ANTALYA'DA AK PARTİ'YE KATILIM TÖRENİ (1) -DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti'nin 'lafın doğrusunu söyleyen, işin de doğrusunu yapan parti' olduğunu belirt
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-09 15:01:00
AK Parti Antalya İl Başkanlığınca düzenlenen partiye katılım töreninde konuşan Cemil Çiçek, 12 Haziran'da yapılacak gene seçime 24 siyasi partinin katılacağını vurgulayarak, 'AK Parti 1 numaralı parti, oy pusulasında da öyle çıktı. Gerçekten de Türkiye'de bir numara olan bir partidir. İnanıyorum ki Türkiye'nin siyasi tarihini yazanlar AK Parti'yle ilgili ayrı bir değerlendirme yapacaklardır. Siyaset bilimiyle uğraşanlar AK Parti'yi belki doktora tezi, master tezi yapacaklar, yapmalıdırlar. Çünkü bu parti ilklerin partisidir. O nedenle doğru bir adrese geldiniz' dedi.
Türkiye'de bir kesimin ya da bölgenin partisi olan partiler bulunduğunu belirten Çiçek, Türkiye partisi olan tek partinin AK Parti olduğunu ifade etti.
Türkiye'yi yönetme iddiasında olan her partinin Türkiye partisi olmak zorunda olduğunu vurgulayan Çiçek, 'Belli bir kesimin, bölgenin partisi olmak Türkiye'ye fayda getirmedi, getirmiyor. Geriye dönüp baktığımızda bugün sahip olduğumuz ne varsa hepsi Türkiye partisi olan ve Türkiye'nin tamamını kucaklayan ve Türkiye'nin tümünü kapsayan fikirleri, projeleri olan partiler eliyle gelmiştir' diye konuştu.
-TEK BAŞINA İKTİDAR-
Türkiye'nin çağdaşlık, medeniyet, refah adına sahip olduğu şeylerin önemli bir kısmının Demokrat Parti tarafından getirildiğini dile getiren Çiçek, daha sonraki hizmet döneminin Adalet Partisi'nin tek başına iktidar olduğu dönem olduğunu söyledi. 1983'te Turgut Özal'ın Anavatan Partisi ile tek başına iktidar olduğunu ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
'Bugün Antalya'da ne varsa o dönemde bunun temelleri atılmıştır. Bugün Antalya Türkiye'nin parlayan yıldızıdır, belli sektörlerde dünyanın parlayan yıldızıdır. Eğer bir siyasi parti Türkiye partisi değilse, Türkiye'nin tamamını kucaklayamıyorsa, fikri, ideali, hedefi yoksa, sen-ben kavgalarıyla, 'dedim ki' 'dedi', 'o dedi', 'bu dedi', bununla zaman geçiriyorsa, kendi iç kavgalarıyla kendi kendisini tüketiyorsa zaten ne kendisine hayrı var ne de ülkeye faydası var.
Türkiye'de laf üreten, laf söyleyen, söylediği lafın arkasında ne doğru insanları ne de doğru örnekleri olmayan partiler, bir de lafın doğrusunu söyleyip, işin doğrusunu yapan partiler var. AK Parti, lafın doğrusunu söyleyen işin de doğrusunu yapan partidir. Seçim geliyor diye vatandaşına yalan söyleyen, seçimi kurtarmak adına Türkiye'nin geleceğini feda eden anlayışın içerisinde olmadı. Türkiye'nin geleceğini feda eden bir siyaset anlayışının içinde olmadı. Biz halka hizmet ettiğimizde hakka hizmet edeceğimize inananlardanız. Halk memnun olursa, Cenabı Hak'ta halka hizmet vesilesiyle bizden memnun olacaktır. Biz buna inanıyoruz. Siyaseti milletimize hizmet için yapıyoruz. Siyaset bir ikbal ise gördük, kahır ise çektik, çekmeye de devam ediyoruz.'
-MİLLETİN SAĞDUYUSU-
Vizyonu, gelecek hedefi olmayan partilerin kuru kalabalıktan ibaret olduğunu ileri süren Çiçek, AK Parti'nin halka tepeden bakmadığını, halkın içinden geldiğini ve milleti için siyaset yaptığını vurguladı. AK Parti'nin yaptıklarının arkasında halkın oyu, duası ve desteği olduğunu belirten Çiçek, şöyle konuştu:
'Bunun ne anlama geldiğini, 8.5 yıllık iktidarımızda karşılaştığımız problemlerde görürsünüz. Karşılaştığımız problemlerde, çektiğimiz sıkıntılarda görürsünüz. Bir kısım davalarda görürsünüz. Biz gece baskınıyla gelip iktidar olmadık, birilerinin elinden iktidarı zorla almadık, halkımız güç verdi, destek verdi, iktidar olduk. Biz şuna inandık, bu millet geçmişte ne yaptıysa, bugün ne yapıyorsa, gelecekte ne yaparsa doğruyu yapmıştır çünkü bu milletin feraseti var.
