AK Parti Manisa adayı Özdağ: 1980 darbe kuşağının acılarını Meclis'e taşıyacağım
AK Parti Manisa Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ, Meclis'e girmesi halinde 1980 dönemindeki kuşağın yaşadığı acıları anlatacağını söyledi. Gelecek nesillerin sokağın dilini doğru anlamaları için çalışacağını vurgulayan Özdağ, "Her zaman sokaklarda meş
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-28 10:25:49
Cihan TV Network tarafından hazırlanan 'Anadolu'da Sabah Programı'na konuk olan Özdağ, 12 Eylül 1980 darbesinde idamla yargılandığı şehirden milletvekili adayı olduğunu belirtti. 12 Eylül'de Türkiye'nin bir cinnet dönemi yaşadığının altını çizen Özdağ, gençlerin birbirleriyle dövüştürülürken siyasetçilerin ise iktidara giden yolların taşlarını döşediğini belirtti. "İnşallah bir daha o dönemleri yaşamayacağız." diyen Özdağ, sağın ve solun yanlışları olduğunu belirterek, yaşadıklarını gelecek nesillere anlatmak için aday olduğunu ifade etti. Demokratik ortamın kendilerini milletvekili adayı yaptığını dile getiren Özdağ, şöyle devam etti:
"Bu ortam belki Meclis'e taşıyacak. 1980 döneminde sağdan ve soldan asılan arkadaşlarımız oldu. Binlerce insan işkenceden geçirildi, sağlıklarından oldu, hürriyetlerini feda ettiler. O kuşaktan bir tanesiyim. İnşallah Meclis'te olacağım. Meclis'te o kuşağın acılarını gelecek nesillere aktaracağım. Sokağın dilini doğru tanımalarını, doğru anlamalarını, her zaman sokaklarda meşruiyetin dışındaki eylem ve etkinliklerin daima darbecilerin işine yarayacağını, iç ve dış statükocuların işine yarayacağını anlatacağım. Onları dile getireceğim."
"TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞSİN DİYE REFERANDUMDA 'EVET' DEDİM"
Büyük Birlik Partisi (BBP)'nde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte siyaset yaptığını anlatan Özdağ, Yazıcıoğlu'nun vefatıyla birlikte partiden ayrıldığını söyledi. "Neden MHP veya BBP'den değil de AK Parti'den aday oldunuz?" yönündeki bir soruya ise Özdağ, AK Parti'nin, hayallerini gerçekleştirdiğini vurguladı.
"Ülkücüler illa MHP veya BBP'den aday olacak" diye bir şeyin olmadığının altını çizen Özdağ, AK Parti'den de aday olunabileceğini belirterek, ülkücü demenin devleti güçlü kılmak olduğunu kaydetti.
Demokrasinin, farklı fikirleri bir arada yaşatabilme sanatı olduğuna dikkat çeken Özdağ, Anayasa değişikliğiyle ilgili yapılan referandumda darbecilerin yargılanması için değil Türkiye'nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi için 'evet' dediğini aktardı. "Türkiye'de hiçbir suç cezasız kalmamalı. Özellikle darbecilerin yaptıkları yanlarına kar kalmamalı." diyen Özdağ, Türkiye'nin darbeci zihniyetten özgürlükçü bir zihniyete doğru gittiğini ve bunun uzun bir yol olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin mutlaka yeni bir Anayasaya ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Özdağ, 2011 Anayasasının istikbalin Anayasası olacağını belirterek, "Özgürlükçü bir Anayasa olacak. Devlet eksenli değil, birey eksenli bir Anayasaya ihtiyaç var. Sivil bir Anayasa olacak ve Meclis öncülük yapacak." dedi. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin önemini anlatan Özdağ, kavgaların bitmesini ve çoğulcu bir yapıda yaşanmasını istedi.
