Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Komisyonun Berfo ninenin oğluyla ilgili kanaati: Gözaltındayken öldürülmüş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüştüğü 103 yaşındaki Berfo ninenin, 12 Eylül döneminde kaybolan oğlu Cemil Kırbayır'dan kötü haber var. Görüşmenin ardından harekete geçen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu, Cemil Kırbayır'ın öldürülmüş o

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-14 10:31:25

Komisyonun Berfo ninenin oğluyla ilgili kanaati: Gözaltındayken öldürülmüş
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüştüğü 103 yaşındaki Berfo ninenin, 12 Eylül döneminde kaybolan oğlu Cemil Kırbayır'dan kötü haber var. Görüşmenin ardından harekete geçen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu, Cemil Kırbayır'ın öldürülmüş olabileceği izlenimi edindiklerini söyledi.

TBMM'de, konuya ilişkin basın toplantısı düzenleyen Üskül, alt komisyonun yaptığı çalışmayı anlattı. Üskül, ilk etapta Kars Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüklerini, bu görüşmede Cemil Kırbayır'ın kaybolması ile ilgili herhangi bir soruşturmanın başlatılmadığını öğrendiklerini, ancak daha sonra başlatıldığını kaydetti.
Üskül, ailenin iddialarına göre, Kırbayır'ın 13 Eylül 1980'de evinden alınıp, 247. Piyade Alayı'na, orada bir hafta tutulduktan sonra da Kars Askeri Gözetimevi'ne gönderildiğini, sorgu evi olarak kullanılan Dede Korkut Eğitim Enstitüsü'nde emniyet personelince sorgulandığını, işkenceye tabi tutulduğunu ve 8 Ekim 1980'de öldürüldüğünü anımsatan Üskül, polisin ise gözaltında tutulduğu yerden kaçtığına ilişkin tutanak tuttuğunu ifade etti. Üskül, o dönemde emniyet, MİT ve sıkıyönetimde görev yapan kişilerin isimlerini istediklerini, Emniyet ve MİT'ten çok kısa sürede yanıt aldıklarını, ancak Milli Savunma Bakanlığı'ndan henüz bir yanıt alamadıklarını bildirdi.

"KAÇTIĞINA İLİŞKİN TUTANAK TUTULMUŞ"
Kırbayır'ın gözaltına alınmasına ilişkin başka şahısları da dinlediklerini belirten Üskül, 'Bütün bunlardan şöyle bir sonuç çıkıyor: Kırbayır, 13 Eyül 1980'de yakalanmıştır. Bir hafta kadar Göle'de tutulmuştur, sonra Kars'a nakledilmiştir. Kars'ta gözetim evine alınmıştır. O sırada gözetim evinde yüzlerce insan bulunmaktadır. Bir polis ekibi sorguya alınması istenen kişileri gözetim evinden almakta, sorgu evine götürmekte, sorgu bittikten sonra da gözetim evine tekrar götürmektedir. Sorgu evinde, emniyet görevlileri, MİT gözlemcisi ve sıkıyönetim görevlileri bulunmaktadır. Bu düzen içinde Kırbayır, 8 Ekim 1980'de sorgu evine getirilmiştir. Birlikte getirildiği 3 kişi aynı gün götürüldüğü halde Kırbayır, götürülmemiştir. Kırbayır'ın kaçtığına ilişkin bir tutanak tutulmuştur. Kaçmasından sorumlu sayılan 3 polis memuruna kınama cezası verilmiştir ki kınama cezası hafif bir cezadır. Kırbayır'a sorgu evinde işkence yapılmıştır. Bilgisine başvurduğumuz bazı kamu görevlileri o sorgu evinde işkence yapıldığını ve Cemil Kırbayır'ın kaçmasının mümkün olmadığını ifade etmişlerdir. Bize göre de bir kişinin oradan kaçma ihtimali yoktur. Sorguya getirilen kişi gözleri bağlı getiriliyor, sorgulamayı beklerken hücreye konulmaktadır, sonra yine gözleri bağlı sorgu odasına alınmaktadır, sorgu sırasında da bu kişinin gözlerinin bağlı olması gerekmektedir. Gözlerinin bağlı kalması için ellerinin arkadan bağlı olması gerekir. Sorgulamadan önce ya da sonra kalorifer borusuna kelepçelenen bir kişinin kaçma ihtimali aşağı yukarı yoktur. 2. ya da 3. kattan atladığı söyleniyor. Bunu başarması da akla uygun gelmemektedir. Atlaması halinde ise koşarak oradan uzaklaşması son derece zor görünmektedir.' diye konuştu.

'BİZİM KANAATİMİZ ÖLDÜRÜLDÜĞÜ YÖNÜNDE'
Zafe Üskül, alt komisyonun, çalışmalarını rapor haline getireceğini, ancak ilgililer hakkında soruşturma açma ve gereğini yapmanın Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görev alanı içine girdiğini söyledi.
Üskül, 'Size göre gözaltındayken öldürüldü mü?' yönündeki bir soruya 'Bizim kanaatimiz o yöndedir.' cevabını verdi. Üskül, bir başka soru üzerine, net bilgi alamadıklarını, ancak Kırbayır'ın akıbetinin ne olduğunu bilen birkaç kişinin olduğu kanaatinde olduklarını söylerken, 'Vicdan sahibi bu birkaç kişinin konuşmasını, yer göstermesini bekliyoruz.' ifadesini kullandı.
Üskül, bilen kişilerin kimler olduğu konusunda izlenimleri olduğunu, ancak bunu şu aşamada kimse ile paylaşamayacağını söyledi. Üskül, 'Bu kişiler devlet görevlisi mi?' sorusuna 'Teorik olarak sorgu evinde sorgulanan bir kişi işkence sırasında ölmüşse, onu ortadan kaldıracak kişiler herhalde orada görev yapan kişilerdir. Başkası olabilir mi?'
karşılığını verdi. Üskül, söz konusu kişilerden bazılarının hayatta olduğunu kaydetti.

"SİYASET İLLA MİLLETVEKİLİ OLARAK YAPILMAZ"
Uskül, yeniden milletvekili adayı olmaması ile ilgili kırgınlığının olup olmadığının sorulması üzerine de 'Hayır, biraz tatil yapacağım. Benim gibi bir insanın siyasetten uzak durma ihtimali olabilir mi? Siyaset illa milletvekili olarak yapılmaz. Tabii ki ilgileneceğim.' şeklinde konuştu.

Haber Ara