Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERGÜN, KOCAELİ'DE (1) -'SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME GER

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 'Sürdürülebilir bir büyüme gerçekleştirmenin yolu dinamik ve rekabetçi bir özel sektör oluşturmakta

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-09 16:04:00

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERGÜN, KOCAELİ'DE (1)  -'SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME GER
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 'Sürdürülebilir bir büyüme gerçekleştirmenin yolu dinamik ve rekabetçi bir özel sektör oluşturmaktan geçiyor' dedi.
Kocaeli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği'nce (KASİAD) yeni üyelere yönelik bir restoranda düzenlenen 'KASİAD Ailesine hoş geldiniz' etkinliğine katılan Bakan Ergün, KASİAD gibi sivil toplum kuruluşlarının iş dünyasına büyük katkı sağlayan örgütler olduğunu belirterek, yeni üyelerin, meslek hayatlarındaki en isabetli, en doğru kararlardan birini verdiklerini ifade etti.
'Günümüz dünyasında birlikte olmaya, ortak platformlarda birbirimizi desteklemeye ve güçlendirmeye ihtiyaç var' diyen Ergün, gönüllülük esasına göre faaliyet gösteren iş adamı derneklerinin paylaşımcı ve birleştirici rolünün küçümsenemeyeceğini söyledi.
Kocaeli'nin, ülkenin en önemli sanayi illerinden biri olduğunu, bu kentte sanayici ve iş adamlarıyla şehrin ve ülke ekonomisinin nabzını tutmaya çalıştığını dile getiren Ergün, Kocaeli'nin ülkenin 'marka' şehirlerinden biri olduğunu vurgulayarak, 'Yüz ölçümü küçük olmasına rağmen imalat sanayisinde İstanbul'dan sonra ikinci en büyük üretimin yapıldığı şehir olan Kocaeli'nin, son yıllarda yaşadığı değişimi aslında Türkiye'nin yaşamış olduğu değişime örnek olarak gösterebiliriz' dedi.
Göreve geldiği günden itibaren üzerinde en çok durduğu konunun, ekonomide güven ve istikrar ortamının sağlanması olduğuna işaret eden Bakan Ergün, şöyle konuştu:
'Türkiye'de ekonomik ve sosyal hayatta yaşanan sıkıntıların büyük ölçüde güvensizlikten ve istikrarsızlıktan kaynaklandığını o günlerde tespit etmiştik. 2000'li yıllar öncesi ekonomi bir kaç sene iyi gider, sonra bir kriz çıkar, dışarıda rüzgar eser, ülkemizde bu rüzgar fırtınaya dönüşür ve herkes bu fırtınadan nasibini alırdı. Faiz oranlarının yüzde 70'ler seviyesinde olduğu bir ülkede doğal olarak özel sektör yatırımlarının hız kazanması mümkün değildi. Çünkü ucuz ve uzun vadeli finansman bulma imkanı yoktu. Yatırım yapmak son derece riskli ve pahalıysa o zaman nasıl yatırım yapacaksınız? İşte bu ülkenin ilerlemesini engelleyen bir zemindi. Mevcut yatırımların bile geleceği büyük bir belirsizlik içindeyken girişimcilerin yeni yatırımlara yönlenmesi elbette mümkün olamazdı. Bankaya, faize yatırılan paranın getirisi, sanayinin, ticaretin kazandırdığından daha fazlaysa neden insanlar yatırım yapsınlar. Bir ülkede üretimden, ticaretten kazanmaktan çok faizden kazanılıyorsa o ülkenin ilerleme imkanı yoktur.'
Ergün, manzarayı değiştirmek için mali disipline son derece önem verdiklerini, bankacılık reformunu hayata geçirdiklerini ve ekonomiye büyük bir güç ve direnç kazandırdıklarını belirterek, bütçede yüzde 60'lar seviyesinde olan faiz ödemesini yüzde 20'ler seviyesine çekmeyi başardıklarını, bu rakamın bile yüksek olduğunu, süreç içerisinde bu oranı daha aşağı noktalara çekmek zorunda olduklarını bildirdi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, makro ekonomideki dengeler gözetilip, düzeltilirken iş ve yatırım ortamını iyileştirecek, yeni yatırımlar yapmayı kolaylaştıracak ve dış ticareti geliştirecek, dış ticaret kanallarını açacak çalışmalar yapmaya devam ettiklerini vurgulayarak, 'Bu istikamette politikalar ürettik, bu adımların neticesinde 2002 yılında 43 milyar lira olan özel sektör yatırımları, 2010 yılına gelindiğinde 164 milyar liraya çıktı. İstikrar ve güven ortamı, finansal istikrar, mali disiplin özel sektörün yatırım yapma kabiliyetini 4 kat arttırmış oldu. Sadece bunlar artmadı başka rakamlar da arttı. 2010 yılının son çeyreğinde özel sektör 2002 yılının toplamı kadar yatırım yaptı.'

