Batu Serdağ ve Betül Akyüz / TIMETURK
Libya’daki iç savaş çıkmaza doğru girerken, The Guardian’ın Trablus’taki muhabiri Harriet Sherwood, Kaddafi’ye bağlı güçlerin Misrata’da misket bombaları kullandığını öne sürdü. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne dayandırılan haberde, Albay Kaddafi’nin İspanya yapımı misket havan mermisi kullandığı iddia edildi. Haberde şu bilgilere yer verildi: Görgü şahitlerine göre, Muammer Kaddafi’ye bağlı güçler, muhasara altındaki Misrata’nın yerleşim bölgelerinde misket bombası kullanıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Perşembe ve Cuma günü şehre 4 misket bombası atıldığını bildirdi. İki Misrata sakini Guardian’a yaptığı açıklamada bombaların kullanıldığını söyledi.
Dünyada birçok ülkece yasaklanan misket bombaları, yere düşmeden patlayarak düzinelerce küçük bombacıklara ayrılıyor. Yüksek patlayıcı gücüne sahip bu küçük bombalar, büyük bir alanda ayrım gözetmeden yıkıma neden oluyor. Patlamayan bombacıklar, dokunulduğunda patlayarak büyük bir tehlike oluşturuyor.
İddialar, ABD, İngiliz ve Fransız liderlerinin Albay Kaddafi devrilene kadar askeri harekâtı sürdürme kararının ardından geldi. Ortak açıklamada, Barack Obama, David Cameron ve Nicolas Sarkozy, Misrata’tadaki saldırıyı “halkını itaate zorlayan bir ortaçağ muhasarasına” benzettiler.
Ağır bombardımanın ikinci gününde Misrata’ya 100’den fazla füze fırlatıldı. İsyancılara göre 8 kişi ölürken, hükümet birlikleri şehir merkezine ulaştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, özellikle yerleşim bölgelerinde misket bombası kullanımını kınadı. HRW’den Steve Goose, “Ayrım gözetmeyen yapısıyla hem saldırı esnasında hem de sonrasında patlamayan bombacıklar nedeniyle sivillere büyük tehdit oluşturuyor” diye konuştu.
Misrata’da yapılan incelemeye göre, bombalar İspanyol üretimi. Açıklamada şunlara yer verildi: “Misket bombası, havadayken açılan ve geniş bir alana 21 bombacık bırakan İspanya yapımı MAT-120mm havan topu mermisi. Herhangi bir temasla patlayan bombacıklar, insanlara saldıracak yüksek hızlı şarapnellere ayrılıyor ve zırhları delecek erimiş metal mermi bırakıyor”.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Berlin’deki NATO dışişleri bakanlarıyla toplantısının ardından rapordan haberi olmadığını ancak “Albay Kaddafi ve güçleri her şeyi yapabilir” diye konuştu.
Clinton şunları ekledi: “Bu endişe verici. Misrata’daki çatışmanın zorluğunun nedenlerinden biri de bu. Binalar çok iç içe ve şehir kalabalık. Hem NATO hem de muhalefet için çok sıkıntılı bir bölge”.
Misrata’daki isyan sözcüsü Muhammed, SkyPe’yle ulaştığı Guardian’a “Arkasından küçük patlamaların geldiği büyük bir patlama duydum. Misket bombası gibiydi” açıklamasını yaptı.
Aynı zamanda “şeker bombaları” kurbanları gördüğünü de ekledi. Güzel bir şişeye benzeyen bu bombalar alındığını patlıyor.
Misrata Hastanesi’nden Dr. Ayman Abuşahma, misket bombalarıyla ilişkilendirilebilecek yaralılar gördüklerini söyledi: “Daha önce bu tür yaralar görmemiştik. Uzmanlara ihtiyacımız var”.
HRW, misket bombalarının Misrata’nın 1 km dışına düştüğünü söyledi. Ancak bombalarla yaralanan ya da ölen siviller olup olmadığı bilgisine yer vermedi.
Misrata ambülâns şoförlerinin, Çarşamba ve Perşembe günü misket bombası saldırılarına gördüğü bilgisini verdi.
İbrahim Ebuveyfa’da Çarşamba akşamı saat 7’de havada bir patlama ve ondan çıkan “küçük alevler” gördüğünü söyledi. Bunların bir evin duvarı yakınlarına düşünce patladığını ve şarapnellerin dağıldığını ilave etti.
Velid Srayti, Perşembe günü sabah 11’de misket bombası saldırısı gördüğünü söyledi: “Sebze halinin arkasındaki caddedeydim. Trablus caddesine büyük bir çatışma vardı. Bir gürültü duydum ve 9-10 şeyin hal üzerinde açıldığını gördüm. Beyaz duman çıkıyordu”.
Hükümet sözcüsü Musa İbrahim, Libya’nın misket bombası kullandığını reddetti: “Ne yasal ne ahlaki olarak bunu yapamayız. İspata davet ediyoruz. Uluslararası toplum topluca ülkemize saldırdığını biliyoruz. Kulanmıyoruz”.
