KGC 2010 YILI BAŞARI ÖDÜLLERİ -ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI DİNÇER: -'EĞ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 'Eğer birisi bu ülkede 'yoksullukla mücadele edeceğim' derken sadece aile sigortasından ba
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-08 23:41:00
Dinçer, Dedeman Konya Otel'de düzenlenen Konya Gazeteciler Cemiyeti (KGC) 2010 Başarı Ödülleri töreninde, Konya'ya gelirken hevesle geldiğini, hatta Mecliste Konyalı milletvekillerinin olduğu bölgeye gidince de heyecanının arttığını söyledi.
Konya'da yerel medyanın çok büyük bir güce sahip göründüğünü dile getiren Dinçer, kentteki yerel basının Türkiye'deki en güçlü yerel basın gruplarından biri olduğunu ifade etti.
Dinçer, Türkiye'deki sosyal politikalar hakkında bilgi vermek istediğini, son zamanlarda ana muhalefet partisinin 'aile sigortası'nı gündeme getirip, dikkatleri üzerine çektiğini bildirerek, 'Aslında dikkatleri üzerine çekti ama Türkiye'de yoksulluğa dair çok önemli şeyler söylemedi. Aslında pek çoğumuz aile sigortasının nasıl realize edileceği konusunda bir fikre sahip değilken hatta tereddütle karşılarken bunun gerçekte sebebinin ne olduğunu anlamakta zorlandık. Ama ben size gerçekten 'aile sigortası' diye bir şeyin neyi amaçladığını, neyi gerçekleştireceğini veya neyi gerçekleştirmeyeceğini ana hatlarıyla anlatacağım' dedi.
Yoksulluğun kalıcı bir durum olmadığını ifade eden Bakan Dinçer, yoksul bir kişinin, ailenin veya kesimin yoksul olarak tanımlanıp, hep yoksulluğa mahkum edilmesi durumunda sosyal politika üretilmemiş olacağını belirtti.
Bir aileye belirli miktarda para verilerek yoksulluğun ortadan kaldırılamayacağını vurgulayan Dinçer, yoksullukla mücadelenin en önemli ayağının ekonomik büyümeyi sağlamak olduğunu kaydetti.
Dinçer, ekonomik büyümenin sağlanamaması durumunda yoksulluğun ortadan kaldırılamayacağını anlatarak, 'Eğer birisi bu ülkede 'yoksullukla mücadele edeceğim' derken sadece aile sigortasından bahsediyorsa bilin ki başlı başına aile sigortası yoksulluğu önleyecek bir strateji olamaz ve bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil' dedi.
-YOKSULLUKLA MÜCADELE-
Yoksullukla mücadelenin birinci ayağının ekonomik büyüme, ikinci ayağının da eğitim olduğunu vurgulayan Dinçer, şunları kaydetti:
'Bir toplumda eğitimi geliştirememişseniz yoksullukla mücadele etme şansınız hiç yok. Yoksul hane halkı üzerinde yapılan araştırmalarda eğitimin en düşük olduğu kesimin bu haneler olduğunu görüyorsunuz. Türkiye'de üniversite mezunu olan hanelerin içerisinde yoksulluğun giderek azaldığını görüyoruz. Türkiye'de işsizlerin en büyük oranı lise ve altı mezuniyete sahip olan kesimdedir. İşsizlerin yüzde 60'ı lise altı bir eğitime sahip görünüyorlar.
Halbuki üniversite mezunlarına bakıldığında hem iş gücüne katılma oranları hem de istihdam edilme oranları çok yüksek. Bugün bu kesimde iş gücüne katılma oranları yüzde 80'lerin üzerindeyken, istihdam edilme oranları erkeklerde yüzde 72, kadınlarda yüzde 70-71 civarındadır. Başka bir ifadeyle üniversite mezunları arasında aslında istihdam edilme oranları açısından bakıldığında hem kadınlar hem de erkekler birbirine çok yakın orandadır. Hatta Türkiye'de üniversite mezunu kadınlar Avrupalılardan daha fazla istihdam edilme oranlarına sahip görünüyorlar.'
-AİLE SİGORTASI-
Dinçer, yoksullukla mücadelenin üçüncü ayağının istihdam, dördüncü ayağının ise sosyal yardım olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
'Aldığı bu tedbirlere rağmen hala yardıma muhtaç kesimler varsa onlara da sosyal yardım yapmaya başlamalısınız. Peki aile sigortası bir sosyal yardım sayılabilir mi? Evet, ama şunu söylemeyelim; Uluslararası Sosyal Güvenlik kapsamındaki sigortalarla ilgili olarak Türkiye'de uygulamadığımız hiçbir sigorta türü yok. Bir vatandaşımıza verilebilecek her türlü sosyal sigorta mahiyetindeki uygulamaları gerçekleştirdik. En kapsamlı sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortasına sahip ülkelerden birisiyiz. Öyleyse yeni verilecek bir sigorta yok. Peki yapılacak olan şey nedir? Zaten başka isimler altında verilen sigortaları belki bir araya getirerek ortaya koymaktır. Bunlar nelerdir? Mesela aile, çocuk, eş, cenaze, düğün yardımları, iş kazasından sonra ortaya çıkacak yardımlar, işsizlik nedeniyle yapılan yardımlar. Bir çoğunu siz bir araya getirerek yeni bir kapsamda sigorta paketi sunabilirsiniz. Bunu sunmanın çok pratik bir faydası olmayacak. Zaten pratik faydası olmayacağını düşündükleri için bu kez yapılacak yardımların miktarını artırmaya yönelik bir düzenleme öngörüyorlar. Her aileye, 600 liradan daha düşük geliri varsa 600 liraya tamamlayacak bir geliri öngörüyorlar. Peki 600 liralık bir gelir vermek mümkün mü? Aslında şunu söylemek lazım. Kaynak yaratıyorsanız bu mümkün. Ama kaynağı nasıl yaratacağınız sorunsuna da çok iyi cevap vermeniz gerekir. Bu ülkenin aslında popülist hiç bir şeye inanmaması lazım. Vaktiyle 'iki anahtar vereceğiz' diyenlerin yahut 'rakibim ne veriyorsa onun üstüne ben beş vereceğim' diyenlerin bun ülkeye verdiği zararı en çok sosyal güvenlik gördü. 38-42 yaşında insanları emekli ettik.'
Kayıt dışılığın ülkenin önemli sorunlarından biri olduğuna dikkati çeken Dinçer, Türkiye'de 2002 yılında çalışan 100 kişiden 52'sinin kayıt dışı olduğunu, aldıkları tedbirlerle ve çok yoğun mücadelelerle bu oranı yüzde 43'e düşürdüklerini bildirdi.
Dinçer, ülkenin en önemli sosyal problemlerinden birinin de işsizlik olduğunu sözlerine ekledi.
-AA'YA 2 ÖDÜL-
Konuşmaların ardından KGC 2010 Başarı Ödüllerine layık görülenlere ödülleri takdim edildi. Anadolu Ajansı (AA) Konya Bölge Müdürlüğü muhabirleri, iki ödül aldı.
'Haber' dalında birinciliği elde eden AA Konya Bölge Müdürlüğü muhabiri Rifat Yerlikaya ve aynı kategoride ikinci olan AA muhabiri Murat Aslan ödüllerini Bakan Dinçer'den aldı.
Törene, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, milletvekilleri, bürokratlar ve basın mensupları katıldı.
Yarışmada dereceYE girerek ödül almaya hak kazanan gazeteciler, kurumları ve haberleri şöyle:
-HABER DALI-
1
SON VİDEO HABER
Haber Ara