Son 10 yılda 50 kat artan demiryolu ödeneği, 4,4 milyar liraya ulaştı

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürü Süleyman Karaman, 2000 yılında 86 milyon lira olan demiryolları ödeneğinin 2011 yılında 4.4 milyar liraya çıktığını söyledi. Yıllar sonra demiryollarının devlet politikası haline geldiğini belirten Karaman, "Demiryoluna verilen önem, yatırım planlamasında kendisini göstermiş, 2000 yılında 86 milyon TL olan demiryolu sektörü ödeneği 2011 yılında 50 kat artarak yaklaşık 4.4 milyar TL'ye ulaşmıştır." dedi.
    Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından düzenlenen Elektrikli Ulaşım Sistemleri Sempozyumu (EUİSİS 2011)'nda konuşan Süleyman Karaman, cumhuriyetle birlikte bir atılım dönemine giren demiryollarının, 1950'lerden 2000'li yılların başına kadar yani 50 yılı aşkın bir zamandan beri ihmal edildiğini kaydetti.
    Yıllarca demiryolunun ulaştırma sistemi içerisinde kendisinden beklenen hizmeti sunabilmesi için gerekli destekten yoksun bırakıldığını anlatan TCDD Genel Müdürü Karaman, son 8 yılda, yarım asırlık ihmalin ardından, cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi demiryollarının yeniden devlet politikası olarak ele alındığını dile getirdi. Demiryolu seferberliği başlatıldığını vurgulayan Karaman, 51 yılda (1951–2002 yılları arasında) 945 kilometre yeni demiryolu yapılmışken 2003–2010 yılları arasında bin 76 kilometre yeni demiryolu inşa edildiğini açıkladı.

    KONYA-İSTANBUL ARASI 12 SAATTEN 3,5 SAATE DÜŞECEK
    Halen bin 630 kilometrelik yüksek hızlı ve konvansiyonel demiryolu hattı inşaatının sürdüğüne dikkat çeken TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, demiryoluna verilen önemin ayrılan ödeneğin artmasıyla tescillendiğini belirterek, 2000 yılında 86 milyon TL olan demiryolu sektörü ödeneğinin 2011 yılında 50 kat artarak yaklaşık 4.4 milyar TL'ye ulaştığına işaret etti.
    Özellikle elektrifikasyon ve sinyalizasyon sistemleri ile donatılmış ve elektrikli demiryolu araçlarının kullanıldığı yüksek hızlı tren projelerine öncelik verildiğini kaydeden Karaman şöyle devam etti: "İlk olarak Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren projesine başlanmıştır. Projenin Ankara-Eskişehir kesimi 13 Mart 2009'da hizmete sunulmuştur. Böylece Türkiye, dünyada 8. ve Avrupa'da 6. hızlı tren işletmecisi ülke konumuna ulaşmıştır. 212 kilometrelik Ankara-Konya Hızlı Tren hattının inşaat çalışmaları 2010 yılında tamamlanarak test sürüşlerine başlanmış olup, mayıs ayında yolculu seferlere başlanacaktır. Böylece, Ankara-Konya arasındaki seyahat süresi 1 saat 15 dakikaya, İstanbul-Konya arasındaki 12 saat 25 dakikalık seyahat süresi ise ilk etapta 5 saat 30 dakikaya, Eskişehir- İstanbul kesimin tamamlanması ile de 3 saat 30 dakikaya inecektir."
    Türkiye'nin doğu-batı koridorunda inşaatı devam eden bir diğer projenin Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Projesi olduğunu hatırlatan Karaman, "Projenin ilk etabı olan 264 kilometrelik Yerköy-Sivas bölümünde inşaat çalışmaları sürdürülmektedir. 141 kilometrelik Ankara (Kayaş)-Yerköy arasında ise proje revizyonu devam etmektedir. Projenin bahsettiğimiz her iki etabı da tamamlandığında Ankara-Sivas arasında halen 12 saat olan seyahat süresi 2 saate, İstanbul-Sivas arası seyahat süresi de 5 saate inecektir." diye konuştu.
    Mevcut tüm demiryolu şebekesinin yüzde 26'sının elektrikli, yüzde 33'ünün ise sinyalli olduğunu belirten TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, devam eden elektrifikasyon, sinyalizasyon projeleri ve 2023 yılına kadar yapılacak olan hatlarla birlikte bu oranların yüzde 90'lara ulaşacağını söyledi.
    Karaman, mevcut hatlarda elektrikli lokomotiflerin kullanımının yaygınlaştırılması için İslam Kalkınma Bankası kredili ve yerli katkı paylı 80 adet elektrikli lokomotifin lisans haklarını da içerecek şekilde Eskişehir'de TÜLOMSAŞ tesislerinde üretilmesi için sözleşme imzalandığını açıkladı.
    Söz konusu proje ile Türkiye'nin orta ve uzun vadede elektrikli lokomotif ihtiyacını karşılaması ve çevre ülkelere ihraç eder hale gelmesinin planlandığını kaydeden Karaman, "Dışa bağımlı olduğumuz petrol kullanımını en aza indirmek ve kendi imkanlarımız ile üretme potansiyeline sahip olduğumuz elektrik enerjisinin kullanımını artırmak ancak enerji sektörüne yönelik kendi sanayimizi geliştirmemiz ile mümkün olabilecektir." diye konuştu.