Av. Şahin: Oligarşinin bekçiliğini yapmak YSK'ya ihale edildi

Balıkesir Sivil Güçler Birliği Başkanı Av. Mehmet Birol Şahin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun bazı bağımsız milletvekili adaylarını vetosunun, hem hukuk hem de demokrasi açısından vahim bir karar olduğunu söyledi. Şahin, "Anayasa değişikliği referandumundan sonra bazı kurumların yapısı değiştiği için anlaşılan oligarşinin bekçiliğini yapmak YSK'ya ihale edildi." dedi.
YSK'nın 2005 yılında yürürlükten kaldırılan kanundan habersiz olduğunu iddia eden Av. Şahin, "Seçilme hakkını yasaklayan mahkeme kararı, 2005 yılından beri yasağın iade edildiğine dair karara gerek olmaksızın, sabıkalı şahsa otomatik olarak kendiliğinden iade edilmiş, yani yasak kalkmış kabul ediliyor. Bu sebeple YSK'nın, yasağın kalktığına dair belge istemesi abesle iştigaldir. Mmillet iradesini vesayet altına almaya çalıştığı bu seçim öncesi ikinci vahim kararıdır. YSK, bundan önce de yurtdışındaki vatandaşlarımızın oy kullanmasını engelleyen bir karar almıştı. Geçmişte zaman zaman Anayasa Mahkemesi, zaman zaman Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), statükonun vesayet rejimini devam ettirebilmek için hukuku zorlayan kararlara imza atmaktaydı. Anayasa değişikliği referandumundan sonra bu kurumların yapısı değiştiği için oligarşinin bekçiliğini yapmanın YSK'ya ihale edildiği anlaşılıyor." şeklinde konuştu. Balıkesir Sivil Güçler Birliği Başkanı Şahin, YSK'nın bu kararla Kürt meselesini çözümsüzlüğe iterek kendi vesayet düzenlerini devam ettirmeye, millet iradesini, hukuku, demokrasiyi, iç huzur ve barışı engellemeye çalışanlara hizmet ettiğini savundu.

'YSK BU KARARINI DERHAL DEĞİŞTİRMELİDİR'
YSK'nın 11 üyesinin altısının Yargıtay'dan, beşininse Danıştay'dan geldiğini vurgulayan Mehmet Birol Şahin, şöyle devam etti: "YSK üyelerinin, katı bir vesayet rejimini yürürlükten kalkmış kanunları uygulayarak devam ettirmeye çalışması, bu kurumun yapısının ivedilikle değişmesi gerektiğinin göstergesidir. Ortaya çıkan durum, Türkiye'de topyekûn bir anayasa değişikliğinin ne kadar gerekli ve zorunlu olduğunu bir kere daha göstermiştir. 12 Haziran'da seçilecek yeni Meclis üyeleri, bu sebeple ivedilikle Anayasa'yı değiştirerek vesayet rejimini kaldırmalı, Türkiye Cumhuriyeti'ni demokratik bir hukuk devleti haline dönüştürmelidir. Asıl mesele, 12 Eylül askerî darbe anayasasının hâlâ yürürlükten kaldırılmamış olmasıdır. Bu Anayasa ile oluşturulmuş kurumlar, sırayla ve ihtiyaç oldukça ortaya çıkarak millet iradesini vesayet altına almaktadır."