Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Eski danışmandan Bahçeli yönetimine eleştiri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin eski danışmanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, MHP'nin ve Milliyetçilik anlayışının ele alındığı programda ilginç açıklamalarda bulundu. Bilgin'in konuşmasından satırbaşları şöyle:

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-06 19:48:27

Eski danışmandan Bahçeli yönetimine eleştiri
"Milliyetçilik geleneği olan bir fikir sistemidir ve yakın tarihimizde Zevkat Bey, Sait Halim Paşa, Mehmet Akif ve hatta Bediüzzaman'la başlayıp Erol Güngör, Mümtaz Turhan gibi düşünce adamlarına uzanır. Milliyetçilik düşüncesinin evrimine baktığımız zaman bu kişiler bireysel kimliğe değil bir medeniyet algısına vurgu yapıyorlar. Bir taraftan milletin değerleriyle, çoğunluğuyla uzlaşan dolayısıyla demokrasiye açılan bir milliyetçilik; diğer taraftan da ulusalcılık... Ulusalcılığın söyleminde millet, birey, orta sınıflar, sivil toplum İslam ve onun tasavvuf gelenekleri irticai, 'dinci' diye suçlanıyor. Bu düşmanca söylem. Neye? Ülkenin değerlerine. İçerisinde din yok hatta din karşıtlığı var. MHP'nin tarihinde bu kırılma Alparslan Türkeş döneminde de yaşandı. 1969' kongresinde Alparslan Türkeş de bir grup tarafından ümmetçilikle suçlanıyor ve Türkeş tercihini gelenekten yana, Gökalp'ten yana yapıyor. O kadar ki rahmetli Türkeş'in Necip Fazıl'la ortak bir beyannamesi var. Bu, tarihsel bir birikimin politik bir dille yazılmış ortak imzalı deklarasyonu gibidir. O halde milliyetçiliğin siyasal anlayışında bir gelenek var. Bunun da siyasette yansıması beklenir. MHP'nin ulusalcı bir parti olmaya tarihsel olarak hakkı yok. Ulusalcılık referans olarak devleti seçer ve halkı dönüştürecek bir nesne olarak görür dolayısıyla ulusalcılığı, milliyetçilikle karıştırmamak lazım. Selçuklu'ya düşman, Osmanlı'ya düşman, toplumun değerlerine düşman bir ulusalcılık akımı var. Bu ciddi bir sorun. Ulusalcılığı irdelediğiniz zaman bu bir çeşit devletçiliğe hatta bir çeşit faşizme çıkıyor. Bunu Kemalizm'le falan izah etmeye çalışıyorlar ki Mustafa Kemal'le bunun ilgisini kurmak da ayrı bir hastalıktır."

"MİLLİYETÇİLİĞİN DEMOKRASİYLE OLAN BAĞI ZORUNLUDUR"

"Milliyetçilik, küreselleşmenin verilerini, bireysel özgürlük taleplerini ve etnik kimlikleri dikkate alan, bu kimlikler üzerindeki ortak paydamızdan entegrasyon yaratan, bir anlayışı

içermeli. Milliyetçilik, siyasal yöntem olarak demokrasiyi benimsediği zaman sorun çözücü olur. Milliyetçiliğin demokrasiyle olan bağı zorunlu bir bağdır.

Geleneğin, milliyetçi siyasete yansıması gerekiyor. Milliyetçiliği ve muhafazakarlığı, ortak bir siyaset anlayışında formüle edemiyorsanız, Milliyetçi duyarlılıkları olan seçmen Muhafazakarlık ekseninde yoğunlaşır."

"SÖYLEMDE MUHAFAZAKAR DEĞERLERLE SORUN VARSA MUHAFAZAKARLAR BAŞKA BİR YÖN ARAR"

"Milliyetçilik, bir medeniyet davasının sürdürülmesi gibi anlaşıldığı zaman mutlaka içinde muhafazakar değerleri barındırır. Muhafazakar değerlerle problemi olan ulusalcı söylem, milliyetçi siyaset içerisinde temsil edilmeye başlandığı zaman o milliyetçi siyasetin içerisinde yer alması beklenen insanlar kendilerine farklı bir yön ararlar. Bunu anketlerden de çıkarabiliriz. Türkiye'de kendine milliyetçiyim diyenlerin oranı % 80'lere yaklaşırken; kendini milliyetçilikle özdeşleştiren MHP'nin oy oranı % 11 ile 15 arasında değişiyor. Türkiye'de seçmenin milliyetçilikten beklentileriyle siyasetçinin davranışları arasında farklılaşma var."

Ajanslar

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara