12 Eylül döneminde idam edilen 50 isimden biri de Mustafa Pehlivanoğlu'ydu.
Ankara'da yaşayan Pehlivanoğlu, ülkücü kimliği sebebiyle darbenin ardından tutuklandı. Sıkıyönetim mahkemesinde yargılandı ve emekli Askerî Hâkim Ali Fahir Kayacan'ın da imzasıyla idam cezasına çarptırıldı. "12 Eylül döneminde uygulanan adalet şimdiye göre daha adildi." çıkışıyla eleştirilen Kayacan'ın bu sözlerine bir tepki de Mustafa Pehlivanoğlu'nun babası Necmi Peh-livanoğlu'ndan geldi. Açıklamanın zamanlamasına dikkat çeken acılı baba, "Yargılamadan korktuğu için; kendini kurtarmak istiyor. Herhalde, asıl adalet yerini bulacak diye korkuyor." diyor. Pehlivanoğlu ile aynı dönemde asılan bir diğer ülkücü Fikri Arıkan'ın ağabeyi Alaattin Arıkan ise Kayacan'ın yargılanacağını anlayınca, kendisini aklama- ya çalıştığını söylüyor.
"Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. (...) Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. (...)"
Yukarıdaki satırların sahibi 12 Eylül askeri darbesinin ardından darağacına gönderilen ilk ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'ydu. Balgat'ta kahvehaneyi taramakla suçlandı. İdama mahkum edildi. Yukarıdaki satırları yazdıktan kısa bir süre sonra cuntanın emriyle idam edildi. 22 yaşındaydı. Asıldığından ailesinin bile haberi yoktu. Oğullarının idam edildiğini üç gün sonra cezaevinde ziyarete geldiklerinde öğrendiler. Suçsuzluğunu ortaya koyan hiçbir delil dikkate alınmadı. 12 Eylül'ün sahipleri, 'denge olsun diye' asmışlardı. Önce solcu Necdet Adalı darağacına gönderilmişti. Ardından da Mustafa Pehlivanoğlu. İdam kararını verenler arasında sıkıyönetim mahkemesi Hakimi Fahir Kayacan da vardı. Kayacan, bizzat iki infaza da katılacaktı. Önce Adalı'nın, ardından da Pehlivanoğlu'nun nasıl asıldığını anılarında ayrıntılı olarak anlattı. Meslek hayatı boyunca 40'tan fazla infaz kararı veren Fahir Kayacan, bugünlerde yine gündemde. Darbenin ardından kendisinin de görev aldığı sıkıyönetim mahkemelerinin bugünkü mahkemelerden daha adil olduğunu savunuyor. Ergenekon terör örgütü davasında sadece sanıklardan Kemal Kerinçsiz'in savunmasının 9 gün sürdüğünü unutmuş olacak ki, 12 Eylül'de sanıkların saatlerce savunma yapmalarına izin verdiklerini söylüyor.
Fahir Kayacan'ın kararıyla idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun babası Necmi Pehlivanoğlu, oğlunun ifadesinin işkenceyle alındığını anlatıyor. Sıkıyönetim mahkemelerinin, bu ifadelere dayanarak karar verdiğini, yargılamalar sırasında gösterdikleri şahitlerin hiçbir şekilde dikkate alınmadığını söylüyor. Sahte deliller üretilerek oğlunun idam edildiğini belirtiyor. Söyledikleri hiçbir şeyin araştırılmadığını ifade eden Pehlivanoğlu, idam kararı veren Kayacan'a soruyor: "Adil yargılama bu mu? Bunlardan hangisi bugün uygulanıyor? Hangi sanığa işkence yapılıyor, zorla ifade imzalattırılıyor?"
12 Eylül 1980 darbesi ile ilgili açılan soruşturmaya müdahil olacaklarını da ifade eden Necmi Pehlivanoğlu, Ali Fahir Kayacan'ın açıklamasının zamanlamasına dikkat çekiyor. 12 Eylül'le ilgili soruşturmanın açıldığı bir dönemde Kayacan'ın böyle bir açıklama yapmasının çok manidar olduğunu belirtiyor: "Yargılamadan korktuğu için kendini kurtarmak istiyor. Herhalde, asıl adalet yerini bulacak diye korkuyor."
Ergenekon sanıklarına işkence mi yapılıyor?
Kanlı darbenin darağacına gönderdiği isimlerden biri de Fikri Arıkan'dı. 27 Mart 1982 sabahının ilk saatlerinde Mamak Cezaevi'nde 32 yaşında idam edildi. Kendisi gibi ülkücülükten yargılanan ve darbenin ardından yurtdışına kaçan Alaattin Arıkan (64), kardeşinin idam edilmeden önce günlerce işkence gördüğünü anlatıyor: "Bugün, Ergenekon ve Balyoz'dan yargılanan hangi sanık işkenceye maruz kalıyor? Çuval cinayetinden dolayı tutuklanmıştı. Olayda bir kişi ölmüştü. Kurşunun kimin silahından çıktığı belli değildi. Ortada, delili olmayan faili meçhul bir cinayet söz konusuydu. Kardeşimin üzerine yıkıldı. Yapılan işkencelerden dolayı da üzerine atılan suçu kabul etmek zorunda kaldı. Mahkeme, sorgulamadan karar verdi. Bunlar, kendini aklamaya çalışıyor. Suçsuz göstermeye çalışıyor. Şimdi bunun neresine adalet diyeceğiz?"
Zaman