Belki bizim insanlarımızın, seçmenlerimizin tamamı yüksekokul mezunu değil, önemli kısmının doktorası yok, masteri yok ama bunların hepsine ders çıkaracak bir öngörüsü var. Geleceği biz okumuşlardan daha evvel öngörüyorlar. Bizim çözemediğimizi sağduyusuyla, seçim sonuçlarına baktığımızda, öyle bir çözdü ki herkesin şapka çıkarması lazım. Onun için biz millete yukarıdan bakan değil, suçlayan değil, eğer bize rey verirse 'aziz millet', 'necip millet', vermediği takdirde 'bunlar zaten cahil insanlar, bunlar ne anlar, bunlar bidon kafalı, bunlar göbeğini kaşıyan insanlar' diye aşağılık ifadeleri bu millete hiçbir zaman yakıştırmadık. Eğer bu memlekette işsizlik olmayacaksa, demokrasi kısa süreli olmayacaksa, bu memlekette demokrasi birilerinin lütuf ve ihsanı olmayacaksa, tercih ettiğimiz temel hayat tarzı olacaksa herkesin milletin iradesinden ders alması gerekiyor.'
-SANDIK SONUCUNUN ÖNEMİ-
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 24. defa genel seçimlere gidildiğini vurgulayarak, 'Biz parti olarak hem millet iradesine inanırız hem de sandığı önemseriz. Sandık önemlidir ama sandığın sonucuna inanmak, onu kabullenmek sandıktan çok daha önemlidir' dedi.
Türkiye'de bir kısım partilerin sandığın sonucuna inanmadıklarını iddia eden Çiçek, 'Sandığın sonucuna güvenmezler, itibar etmezler, sandığın güç verdiği, milletin destek verdiği bir partiyi iktidardan edebilmek için ne yaparız diye seçimin ertesi günü kumpasa başlarlar, ayak oyunlarına başlarlar. Milletin vermediği iktidarı başka yol ve yöntemlerle alabilmenin çabası, gayreti, kutuplaşması, kamplaşmasının içine girerler' diye konuştu.
Artık bu türlü siyaset anlayışının sonunun geldiğini belirten Çiçek, bunların son kullanma tarihi geçmiş politikalar olduğunu kaydetti.
-KOALİSYONLAR-
Halkın 24. defa sandık başına giderek, önümüzdeki 4 yıl için Türkiye'yi yönetecek kadroları iş başına getireceğini belirten Çiçek, 'Seçime gitmek önemli ama seçimin sonucunda kimse milletin iradesinin dışında irade, milletin gücünün dışında güç, milletin vermediği iktidarı başka yollardan arama gayreti, çabası içinde olmasın' dedi.
Milletin bundan önceki 23 seçimde önemli tecrübeler elde ettiğine inandığını belirten Çiçek, şöyle konuştu:
'Bu ülke tek başına iktidar imkanını yakalayan partileri gördü, bu millet 2'li 3'lü 5'li koalisyonları gördü. Bu ülke 58 milletvekili ile Meclisin tümüne hükmeden, arkasında belli güçlerin olduğu, kumpasların kurulduğu, milletvekili pazarlarının kurulduğu, bir koltuk için filanca motellerde, falanca yerlerde pazarlıkların yapıldığı, demokrasi adına çirkin örnekleri yaşadı.
Milletimiz istikrara ve güvene oy verecektir. Türkiye'de bugün siyaseten karşılaşılabilecek en büyük sıkıntı nedir derseniz Türkiye'nin koalisyonlara tekrar muhtaç hale gelmesidir. Türkiye'nin koalisyonlarla kaybedeceği zamanı yok. Çünkü dünya hızla değişiyor. Çok kuvvetli, dipten gelen bir değişim dalgası var. Artık krallıklar, diktatörlükler birer, ikişer çatırdamaya başladı. Ciddi bir değişim arzusu var. Türkiye bunlar içerisinde bir güven ve istikrar adası. Eğer bugün Türkiye'de istikrar varsa, güven varsa bunun teminatı AK Parti'dir.'
Bazı kesimlerin seçim barajından yakındığına işaret eden Cemil Çiçek, 1991'de de yüzde 10 barajı bulunduğunu hatırlatarak, o dönemde de istikrar olmadığını ifade etti.
Türkiye'nin tarihte önüne çıkan en önemli fırsat dilimi 90'lı yıllar olduğuna değinen Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:
'Ama koalisyon hesapları tarihin önümüze çıkardığı en önemli fırsat diliminde 90'lı yılları istikrarsızlıkla kaybettik. 90'lı yıllar Türkiye'de kayıp yıllardır. Siyasetin çözemediğini millet 2002'de bunların hepsini siyasetin dışına itmek suretiyle, nadasa almak suretiyle çözdü. Dedi ki, 'siz bir defa daha düşünün, kendinizi yenileyin, eğer siyaset yapmak istiyorsanız eski huylarınızla dönmeyin' 2002'de AK Parti'yi iktidara getirdi, 2011 hala AK Parti birinci parti. Neden? Çünkü bu millet istikrarın faydasını gördü. Bu ülkeye kazandırdıklarını gördü. Siyasete dönen partilerin hiç yenilenmediğini gördü. Onun için diyor ki, 'Benim güvendiğim, inandığım, bir defa daha iş başına getirmek istediğim parti AK Parti'dir diyor. Biz de buna layık olmaya çalışıyoruz.'
SON VİDEO HABER
Haber Ara