-DIŞA AÇILIM-

Özel sektörün dışa açılarak ihracat yapması gerektiğini hatırlatan Ergün, büyükelçilikler, dış ticaret müsteşarlıkları, serbest ticaret anlaşmaları, yatırımların karşılıklı korunması anlaşmaları, gümrük, iş birliği anlaşmaları, vizelerin kaldırılması gibi anlaşmalar yaptıklarını, son bir kaç yıl içinde Afrika'da 15'e yakın büyükelçilik açtıklarını söyledi.
Nihat Ergün, işadamlarına 'İhracat yap' diyebilmek için hukuki ve fiziki alt yapı ile siyasi alt yapıyı hazırladıklarını bildirerek, 'Git Afrika'nın çöllerinde uğraş, didin, başının çaresine bak. Böyle olur mu? Devletle özel sektör, sivil toplum kuruluşları arasında tam bir işbirliği olursa bu söylenenlerin bir değeri olur. Onun için söylenenler karşılığını buldu, işadamlarımız açılan yollardan dünyayı dolaştılar ve ihracatlarını, üretimlerini, yatırımlarını 3-4 kat arttırma imkanı elde etmiş oldular' diye konuştu.
'Geçtiğimiz dönem ekonomik krizin başlangıcına kadar 27 çeyrek üst üste büyüyen, büyümede rekor kıran bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıya kaldık' diyen Ergün, o rekorun daha ilerilere taşınması gerektiğin dile getirdi.
Ergün, şunları kaydetti:
'Türkiye ekonomisi yeniden, yeni bir büyüme sürecine girdi. Geçen hafta 2010 yılına ait büyüme rakamları açıklandığında aslında ekonomimizin ne kadar güçlü dinamiklere sahip olduğu bir kere hada ortaya çıkmış oldu. Avrupa ülkeleri hala krizin etkileriyle boğuşurken biz 2010 yılının son çeyreğinde 9,2 oranında büyüdük, yılın tamamında ise yüzde 8,9'luk büyüme gerçekleşmiş oldu. Bu büyüme 2004 yılındaki yüzde 9,3'lük büyümeden sonraki en yüksek büyüme rakamıdır. 2010 yılındaki büyüme performansımızla Avrupa ülkeleri arenasında birinci olduk. G-20 ülkeleri arasında dünyanın en büyük 20. ekonomisi olduk. Türkiye'nin ekonomik performansı dünya genelinde ise 5. sırada.
Ekonomide küçülmenin üstüne büyüme eklemek kolaydır ama büyümenin üstüne büyüme eklemek zordur. 2009 yılının son çeyreği yüzde 6'lık bir büyümenin gerçekleştiği son çeyrek oldu. şimdi o yüzde 6'lık büyümenin üstüne yüzde 9,2'lik daha büyüme eklemek Türkiye ekonomisi açısından son derece önemli bir gelişmedir. Bu ekonomimizin ne kadar dinamik olduğunu göstermektedir.'
Otomotiv sektöründe yılın ilk 3 ayında hafif ticari araç pazarında geçen yıla göre yüzde 76'lık bir artış olduğuna dikkati çeken Ergün, Türkiye İhracatçılar Meclisi rakamlarına göre yılın ilk üç ayındaki ihracatın, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttığını, 2008'de ulaşılan en yüksek ihracat rekoru olan 132 milyar dolarlık ihracat rakamının bu yıl yakalanabileceğini kaydetti.
Ergün, enflasyon rakamlarında da son 41 yılın en düşük rakamının yakalandığını, yüzde 4'ün altına düşüldüğünü, geçmişte bu durumun hayal bile edilemediğini söyledi.

Haber Ara