Bahreyn'deki Türk arabuluculuğu
Londra’da Arapça olarak yayımlanan Kudsü'l Arabi gazetesi dünkü başyazısında Türkiye'nin Bahreyn'deki arabuluculuğunu konu edindi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-08 07:49:34
Londra’da Arapça olarak yayımlanan Kudsü'l Arabi gazetesi dünkü başyazısında Türkiye'nin Bahreyn'deki arabuluculuğunu konu edindi. Radikal gazetesi tarafından tercüme edilen makalede şunlara yer verildi;
"Bugünlerde dış politikaya, dinamizm ve aynı anda birçok yönde hareket etme gücü damgasını vuruyor. Bu durum, Ankara’yı sahip olduğu bölgesel ve uluslararası ağırlık sebebiyle, doğu ve batıdaki ülke liderlerinin kıblesi haline getiriyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Bahreyn’e inerken, Başbakan Tayyip Erdoğan da Şam’a gitmeye hazırlanıyordu. Bu arada Libya hükümetinin temsilcisi Abdulati El Ubeydi, ülkesindeki mevcut krizden çıkmak ve Türk yönetiminin desteğini talep etmek için bazı önerilerle birlikte Ankara’ya geldi.
Davutoğlu’nun Bahreyn ziyaretinin Körfez ülkeleriyle İran arasındaki gerginliği bitirme amaçlı arabuluculuk çerçevesinde gerçekleştiğini biliyoruz. Gerginlik, iki ay önce patlak veren ve bazı Körfez ülkelerinin rejimi desteklemek için güç göndermesinden sonra açığa çıkan somut İran desteğinden beslenen ayaklanma sebebiyle tırmanmıştı. Fakat bu ziyaretin ilgi göreceğini tahmin ediyoruz. Özellikle de mevcut Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı olarak görülmüşken…
Suudi desteği işleri bozdu
Maalesef bölgedeki mezhepçi kutuplaşmayı somutlaştıran Bahreyn’deki gerginlik, sadece Bahreyn’de değil, başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Körfez ülkelerinin çoğundaki meşru reform taleplerine de olumsuz biçimde yansıdı. Körfez hükümetleri, tıpkı Suriye ve Libya rejimlerinin bugünlerde elzem olan siyasi reformlardan kaçmak için yaptığı gibi, bölge güvenliğini ve istikrarını hedef alan dış komployu mazeret gösteriyor.
Devrimlerle mücadelede baskı araçlarının kullanılması, havanın yatışmasında belki başarılı olabilir, ancak bu, geçici bir yatışma olacak ve uzun sürmeyecek. Zira köklü siyasi çözümlerin eşlik etmediği güvenlik önlemleri genelde ters sonuçlar verir. Silah gücüyle uzaklaştırılmaları sonrası Manama’nın göbeğindeki İnci Meydanı’nın devrimcilerden boşaltıldığı doğru, fakat bu yangının küllerinin hâlâ ortada olduğu, her an tutuşabileceği ve bu durumda tehlikesinin önceki ayaklanmaların tehlikesinden daha büyük olacağı da doğru.
Bahreyn hükümetinin Körfez ülkelerinden ve bilhassa Suudi komşusundan destek alması, halkın taleplerini ulusal bütünlüğü yeniden güçlendirecek biçimde yerine getirmeye çalışmak için, muhalefetle diyaloğu durdurdu. Bu tür güç almalar, sadece yönetimin kırılganlığını değil, dar görüşlülüğünü ve Bahreyn halkının büyük kesimine düşmanlığındaki ısrarını da gösteriyor.
Türkiye’den istifade edin
Davutoğlu’nun ziyaretinin Bahreyn krizinde arabuluculuk amaçlı olmasını ve bununla birlikte Bahreyn ve İran’daki yönetimlerin Türkiye’den ve sunacağı önerilerden istifade etmesini bekliyoruz. Zira ülkedeki durum patlamak üzere ve bölgeyi yıkacak olan sahayı ardına kadar yabancı müdahalelere açacak bölgesel savaşa kadar götürebilir. Bu savaşın sonucu, Arap petrolünün dış mandacılığın eline verilmesi ve hatta belki de bütün Körfez bölgesinin Arap kimliğini tehdit etmek olacaktır. "
SON VİDEO HABER
Haber Ara