürüldü, bundan sonra artık dünya güvendedir' açıklamasını yanlış buluyorum. Ladin bir tane değildir, Bin Ladinler çoktur" dedi.

Erdoğan, "Biz çift kule olayı olduğunda bir açıklama yapmıştık. Bu açıklama da şuydu; 'uluslararası teröre karşı bir uluslararası terörle mücadele platformunu oluşturmamız lazım. Çünkü, biz ondan dertliydik, ama bizim dertli olduğumuz konu ile o zaman kimse ilgilenmiyordu, bugün de ilgilenmiyorlar" dedi.

Başbakan, "Bizim buradaki asıl sıkıntımız, bu çift kule vurulduğu zaman, terör terördü, ama o olaydan sonra İslami Terör diye bir kavram ortaya sürdüler. İslamı, terörle özdeş hale getirme gayretleri oldu. Biz ondan sonra bütün uluslararası toplantılarda 'İslam ile terörü bir arada anamazsınız' dedik. Sürekli olarak da, 'antisemitizmi insanlık suçu olarak ilan eden, halkı Müslüman olan bir ülkenin Başbakanıyım. Bunu da aynı şekilde İslamafobiayı bir insanlık suçu olarak kabul edeceksiniz' dedik" diye konuştu.

Erdoğan, "Operasyona ilişkin açıklamalar sizi tatmin etti mi?" sorusuna, "Onun zamanlaması da enteresan. Pakistan'ın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklama var, biz teslim etmiştik diyor. Şimdi hangisine inanacağız bunun. Buralar da biraz karışık, ki kısa bir süre önce beraberdik, böyle bir şeyi de bize açmadı. Böyle bir şey hiç aramızda geçmedi, konuşmadık ama bu olaydan sonra teslim ettik diyorlar. Bu da düşündürücü. Şehrin merkezinde bu denli çevrilmiş olan bir yerden her halde Pakistan yönetiminin de haberdar olmaması, o da düşündürücü" diye konuştu.

Kastamonu'daki saldırı

Başbakan Erdoğan, "Kastamonu'da AK Parti konvoyuna yönelik düzenlenen saldırıya" ilişkin bir endişe var mı?" sorusu üzerine, "Ben, bunu bir endişe olarak değerlendirirsem yanlış olur. Böyle bir endişeyi doğrusu bir başbakan olarak ben taşımıyorum, bir genel başkan olarak da taşımıyorum. Teröristlerin nerede ne yapacağı belli değildir. Ona göre de ülkemin güvenlik güçleri ellerinden gelen bütün tedbiri alıyorlar. Ama bu tedbire rağmen işte bir Recepimizi kaybettik, bir Metinimiz yaralı. Burada önemli olan niye şimdi? Seçimin arefesinde bu atılan adım nedir? Telsiz dinlemesindeki ifadeler çok önemli. Ne diyor? 'Hedef AK Parti' diyor. Demek ki terörle ilgili sorunları çözmede AK Parti başarılı, bu, bu demektir. Başarılı olduğu için bundan PKK, siyasi bağlantısı olan parti rahatsız oluyor, ciddi bir rahatsızlık var orada. Bu sorunlar devam ederse bunlar siyasi rant elde edebiliyorlar. Bu sorunlar ortadan kalkarsa bunların artık işi bitiyor. Dikkat ederseniz hep tehditle bugüne kadar oy aldılar. Köyleri tehdit ettiler, yaktılar, yıktılar. Şehirlerde aynı şeyi yaptılar" diye konuştu.

Bahçeli'ye sordu: "Okyanus ötesinde ne var"

Erdoğan, MHP'li siyasilere ait olduğu ileri sürülen kasetleri değerlendirirken, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu işin okyanus ötesinden yönetildiği gibi bir yaklaşımın içine girmesinin çok çirkin olduğunu" ifade ederek, "Kalk o zaman okyanus ötesi neyse bunun adını söyleyiver. Okyanus ötesinde ne var?" dedi.

Erdoğan, "Bir yerlere fatura ediyorsun. Bu yanlış bir şey. Kendi iç çekişmenizi buraya fatura etmenin anlamı yok. Kaldı ki içerideki böyle bir durum neticesinde niçin istifa istiyorsun? Asıl yanlış burada. Yapman gereken ihraçtır. Yaparsın ihracını, kendi duruşunu ortaya çok farklı bir biçimde koyarsın. Burada olması gereken budur. Bu her partide olabilecek de bir durumdur. Çünkü bireysel bir konu. Bunu yaptıkları zaman mesele onu orada bırakmamaktır" dedi.

Başbakan Erdoğan, ancak bir konuyu açıkça ortaya koymak istediğini bildirerek, "bu tür ahlaki olmayan konulara, gayri meşru olaylara, 'Özelidir', 'Özel hayata müdahaledir' demeyi, halkının yüzde 99'u Müslüman olan toplumun ahlaki değerlerine ters yaklaşım olarak bulduğunu" kaydetti.

Erdoğan, "Doğru bulmuyorum ve bunlarla da bizim ortak mücadele etmemizin gereğini iddia ediyorum. Çünkü, bunlar siyasetin içinde, eğer temsil noktasında olurlarsa, bizim Türk siyasetinin geleceği sıkıntıda, demektir. Çünkü siyasetin içinde yer alanların, her alanda örnek insanlar olması lazım" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Kaset olayı için 'Kendi iç çekişmeleri' dediniz. Bu bir tespit mi?" sorusu üzerine, "Gördüğümüz o. Ciddi sıkıntı var kendi içlerinde. Buralarda niçin şu olmadı, niçin bu olmadı, veyahut da bazı duyumlarımız var. Bu duyumlar neticesinde görünen bu. Temenni ederiz ki süreç böyle devam etmez. Gazetelerden de okuyoruz. Söylüyorlar, 'Şu kadar daha kaset var' diye" ifadelerini kullandı.

"Hakarete terbiyem el vermez"

CHP ve MHP'nin seçim kampanyalarını nasıl bulduğuna ilişkin soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan, seçim kampanyalarının yürütülüş tarzını edebe mugayir bulduğunu, çünkü hakaretler kullanıldığını ifade etti.

Kendisinin sadece, "Statükonun Allah'ı Ankara'dadır" ifadesine karşı, "Bu alçaklıktır" diye bir ifadesi bulunduğunu belirten Erdoğan, bunun dışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı eleştiriler yönelttiğini, ancak hakaret etmediğini anlattı.

Erdoğan, "Benim zaten yetişme tarzım, aldığım terbiye, ne Kılıçdaroğlu'na ne Bahçeli'ye hakarete müsaade etmez" dedi.

Erdoğan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında sorulan "Hiç mi takdir ettiğiniz bir yanı yok?" sorusuna "Kılıçdaroğlu çok başarılı yalan söylüyor" yanıtını verdi.

"Dış politika yatağını buldu"

Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, dış politika konusundaki "eksen kayması" iddialarının da gerçeği yansıtmadığını belirterek "Dış politika anlayışımız yatağını buldu" görüşünü ifade etti.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara