Ahmet Yılmaz / TİMETURK
ABD savunma bakanlığında görev yapmış ve birçok savaş sahnesine şahitlik etmiş olan yazar P.W. Singer, son kitabı ‘Savaş için elektronik’te silahlarla donatılmış ve yüksek dayanma kapasiteli robotların gelecek yüzyılda insanın yerini alacağını kaleme alıyor. Bu gelişmelerin olağanüstü bir teknolojik gelişme çağının temeli olduğunu belirten Singer, kitabında bir yandan robot insanın fevkalade özelliklerini sıralarken diğer yandan da bu robotların insanın yerini alması halinde savaşta sorumluluk sahibinin; programcı mı, ordu mu, robotu hareket ettiren mi; kısacası kim olacağını sorguluyor. Robotların uzun bir geçmişi olmasına karşın ilk defa Irak ve Afganistan savaşlarında kullanılan bu robot insanları diğerlerinden ayıran nokta yapay zekâya sahip olması. O kadar ki robotun kendi kendine geliştirebildiği bu zekâ bazen yapımcısının istediği düzeyi de aşabiliyor. Bu durum ise aksi sonuçlar doğurabilmesi mümkün olduğu için olumsuz bir yön olarak zikrediliyor.
Ölümcül silahlarla donatılmış yapay zekâya sahip robot; ilk bakışta bir bilim kurgu filminin bir parçası gibi görünüyor. Ancak P.W. Singer’in ‘Savaş için elektronik’ başlıklı kitabı bunun artık günümüzde araştırma laboratuarlarında ve savaşlarda mevcut bir gerçeklik olduğunu gösteriyor. ABD, Afganistan ve Irak’ta robot insanlar yayıyordu. Bu robotlar sadece operasyon sahalarında değil aynı zamanda araştırma, geliştirme ve casusluk alanlarında da askeri performansı değiştirmeye çalışıyordu. Singer’in ulaştığı bulgular bu yeniliklerin, insanlık tarihinde daha önce görülmemiş, olağanüstü bir gelişim döneminin temelini attığına işaret ediyor. Bu da Singer’in kitabını içeriğinin parlaklığı; ilginçliği ölçüsünce okunmaya değer kılıyor.
‘Savaş için elektronik: Robot insanın devrimi ve 21. Yüzyılda çatışma’
Singer’in kitabı okuru hemen, bir bomba patlaması esnasında bir grup askerin mevcut bulunduğu etkili bir sahneye taşıyor. Sonra oradan IED patlayıcı düzeneklerinin etkisiz hale getirilmesinde ve insanların hayatının korunmasında robot insanın rolünü incelemeye geçiyor. Savunma bakanlığındaki işi ve Brookings Enstitüsü’ndeki müdürlük görevi esnasında Singer’in yeterli derecede savaş gördüğü açıkça belli oluyor. Ancak o vahşetin ortasında bir şekilde, insanlığın ne derecede olduğunu gözetleyebilmiş. Pek de uzak olmayan geleceğin motiflerini, hikayelerini ve ilginç gerçeklerini canlı bir şekilde çizip resmeden yazar, bu yakın gelecekte Amerika’daki bütün evlerde bizimle savaşa giren en az bir robot insan ve insan yapımı silahlı yaratıklar bulunacağını söylüyor.
Okuyucu, yazarın notunu dikkatlice okursa gayet iyi yapmış olacak. Çünkü bu not, yazarın çocukluğundan bir parça sunuyor ve savaşa olan ilgisinin köklerini ortaya koyuyor. Kitapta çok ince bir şekilde tanımlanmış onlarca robot insanın fiziksel yapısını hayal etmek, kitabın ortasındaki sekiz resim sayfasına bakılsa bile bazen zor oluyor. Bunun çözümü ise Singer’in robot insanın şeklini ortaya koyan daha fazla resim, savaşa katıldığını gösteren video görüntüsünü (pilotsuz uçaktan çekilmiş) içeren sitesine başvurmakta.
Afganistan ve Irak savaşlarında kullanıldı
Robot insanın uzak geçmişe dayanan bir tarihi olmasına, Körfez savaşında yoğun bir şekilde bilgisayardan yardım alınmasına karşın savaşa katılımı çok yeni sayılmaktadır. Yüksek dayanıklılık kapasiteli, silahlarla donatılmış ve çölleri aşabilme özelliklerine sahip dev robot insan ise ancak son on yılda Afganistan ve Irak savaşlarında ortaya çıktı. Son askeri ayaklanmaları bastırma çabaları ile insanların oğullarını kaybetmelerinden ötürü baskı yapması aynı zamana denk geldi. Bu da, bazı zamanlarda klasik askeri mevkilere konan robot insanların sayısının artırılmasına neden oldu. Robot insan karanlıkta daha iyi görebildiği gibi hedefini isabet ettirmekte de daha başarılı. Korku bilmediği gibi kum fırtınalarında da gözleri kırpılıp durmuyor. Uçabildiği gibi yorulmadan saatlerce havada fotoğraf da çekebiliyor. Gelişmiş savunma araştırmaları projeleri ajansından bir yetkili şöyle diyor: ‘İnsan, savunma sistemlerinin en zayıf halkası haline dönüştü.’
İnsan safdışı edilmeye çalışılıyor
Ancak şaşırtıcı olan nokta ABD’de bu yeni teknolojiler hususunda açık hiçbir yasanın bulunmayışıdır. Singer şöyle diyor: ‘Bu, askeri alanda gerçek bir devrim anlamına gelmektedir. ABD, denklemden insanı çıkarmak için uğraşıyor. Bununla beraber gelecek savaşları, belki de isyancılar gibi teknoloji kullanmayanlarla ya da Çin gibi –belki elinde ABD’den daha fazla araştırma çabaları bulunan- daha büyük bir topluluk olan düşmanla yapılır. Bu gelişmeler, savaşta geleneksel kimlikleri, rolleri ve insani kurban anlayışımızı değiştirerek her çeşit felsefi çelişki oluşturmaktadır. Ayrıca savaş suçlarının işlenmesi de şaşırtıcı bir hal almıştır. İhlallerden ve niyetlerden sorumlu olan kim? Programcı mı, finanse eden mi, ordu mu yoksa robotu hareket ettirmekle yetkili kişi mi? (eğer robot insan meçhulse durum nasıl olacak). Ya da robot insanın kendisini savunma hakkı mı var? Eğer öyleyse bu, hakları listesinin kapsamında mı? Kitap, bilgilerle dolu bir hazine niteliğinde. Singer, bu sanayiyi bilmeyenler için bir temel koyuyor. Örneğin bilgisayar, bilgileri alıp içinde değiştirirken robot insan, dış çevresiyle etkileşimde bulunma ya da kendisine ulaşan bilgiler uyarınca tepki verebilme yeteneğine sahiptir. Bundan daha fazlası elinde yapay bir zeka var. Öyle ki robot insan, yeni bilgilere ulaşıp onları analiz etme kabiliyetiyle donatılmış. Ayrıca kendisini daha önceki halinden daha zeki yapabilecek şekilde programlanmış. Bir başka deyişle robot insanın öğrenme ve kendini geliştirme kabiliyeti var. Ancak işin kötü olan yanı -güçlü yapay zekâ programlarının ispatladığı üzere- robot insanın kendisini yapımcısının niyet ettiğinden daha çok geliştirebilecek olmasıdır. Singer’in gözetlenemeyen hükümetlerde casusluk yapabilme imkânı olan, sinek büyüklüğünde pilotsuz uçaklardan bahsettiği paragraflara ek olarak bu tür fikirler, alarm işareti gibi görünüyor. Yazarın yalnızlık kavramı hakkında yazdığı noktada -ki bu insan sonrası bir andır-, teknolojik gelişme çok hızlı oluyor. O kadar ki insan kontrol yeteneğini kaybediyor ve kitabın edebi bir eser olmadığını hatırlaması zorlaşıyor.
Artık bilimkurgucular değil teknoloji ilham kaynağı
Kitaptaki ilginç olan ise bilim kurgu yazarlarının bilimsel gerçeklere etkisini ele almak için ayrılmış bölümü. Birkaç yıl öncesine kadar yazarların kurguları (H.G Wells, bilimkurgu romancısı; şaşırtıcı bir görüş ve incelikle yazmıştır) araştırmacılara ilham olurken bugün tam tersi gerçek oldu. Öyle ki bilimkurgu romancıları bugün en gelişmiş teknolojik laboratuarlardan çıkan yenilik mekanizmaları ve yaratıklardan ilham alır hale geldi.
Singer konu üzerine büyük bir kontrolle yazıyor. O kadar ki sıradan bir insan, yazarın 512 sayfadan oluşan kitabı boyunca önemsemediği bu devrim teknolojisinden hiçbir kısım bulamıyor. Birinci kısmın tarihsel arka plan, açıklamalar ve tanımlamalara adanmış olduğu söyleniyor. Bu da okuyucuyu robot insanın, değerler ve ‘terörizm’ manzumesi, adil savaş ahlakı ve toplumsal yapıya ilişkin; cevabı verilmemiş tüm sorular karşısında oldukça sabırsız kılıyor.
Neyse ki bu soruların cevapları ikinci bölümde veriliyor ancak bu bölüme ulaşabilmek için okurun yüzlerce sayfa sabretmesi gerekiyor.
Edebi olmayan kitaplar listesinin başında
Özetle Financial Times’in ‘Savaş için elektronik’ kitabını bu yıl edebi olmayan kitaplar listesinde başa koymasının bir sebebi bulunuyor: Bu devrim çağı hakkında kapsamlı bir diyalog gerçekleştirilmeli ve bu diyaloğun hemen yapılması gerekir. Bu kitap, güvenlikçiler, araştırmacılar, politikacılar ve geleceğe dair merakı olan şahıslar için oldukça etkili bir değerlendirme. Singer’in pozitif ve negatif yanlarıyla bu gelişmeleri sunan kitabı, haberleri daima ilk önce veren medyanın bu konuyu vermekteki başarısızlığını ortaya koyan bir delil niteliği taşıyor.