Libya, Misket Bombaları Konvansiyonu’nu imzalamadı. Bu konvansiyon, misket bombalarının üretimini, satışını, depolanmasını ve kullanımını yasaklıyor. (3 Nisan 2008’de imzaya açılan Konvansiyona, Rusya, ABD, İngiltere, Çin, Brezilya gibi ülkeler karşı çıkıyor. Misrata’da bulunduğu söylenen bombaların menşei olduğu söylenen İspanya ise Konvansiyona taraf.)
EKMEK SIRASINDAKİ SİVİLLER ÖLDÜ
Diğer yandan Uluslararası Af Örgütü’nden bir araştırmacı Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçlerin kuşatma altındaki Mıstara Kenti’ne fırlattığı füzelerin ekmek sırasında bekleyen sivillerin ölümüne sebep olduğunu açıkladı.
Geçtiğimiz Perşembe günü muhalifler, kontrolleri altında tuttukları limana yakın Ahmet Kasrı Mahallesi’ne yoğun bir şekilde füze saldırısı gerçekleştiğini ve bu saldırıda 23 sivilin hayatını kaybettiğini açıklamıştı. Uluslararası Af Örgütü Araştırmacısı Donatella Rovera da bu açıklamalara paralel olarak 16 kişinin öldüğünü duyduğunu bildirdi. Rovera şöyle konuştu: ‘Ekmek sırasında bekleyen insanlardan ölenler oldu. Aynı şekilde füze düştüğü esnada arabasıyla oradan geçen bir şahıs da hayatını kaybetti. Burada insanların kalması gerçekten çok zor. Bu, doğuda gördüğüm en kötü şey. Durum gittikçe daha tehlikeli bir hal alıyor. Gerçekten güvenilir, münasip başka bir mekana gitme fırsatları bile yok.’
NATO, DEVRİMCİLERİ FİNANSE ETMENİN YOLUNU ARIYOR
Libya’da Kaddafi ve güçlerinin sivil halka saldırılarının önünü kesmek için havadan operasyonlar gerçekleştiren NATO güçleri şimdi de devrimcilere yardım yolları arıyor.
Dün bir araya gelen NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, devrimcilere insani, askeri, örgütsel yardım sunmanın yolları üzerine tartıştı. Devrimcilerin komutanı Abdulfettah Yunus ise, devrimcilerin şu anki durumunun çok iyi olduğunu, gerekli silah ihtiyaçlarını karşıladıklarını açıkladı. Öte yandan geçtiğimiz Perşembe günü Kaddafi’nin fırlattığı füzelerin ekmek kuyruğunda bekleyen sivilleri öldürdüğü ortaya çıktı.
ABD dışişleri bakanı Hillary Clinton geçtiğimiz Cuma günü NATO’nun Libya’daki devrimcilere finansman sağlamak için yol aradığını açıkladı.
Clinton NATO ülkeleri dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantının ardından açıklamada şöyle dedi: ‘Muhalefetin, hem insani hem örgütsel hem de askeri düzeyde aşırı yardıma ihtiyacı var. Bu yardımın kendilerine en iyi şekilde nasıl ulaştırılabileceği, her ülkenin ne yapabileceği hususu tartışıldı. Ayrıca muhalefete finansman sağlama yollarını arıyoruz.’
ABD dışişleri bakanı bununla beraber askeri müdahalenin yeni bir Sırbistan katliamı olmayacağını vurguladı.
KADDAFİLİ BİR GELECEK DÜŞÜNÜLEMEZ
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ABD başkanı Barack Obama ve İngiltere başbakanı David Cameron hedeflerinin Albay Muammer Kaddafi’yi iktidardan güç kullanarak indirmek olmadığını açıklamışlardı.
Aynı vakitte Libya’nın müstakbelinin iktidarda Kaddafi’nin varlığı ile hayal edilemeyeceğini vurgulamışlar ve şu ifadeleri kullanmışlardı: ‘Halkına karşı katliam yapmaya kalkan bir kişinin kurulacak yeni hükümette bir rol alması düşünülemez.’
Üç liderin Fransız Figaro, İngiliz Times, Amerikan Herald Tribune ve Arap Yaşam gazetelerinde yayınlanan ortak beyanlarında şöyle dendi: ‘Eğer Kaddafi iktidarda kalırsa, kuvvetlerinin insafsız ve merhametsizce saldırılarının hedef aldığı, bu saldırılara cesurca karşı koyup direnen halka karşı korkunç bir katliam uygulanacaktır. Bu da Libya halkına karşı işlenmiş olağanüstü bir ihanet olacaktır.’
SİLAH İHTİYACIMIZ GİDERİLDİ
Öte yandan Libya muhalefet güçlerinin komutanı Tümgeneral Abdulfettah Yunus, devrimcilerin çok kısa süre sonra El-Berika Şehri’ne gireceklerini, ihtiyaçları olan silahlara ulaştıklarını açıkladı.
Yunus dün yaptığı konuşmada şöyle dedi: ‘Devrimcilerin durumu şu anda çok daha iyi. El-Berika’ya doğru ilerliyorlar. Şehirde şu anda Kaddafi’nin güçleriyle aralarında çatışmalar sürüyor. Çok kısa süre zarfında şehir tekrar ele geçirilecek.’