Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

"İslamofobi sorununu yerel seviyede ele almak gerek"

Almanya'nın Frankfurt Göthe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Susanne Schröter, İslamofobi sorununun karşılıklı tartışmayla çözülemeyeceğini söyledi. Schröter, "Sadece kendi görüşlerinin doğru olduğuna inanarak, karşı tarafın görüşlerini ya 'ırkçı

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-08 08:02:21

Almanya'nın Frankfurt Göthe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Susanne Schröter, İslamofobi sorununun karşılıklı tartışmayla çözülemeyeceğini söyledi. Schröter, "Sadece kendi görüşlerinin doğru olduğuna inanarak, karşı tarafın görüşlerini ya 'ırkçı' ya da 'aşırı dinci' diyerek ön yargılar yok edilemeyecek. Bir şekilde konuşabilecekleri bir platform olmalı." dedi.

"Avrupa Medyasında İslam - İslomofobi ile Kültürlerarası Diyalog arasında" konulu konferansta bir oturumu yöneten Schröter, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, İslamofobi ile ilgili konferansların kutuplaşmaları artırdığından yakındı. Schröter, "Hem toplumda ve hem siyaset ve bilim dünyasında da bu durum böyle. Bir tarafta haklı olarak durmadan İslamofobi'yi gündeme taşıyanlar, diğer taraftan ise multikültürel topluluktaki sorunları dile getirmeye çalışanlar. Bu iki cephenin yaptığı tartışmalar çoğu zaman çok hissi geçiyor, bu hem bilgi eksikliğinden ve hem de korkulara dayalı önyargılardan kaynaklanıyor." dedi. Bu iki kutbu 'sanki kendi siperlerine saklanmış, kendi bayraklarını sallayan ve orta yolu bulmaya yaklaşmayan' cephelere benzeten Schröter şu tespitte bulundu: "Bu çok üzücü, çünkü İslamofobi sorunu bu şekilde çözülmeyecek. Sadece kendi görüşlerinin doğru olduğuna inanarak, karşı tarafın görüşlerini ya 'ırkçı' ya da 'aşırı dinci' diyerek ön yargılar yok edilemeyecek. Bir şekilde konuşabilecekleri bir platform olmalı, bu eksik bence."

Konuyu ulusal ve uluslararası seviyede ele almak yerine yerel seviyede işlemek gerektiğini söyleyen Schröter, şunları söyledi: "Zaten yerel bazda, yani spor dernekleri, futbol kulüpleri, okul, üniversite veya mahallede Müslüman olanlarla olmayanlar bir arada güzelce geçiniyorlar, sorunlar çıktığı zaman çözümü yerinde aranıyor. Bunu araştırmalar da kanıtlıyor zaten. Bence bu güzel örnekler asıl konu edinilmeli. Olumsuz örnek ve olayları ana konu edinmek yerine güzel örnekleri göstererek, 'Almanya'da, Danimarka'da, Fransa'da ve diğer Avrupa ülkelerinde Müslümanların olması, çok kültürlü bir topluluk olmak bizim toplumumuz için bir zenginlik.' denilmeli. O zaman uyum konusuna belki başka bakış açısıyla yaklaşılır ve daha başarılı sonuçlar elde edilir."

Haber Ara