Mazlumder'den Suriye'deki vahşete tepki
Suriye genelinde gerçekleşen olaylarda çocuklara ve ölülere insanlık dışı muamele yapılması üzerine bu vahşeti kınamak ve Türkiye’nin tutumuna tepki göstermek için MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar bir basın açıklaması yaptı.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-11 14:18:32
Haber Merkezi / TİMETURK
Suriye genelinde gerçekleşen olaylarda çocuklara ve ölülere insanlık dışı muamele yapılması üzerine bu vahşeti kınamak ve Türkiye’nin tutumuna tepki göstermek için MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar bir basın açıklaması yaptı.
MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen açıklamada Sarıyaşar “Suriye'de istihbaratın sistematik zulümleri, 12 Eylül’ü, 12 Eylül sonrası Diyarbakır ve diğer askeri ceza evlerinde işlenen işkenceleri ve Jitem'in katliamlarını bilen bir toplum olarak bizim bile hafsalamızın alamayacağı iğrençlikte ve büyüklüktedir. Şu an Suriye zindanlarına sorgusuz sualsiz kaç kişi atıldı, bunların kaçı ölü, kaçı hasta bilinmiyor. Elli bin, yüz bin insandan söz ediliyor. Hama, Humus olaylarının acıları hala hafızalarda taze duruyor” dedi.
Kuşatma altındaki Banyas’da Cuma gününden bu yana katledilen insanların sayısının onlarla ifade edildiğini, sadece dün gece 4 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Cüneyt Sarıyaşar, “Peki Türkiye ne yapıyor? "Orada bir damla kan aksa bizim kalbimiz kanar" diyen Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan niçin akan bu kanlar için konuşmaz. Daha dün “Beşar Esad'la üç buçuk saat görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hem bu katliamlarla ilgili hem de bu zaman zarfında neler konuştukları konusunda bir şey söylemez. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan bugüne kadar, yaşanan bu katliamlar hakkında tek bir açıklama dahi yapılmamıştır” diyerek hükümeti eleştirdi.
Türkiye hükümetinin yanı başında yaşanan bu katliama dur demesi gerektiğini söyleyen Sarıyaşar açıklamasının sonunda Suriye yönetimini sivil halkın barışçıl özgürlük çağrısına olumlu karşılık vermeye, Suriye’nin tüm kentlerinde insan hakları ve medya kuruluşlarının özgürce faaliyet yürütmesine imkan tanımaya, Türkiye hükümetini ise Esad’ın politikasına tavır almaya davet etti.
BASIN AÇIKLAMASI
SURİYE’DE ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLÜYOR, ÖLÜLER YERLERDE SÜRÜKLENİYOR
11 Nisan 2011 Pazartesi
İstanbul Şubesi
Suriye'de insanlar, yaşlı, çocuk, kadın ayırımı gözetilmeden öldürülmeye devam ediliyor. Cami cemaatinin üzerine kurşun yağdırılıyor. Sadece özgürlük isteyen gençler hem üniformalı görevliler tarafından dövülüyor, tutuklanıp işkenceye maruz bırakılıyor, hem de köşe başlarına veya binaların çatılarına mevzilenmiş Suriye İstihbaratının sivil giyimli milisleri tarafından uzun namlulu silahlarla katlediliyorlar.
Bu ne biçim kin ve nefrettir ki, insanları sadece öldürmekle kalmıyor, yaralıları hatta katledilen cansız bedenleri tekmeliyor, kollarından bacaklarından tutup sürüklüyor, küfürler ediyorlar. İnsan kendi hemcinsinden nasıl bu kadar nefret edebilir ve nasıl bu kadar insanlığını yitirebilir?
Suriye'de istihbaratın sistematik zulümleri, 12 Eylül’ü, 12 Eylül sonrası Diyarbakır ve diğer askeri ceza evlerinde işlenen işkenceleri ve Jitem'in katliamlarını bilen bir toplum olarak bizim bile hafsalamızın alamayacağı iğrençlikte ve büyüklüktedir. Şu an Suriye zindanlarına sorgusuz sualsiz kaç kişi atıldı, bunların kaçı ölü, kaçı hasta bilinmiyor. Elli bin, yüz bin insandan söz ediliyor. Hama, Humus olaylarının acıları hala hafızalarda taze duruyor.
Normal zamanlarda rastgele insanları tutuklayıp öldüren bu rejimin, gösterilerin başladığı bugünlerde çok daha büyük katliamlar yapmamasının önünde ne gibi engeller var? Şu ana kadar her hangi bir engel olmadığını görüyoruz. Katliamlar her gün biraz daha ağırlaşıyor. Kuşatma altındaki Banyas’da Cuma gününden bu yana katledilen insanların sayısı onlarla ifade ediliyor. Sadece, dün gece 4 kişi daha hayatını kaybetti.
Peki Türkiye ne yapıyor? "Orada bir damla kan aksa bizim kalbimiz kanar" diyen Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan niçin akan bu kanlar için konuşmaz. Daha dün “Beşar Esad'la üç buçuk saat görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hem bu katliamlarla ilgili hem de bu zaman zarfında neler konuştukları konusunda bir şey söylemez. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan bugüne kadar, yaşanan bu katliamlar hakkında tek bir açıklama dahi yapılmamıştır.
Türkiye medyasını, yüzlerce insanın katledildiği bu olaylar hususunda daha duyarlı olmaya ve uluslar arası basına yansıyan ilgili haberleri tarafsızca vermeye davet ediyoruz.
Tüm bu yaşananlar açıkça Suriye’ye bir dış müdahale ve işgalin davetiyesi anlamına gelmekte olup bu kesinlikle istenmeyen bir durumdur. Suriye halkı başından beri Esad’dan buna yol açmaması ve özgürlüklerin önünü açması için uyarılmıştır. Ancak tırmandırılan bu katliam ve karartma özgürlüklerin önünü açmak yerine işgale zemin hazırlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, yanı başında yaşanan bu katliama dur demeli, Suriye ile olan iyi ilişkilerini, Suriye halkının özgürlüğü lehinde Esad’ın bu zalimane tavrına karşı, işgale yol açmayacak çözümlerin önünü açmak yolunda kullanmalıdır.
Suriye yönetimi, ülkede yaşanan olaylar hakkında sağlıklı bilgi vermekten kaçınıyor ve adeta karartma uyguluyor. Duma, Banyas gibi bazı bölgelere giriş çıkışlar kapatılmış; elektrik telefon ve internet bağlantıları kesilmiştir.
MAZLUMDER olarak, Suriye yönetiminden, sivil halkın barışçıl özgürlük çağrısına olumlu karşılık vermeye ve yaşanan olaylarla ilgili, Suriye’nin tüm kentlerinde insan hakları ve medya kuruluşlarının özgürce faaliyet yürütmesine imkan tanımasını talep ediyoruz.
MAZLUMDER olarak, Türkiye Hükümetinden, Esad’ın bu işgale yol açacak politikasına tavır almaya ve Suriye’nin tüm kentlerinde insan hakları ve medya kuruluşlarının özgürce faaliyet yürütmesine imkan tanıyan diplomatik çözümler oluşturmasını talep ediyoruz.
M. Cüneyt Sarıyaşar
MAZLUMDER Gnl. Bşk. Yrd. ve
İstanbul Şube Başkanı
Haber Ara