Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Suçu Lübnan’a atmak Esad’ın delilik metodu

Başkan Beşşar Esad’ın halkıyla savaşı tehlikeli şekilde Lübnan’a yaklaşıyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-25 16:45:12

Suçu Lübnan’a atmak Esad’ın delilik metodu
Robert Fisk* / TIMETURK

Başkan Beşşar Esad’ın halkıyla savaşı tehlikeli şekilde Lübnan’a yaklaşıyor. Gerçekten de son birkaç gündür, Lübnanlı muhalif liderler; (Suriye’deki ayaklanmadan dikkatleri çevirme çabasıyla) Şam’daki Baas rejiminin, 150 bin hayata mal olan korkunç 15 yıllık iç savaşının 36’ncı yılını yeni kutlayan, bir ülkedeki mezhebi gerilimleri bilerek karıştırdığına dair şüphelerini dile getiriyor.

Cuma günü kuzeydeki Trabluşşam’da, Esad yanlısı ve karşıtı gösteriler düzenlendi. Lübnan Hükümeti’nin birlikler ve iç güvenlik unsurları caddeleri doldurdu. Trabluşşam’da, birçoğunun Suriye’yle kan bağı bulunan önemli bir (Esad Ailesi’nin dâhil olduğu Şia dalı) Nusayri toplumu bulunur.

Daha da rahatsız edici olan, Lübnan’daki (ülkedeki yegâne ciddi milis gücü ve İsrail’in esas düşmanı) Şii Hizbullah’ın muhalif Lübnan Gelecek Hareketi Milletvekili Cemal Cerrah’ın Esad rejiminin Dera, Lateyka, Banyas ve Halep’te “silahlı ayaklanma” dediği olayların içinde olduğunda dair Suriye’nin iddiasını kabul etmiş olması. Suriye televizyonu, silahlarla yakalandığını söylediği iki aşırı derecede korkmuş adamın, Cerrah’ın emriyle Suriye’ye silah ve para getirdiğini itiraf ettiğini aktardı. Milletvekili ve partisi şiddetle ve hiddetle bu iddiayı reddetti. Ancak bir Hizbullah yetkilisi Cerrah’ın Lübnan adaletine çıkarılması gerektiğini söyledi.

Aynı şekilde Suriye’nin Lübnan Büyükelçisi Ali Abdul Kerim Ali, (Şam’dan aldığı emir doğrultusunda) Dışişleri Bakanı’nın ziyaret ettiğinde Cerrah’ın mahkemeye çıkarılmasını istedi. Ülkedeki hükümet yokluğunda vekilharç Lübnan Başbakanı Gelecek Hareketi lideri Saad Hariri, Ali’nin hareketini Suriye’nin Lübnan’ın içişlerine karışmak olarak hiddetle protesto etti. İranlı destekçileri gibi, Hizbullah da Suriye’deki gösterileri kınarken Mısır devrimini övüyordu.

Bu zamana kadar birçok Lübnanlı, Suriye keşmekeşinden uzak durmak için aşırı dikkatli davrandı. Dürzü Lider Velid Canpolat, geçen hafta El-Anba’daki yazısında, “Suriye’ye, halkına ve istikrarına bağlılığı” nedeniyle, Şam’daki yetkililerin diğer Arap devletlerinin yaptığı gibi “güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılmasını üstlenmesi” gerektiğine inandığını yazdı.

Elbette, haklı olduğu bir nokta var. Gösterilerin kalbinde fazlasıyla nefret edilen Suriye’nin vahşi muhaberatının olduğu artık aşikâr. Cuma günü, (rejimin en tepesinde alındığı belli bir karar neticesinde) güvenlik güçleri Suriye’deki 14 farklı şehir ve kasabada göstericilere karşı gerçek mermi kullandı.

Gösterileri bastıranlar arasında Başkan Esad’ın kardeşi (birçok gösteride flamalardaki isim) Mahir’e doğrudan bağlı (genelkurmay yerine) kötü-şöhretli Suriye Ordusu’nun 4’ncü Birliği’ne bağlı askerler de vardı.

Suriye’deki katliamların görgü şahitleriyle doğrudan konuşan Beyrut’taki İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cuma ve Cumartesi günü güvenlik güçlerince öldürülen (katledilen) 76 göstericinin adlarını yayınladı. Çevrimiçi dayanışma neticesinde Suriyeli insan hakları eylemcilerinin elinde 112 isim var. Küçük çocuklar dâhil en az 100 kişi öldü. Ancak bazı cesetler hastanelere götürülmedi zira polis orada isimleri alarak cenazelerin özel olarak gömülmesinde ısrar ediyor.  

Orta Doğu devrimlerinin garip bir olgusu bu. Güvenlik güçleri göstericileri vuruyor. Sonra cenazelere ateş açıyor. Arkasından önceki gün cenazede ölenlerin cenazelerindekileri vuruyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Nedim Huri’ye göre, gösterilerin başladığından beri ölü sayısı 300’e ulaştı. Huri şunları söylüyor: “Suriye güvenlik güçlerinin bastırmak için daha ileriye gitmeye hazır olduğu açık. Şu ana kadar bu (ve diğer devrimler) tarihin bir tekrarı. Bu rejimler birbirlerinden öğrenmiyor. Göstericiler öğreniyor. Eğer bu kadar trajik olmasaydı çok komik olurdu. Rejimlerin (yabancı mihraklara dair) söylemi parçalanıyor. İnsanlar artık bunları yutmuyor”. 

İşe bakın ki Başkan Obama, Suriye krizinde “yabancı bir el” öneren yegâne lider. Suriye yetkililerin “acımasız” davranışlarını İran’ın desteklediğini söyledi.

Yas tutanlara desteğini gönderecek ve göstericilere Amerika’nın yanlarında olduğunu söyleyecek kadar saygın olabilecekken, birçok Arap, Obama’nın trajediye dair ucuz propaganda yapmaya çalışacağından korkuyordu.  Ancak Suriye’deki olaylarda İran’ın parmağı olduğuna dair hiçbir kanıt yok.

Fakat Nedir Huri, bölgedeki birçok rejimin (Suudiler, İranlılar, İsrailliler ve Türkler), Beşşar Esad kalırsa mutlu olacağını söylüyor. Huri şunları kaydediyor: “Asıl sorun, buradan nereye gidebilirsiniz? Rejim, çizgisini ‘kuma çizdi’. Fakat diğer Arap devrimlerinden, şehir merkezlerinden kalabalıkları uzak tutmayı öğrenmiş. Huma’da göstericiler ana meydanda çadırlar kurdu ancak güvenlik güçleri topluca gelerek, çadırları yıktı ve caddeleri bir gecede yıkadı. Huma meydanına yakınlarında yaşayan biri ‘Güneş doğduğunda, sanki bir gece önce orada kimse yok gibiydi’ diye anlattı. Sonra Cuma günü insanlar Şam’a yürümeye başlayınca kenar mahallelerde vuruldular. Sadece Banyas’ta muhaberat şehri terk etti ve göstericiler barış içerisinde yürüdü”.

* The Independent’ın ünlü Orta Doğu Muhabiri.

Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.

 

SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara