Dolar

34,8712

Euro

36,6793

Altın

3.042,26

Bist

10.058,47

Özbekistan'ın Orta Asya'da su endişesi

Yaklaşık 30 milyon nüfusuyla Orta Asya'nın en kalabalık ülkesi Özbekistan, bölgede giderek daha da derinleşen su sorunundan endişe ediyor.
Özbekistan, bölgede özellikle su gibi önemli doğal kaynaklarının verimli kullanılmamasından yakınıyor. Taş

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-06 06:26:04

Özbekistan'ın Orta Asya'da su endişesi
Yaklaşık 30 milyon nüfusuyla Orta Asya'nın en kalabalık ülkesi Özbekistan, bölgede giderek daha da derinleşen su sorunundan endişe ediyor.
Özbekistan, bölgede özellikle su gibi önemli doğal kaynaklarının verimli kullanılmamasından yakınıyor. Taşkent yönetimi bu endişesini ise Aral Gölü'nün maruz kaldığı tarihi ekolojik sorunla dile getiriyor.

Bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük gölü iken, şimdi kurumaya yüz tutan gölün maruz kaldığı bu durum, sadece Orta Asya halkları için değil, çevresi ve hatta tüm Avrasya coğrafyası için de trajik ve tehlikeli sonuçlar taşıyan büyük bir ekolojik sorun olarak değerlendiriliyor. Göldeki kurumayla çoraklaşan göl havzasında oluşan kum ve tuz fırtınaları ürün ve bitkileri yok etmeyle başbaşa bırakmış, bu havzadaki yaşam kaynaklarını olumsuz etkilemiştir. Bu kurumayla bölgede meracılık ve tarım alanları yok olmuş, ön binlerin geçim kaynağı olan balıkçılık ortadan kalmıştır.

BÖLGE, ÇEVRE FELAKETİYLE KARŞI KARŞIYA
Daha çok Orta Asya'yı tehdit eden Aral sorununu ilk olarak 1993'de BM Genel Kurulunun 48. dönem toplantısında dile getiren Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Karimov, bu sorunu, "Aral Gölü krizi - insanlık tarihinin en büyük çevre ve insani felaketlerden biridir. Deniz havzasında yaşayan on milyonlarca insanlar onun etkisi altında kalmıştır." sözleriyle ifade ediyor.

Bölgedeki yanlış su politikaları nedeniyle son 40 yıl içinde mevcut su alanının yedi kat geri çekilmesi, su hacminin 13 kat azalması ve mineralleşmenin 10 kat artması, Aral Gölü'nü canlı organizmaların yaşaması için uygunsuz bir hale getirmiştir. Bu da, Aral havzası yakınlarında sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve demografik olmak üzere global ölçekli olumsuz sonuçlar ortaya çıkmasına neden olmakta.

YANLIŞ UYGULAMALAR DURDURULMALI
Özbekistan, Aral Gölü'nün bu duruma gelmesini ise gölü besleyen Amuderya ve Sırderya nehirlerindeki su dengesinin yanlış uygulamalar neticesinden olumsuz etkilenmesine bağlıyor. Bu gerçeklerden hareket eden Özbekistan, 'bölgedeki hidroelektrik santralleri yapımı dahil sınır aşan suların kullanılmasıyla ilgili alınacak tüm kararların hiçbir şekilde ekolojik hasara yol açmaması ve komşu ülkeler halklarının çıkarlarını ihlal etmemesi gerektiği' görüşünü savunuyor. Özbekistan, Orta Asya'daki sınır aşan nehirlerin yukarı kesimlerinde yer alan ülkelerin, aşağısında yer alan ülkelerin çıkarlarını göz önünde bulundurmadan ve rızalarını almadan yeni barajlar kurmasına da kesinlikle karşı çıkıyor. Özbek tarafı bu konuda Birleşmiş Milletler(BM)'in 17 Mart 1992 tarihli 'Sınır aşan suların ve Uluslararası Göllerin Kullanılması ve Korunması' ve 21 Mayıs 1997 tarihli 'Uluslararası Sınıraşan Suların Kullanılması' hakkındaki konvansiyona uyulmasını savunuyor.

ORTA ASYA'DA TSUNAMİ KORKUSU
Orta Asya'da etkili olacak su sorunundan en fazla etkilenecek olan Özbekistan, sınır aşan nehirlerin yukarı kesimlerinde yer alan Kırgızistan ve Tacikistan'da büyük hidroelektrik santrallerinin yapım projelerini de endişe içinde takip ediyor. Taşkent, yapım geçmişi 40 yıl öncesi Sovyet dönemine dayanan Tacikistan'daki Rogun ve Kırgızistan'daki Kambarta-1 hidroelektrik santralleri projelerinin modern standartlara uymadığını öne sürüyor. Özbekistan, olası büyük bir depremde, bu barajların Orta Asya'da tsunamilere yol açabileceğini savunuyor. Özbek uzmanlar, özellikle Tacikistan'daki Rogun projesinin tektonik parçalanma bölgesinde yer alması nedeniyle daha da büyük risk taşıdığını iddia ediyor. Taşkent yönetimi, olası bir depremde 335 metre yükseklikteki baraj bendi arkasında biriken su kütlesinin oluşturacağı sel, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan'daki binlerce kasaba ve şehri tahrip edeceğini ileri sürülüyor.

DAHA KÜÇÜK BARAJLAR
Bu riskin farkında olan Özbekistan, bölgeyi besleyen Serderya ve Amuderya'nın kaynağında yer alan komşu ülkeler Kırgızistan ve Tacikistan'ı daha küçük hidroelektrik santralleri yapmaya davet ediyor.

Bölgede devam eden su sorunu yakından takip eden Özbekistan, öncelikle bölgeyi besleyen ırmakların alt kesiminde yer alan ülkelerin su kullanma rejimin değiştirilmesini talep ediyor. Özbekistan, ayrıca bölgedeki su politikasındaki hassas çevre dengesi dikkate alınarak, bölgenin ekolojik güvenliğinin ihlal edilmemesini ve yapılması devam eden hidroelektrik santrallerin teknik güvenliğini taahhüt edecek önlemlerin alınmasını talep ediyor.

Sınır aşan nehirlerin su kaynaklarını öncelikli kullanma gibi bir hak talep etmediğini de dile getiren Özbekistan, bölgedeki su stratejisinin uluslararası hukuka ve bu alandaki kurallara uyumlu olmasını talep ediyor.
Özbekistan yönetimi, 2012'de Fransa'da yapılacak 6. Dünya Su Forumu'na hazırlık amacıyla geçtiğimiz gün düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Su Forumu'nda yukarıdaki söz konusu endişelerini dile getirdi.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara