Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Nükleer fizikçiden Başbakan'a: Nükleer planınızı referanduma götürün (Özel)

Aydın Üniversitesi Bilim Kurulu Üyesi ve Nükleer Fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Akkuyu başta olmak üzere Türkiye'nin bazı illerine kurulması planlanan nükleer santral projesi ile ilgili planlarını referanduma götü

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-03 11:19:41

Nükleer fizikçiden Başbakan'a: Nükleer planınızı referanduma götürün (Özel)
Aydın Üniversitesi Bilim Kurulu Üyesi ve Nükleer Fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Akkuyu başta olmak üzere Türkiye'nin bazı illerine kurulması planlanan nükleer santral projesi ile ilgili planlarını referanduma götürmesini istedi. Türkiye'nin nükleer santral kurulması konusunda geri kaldığına inanmadığını belirten Kılıç, Amerika'da son 30 yıldır nükleer santral yapılmadığını anlattı.
Dünya Japonya'daki tsunami ve deprem felaketinin ardından Fukuşima'daki nükleer santralde yaşanan patlamaların ardından meydana gelebilecek riskleri konuşuyor. Japonya nükleer sızıntıyı kapatmak için Amerika'dan yardım istedi ve beton pompalama yöntemiyle radyoaktif maddelerin atmosfere yükselmesinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Bir taraftan da radyoaktif maddelerin bulutlar aracılığıyla dünyanın değişik ülkelerine ulaşacağı öne sürülüyor. Türkiye tam da nükleer felaketin konuşulduğu bugünlerde Akkuyu'da kurulacak nükleer santral konusunda hazırlıklarını sürdürüyor.
Nükleer Fizikçi Prof. Dr Hayrettin Kılıç, Türkiye'nin bu anlaşmadan hiçbir çıkarının olmadığını bu hatta bu ihalenin pahalıya mal olduğunu savunuyor. Başbakan'ın nükleer santrallerle ilgili planlarını referanduma götürmesi gerektiğini belirten Kılıç, Başbakan Erdoğan'ın nükleer santrallerin kurulmasına dönük eleştiriler karşısında "Televizyonda da radyasyon var izlemeyecek miyiz?" şeklindeki karşılaştırmasını doğru bulmadığını ifade etti ve ekledi: "Bir nükleer santralin çalıştığı sırada ortaya çıkan radyoaktif elementlerle, televizyondan aldığımız elektromanyetik radyasyon aynı değil. Bu karşılaştırma yanlış."
Amerika'da nükleer santral sayısının 104 olduğunu ifade eden Kılıç, "Son 30 yılda Amerika'da nükleer santral yapılmamıştır. Nükleer santraller soğuk savaşın başında hem Amerika'da hem Sovyetlerde büyük bir hızla inşa edilmeye başlandı, örneğin Amerika'da 60, 70'li yıllarda üç senede bir nükleer santral yapılıyordu. 1960'lardan soğuk savaşın sonuna kadar baktığınız yıllarda nükleer santrallerin sayısı 450'ye ulaşmış, buna paralel olarak da nükleer başlıklı silahların sayısı 75 bine ulaşmış." diye konuştu.
Nükleer enerji tercihinden uzaklaşılmasının sebebini maliyet ve inşasının uzun olması diye açıklayan Kılıç, Japonya'da yaşanan felaket ile ilgili bazı noktalara dikkat çekti. Japonya'daki nükleer reaktörlerde yaşanan patlamanın Çernobil'den daha büyük bir tehlike ortaya çıkardığını belirten Kılıç, "Japonya'daki son durum 4 tane reaktörün üçü yarı erimiş vaziyette. Dördüncüsünde erimeyi durduramıyorlar. Bunun üstüne diğer nükleer kazalardan farkı bu komplekste bulunan atık havuzlarındaki suyun soğutma suyunun iflasıyla nükleer reaktörlere ek olarak bu soğutma havuzlarındaki 370 ton atık yakıtın üstü şuanda açık. Bunlarda atmosfere radyoaktif gazlar elementler salıyorlar. Bu sebeple bu Japonya'daki felaketin gösterilen mazeretler 'tsunami dalga boyları 6 metre değil de 7 metre oldu, bu santrallerin dizaynında 8 derecelik deprem 9 derece çıktı, bu santraller eskiydi' bunlar mazeret değil. Hangi tip santral olursa olsun yeni ister 5. nesil ister 4. nesil soğutma sistemi iflas ettiği zaman o nükleer santral erimeye mahkumdur. Bir nükleer santralin normal çalışma sırasında denizden çekip 25 dakika santralin içindeki bütün soğutma sisteminden geçtikten sonra denize bıraktığı 1 milyarlık bir suyu o soğutma sistemi iflas ederse siz taşıma su ile soğutamazsınız. Helikopterlerle ve yardımcı soğutma sistemleriyle imkanı yok. Onun için de iki haftadır soğutulamıyor. En son çare olarak da üstünün kapatılması planlanıyor." ifadelerini kullandı.
Japonya'daki nükleer sızıntının küresel anlamda olumsuz etkilerinin önümüzdeki üç ayda anlaşılabileceğini söyleyen Kılıç, "Türkiye'de eminim ki yetkililer gerekli ölçümleri yapıyor. Türkiye'deki vatandaşların anlayabileceği bir şekilde olayın üstüne gidiyorlar. Eğer normal bir seviyenin üzerinde bir ölçüm varsa gerekli önlemlerin alınacağına inanıyorum. Bu besin zincirine mi karışma ihtimali var, dışarıya çıktığınız zaman solunumunuza mı karışma ihtimali var?" diye konuştu.

Haber Ara