"CEZAEVİNDEKİ ÜLKÜCÜLER İÇİN KANUN TEKLİFİ VERECEĞİM"
Ayrıca, siyasi parti liderlerinin üsluplarına biraz daha dikkat etmeleri gerektiğini anlatan Özdağ, 'Üslub-u beyan ayniyle insan' olduğunu ifade etti. Partilerin belli bir kesimi değil, Türkiye'yi yönetmeye talip olduğunu dile getiren Özdağ, şöyle devam etti:
"12 Eylül öncesi bunları yaşadık. O günkü Ecevit ile Türkeş'in ifadeleri, Demirel ile Erbakan'ın ifadelerini yaşadık. Türkiye'de 5 bin kişi öldürüldü, 1 milyon kişi mağdur oldu. Binlerce insan sakat kaldı, hala acıları yaşıyoruz. Hala cezaevinde yatan ülkücüler var. 26 yıldır cezaevinde yaşıyorlar. Meclis'e gelirsem, partimin yetkilileriyle de görüşerek; 26 yıldır aynı suça eşit ceza verilmediği için Türkiye'de birileri, 146 -1'den 146'dan yargılandığı için, birileri 313, 314, 315. maddelerden yargılandığı için farklı cezalar aldılar. Birileri 12 yıl yatıp çıkarken, Türkiye'de ülkücülerden bazı insanlar ki 6-7 kişi, şu an 26 yıldır cezaevindeler. Ben onlarla ilgili bir kanun teklifi hazırlamayı düşünüyorum. O nedenle hala yaralarımızı saramadığımız bir dönemde, yeniden liderlerin yaralar açmasına sebebiyet vermelerini çok vahim olarak değerlendiririm, bir trajedi olarak değerlendiririm. Onun için bunlar yanlış şeylerdir. Keşke olmasaydı, söylenmeseydi, keşke bu ifadeleri biraz daha dikkatli kullanabilselerdi."
"SOKAKLAR HER ZAMAN İSTİHBARATÇILARIN KULLANIM ALANLARIDIR"
Sokakların, her zaman istihbaratçıların kullanım alanları olduğuna dikkat çeken Özdağ, gençlerin sokakta değil okullarda olması gerektiğini belirterek, ellerin silah değil kalem tutması gerektiğini ifade etti. "Sokaklara birileri çağrı yapıyorsa bilin ki orada manipülasyon vardır, orada provokasyon vardır, Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atma vardır." diyen Özdağ, Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atmaya kimsenin hakkı olmadığını vurguladı.
Ülkenin çok acılar çektiğinin altını çizen Özdağ, "Darbelerle başbakan ve bakanları astık. Tarih sayfalarında bu ayıp yazıyor ve hala okuduğumuzda utanıyoruz. Liderlerin hatalı tutumları nedeniyle sağ-sol çatışmaları oldu, sokaklar kan gölüne çevrildi, yaşanmaz hale geldi. Kurtarılmış bölgeler ilan edilip kendi mahkemelerini kurdular. Liderler o acıları yeniden okumalı veya yaşayanları dinlemelidirler." diye konuştu.
"MHP'DEKİ KASET OLAYI İLAHİ ŞAMARDIR"
MHP Genel Başkan Yardımcıları Recai Yıldırım ile Metin Çobanoğlu'nun kadınlarla çekilmiş uygunsuz görüntülerini de değerlendiren Özdağ, 9 ışıktan birinin ahlak olduğunu hatırlattı. "Keşke yaşanmasaydı." diyen Özdağ, siyasetin topluma hizmet etmek olduğunu belirterek, siyasetçilerin örnek insanlar olması gerektiğini, ahlaki seviyeyi yükseltmeleri gerektiğini ifade etti.
Aile mefhumuna önem veren bir millet olduğumuzun altını çizen Özdağ, siyasetçilerin söylemlerine, yaşantılarına, aile hayatlarına dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı. MHP'nin kaset olayından dolayı ciddi şekilde çalkalandığını anlatan Özdağ, "Kendi hür iradeleriyle istifa etmeleri gerekirdi, talimatla değil. Söylemler, Türkiye'yi yaraladı, aklı selim insanın söyleyeceği şeyler değil. Özel hayat belki ihmal ediliyor ama oradaki sözler, yenilir yutulur değil. Ülkücüler ile MHP'ye gönül verenler bunu değerlendirecektir." dedi.
Bir cemaat veya cemaatlerin, STK'ların tahkir edilmemesi gerektiğini söyleyen Özdağ, şöyle devam etti: "Onlara sözlerimizle hakaret etmeyelim. Farklı fikirlere mensup olabilirsiniz, farklı kulvarlarda koşabilirsiniz ama Türkiye'ye hizmet etmiş olan Hocaefendiyi kalkıp töhmet altında bırakamazsınız veya faklı fikirlere farklı cemaatlere Türkiye'nin manevi dinamiklerini siz tahkir edemezsiniz. Buna da hakkınız yoktur. O nedenle bir ilahi şamar diyorum, takdiri ilahi diyorum."
SON VİDEO HABER
Haber Ara