Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

Angela Merkel 'atom' kıskacında

İki eyalette seçimleri kaybetmesinin ardından nükleer enerji politikasını gözden geçiren Alman başbakanı Angela Merkel şimdi de nükleer santralleri işleten şirketlerin kıskacında.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-03 10:26:19

Angela Merkel 'atom' kıskacında
İki eyalette seçimleri kaybetmesinin ardından nükleer enerji politikasını gözden geçiren Alman başbakanı Angela Merkel şimdi de nükleer santralleri işleten şirketlerin kıskacında. Üç aylık süreyle faaliyetleri durdurulan Biblis A nükleer santrali yüzünden mahkemelik olan Merkel hükümeti, 60 Milyon Euro tazminat ödeyebilir.

Geçtiğimiz Pazar günü Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletindeki seçimlerinde hükümet partileri Alman Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU) ve Hür Demokrat Partisi (FDP) sandıktan tarihi bir yenilgi almışlardı. 58 yıldır iktidarda olduğu Baden-Württemberg Eyaleti’ni ise Yeşiller ve sosyal demokratlara kaptırmıştı.

Japonya’daki nükleer facianın ardından kamuoyunda artan nükleer enerji karşıtlığı ve ardından gelen seçimler, Merkel hükümetinin de politikalarında ciddi değişimler yapmasına yol açtı. Geçtiğimiz yılın sonunda faaliyet sürelerini uzattığı nükleer santralleri 3 aylık süreliğine kapatan hükümet, bu kez enerji şirketlerin kıskacında.

Almanya’nın önde gelen enerji şirketi RWE’nin Cuma günü Yüksek İdari Mahkemesi’ne başvurarak Biblis A adlı nükleer santralinin kapatılmasına yönelik itirazı tartışmalara yol açtı. Santralin güvenlik şartlarını yerine getirdiğini ve faaliyetinin durdurulması için hiç bir yasal gerekçenin olmadığını savunan RWE, günlük 700 bin Euro zarara uğrayacağını öne sürüyor.

‘HÜKÜMET DAVAYI KAYBEDER’

RWE, toplam üç aylık zararı için 60 Milyon Euro talep ederken, hükümet çevreleri “mahkeme bizden yana karar alacağına inanıyoruz” diyor. Ancak hukukçular, RWE şirketinin yüksel ihtimalle kazanacağına dikkat çekiyorlar.

Hatta Federal Anayasa Mahkemesi’nin eski başkanı Hans-Jürgen Papier, hükümetin kararını “kanun dışı” olduğunu düşünüyor. Badischen Zeitung gazetesine konuşan Papier “Eyalet ve federal hükümetlerin böyle bir karar vermesi için hiç bir gerekçe yok” diyor.

Çevre Bakanı Jürgen Röttgen üç aylık moratoryumun ardından net bir kararın verileceğini belirtirken, Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) tazminatın veri mükelleflerinin cebinden çıkmaması için derhal kanun değişikliğine gidilmesi gerektiğini düşünüyor.

Yeşiller sürecin Kassel’deki ilk davanın ardından şekilleneceğine dikkat çekiyor. Yeşillerin Federal Meclis Grubu Eşbaşkanı Renate Künast, mahkemenin RWE’yi haklı bulması halinde, hükümetin geri adım atacağını, santrallerin yeniden faaliyetlerine başlayacağını düşünüyor.

Almanya’nın enerji politikalarına ilişkin en ilginç öneri ise Sol Parti’den geliyor. Özelleştirme politikasından vazgeçip devletin enerji şirketlerini işletmesini gerektiğini savunan Sol Parti Eş Başkanı Klaus Ernst şu önerilerde bulunuyor: “Devlet kendi kendisini köşeye sıkıştırıyor. Unutmayalım ki elektrik borsaların değil, halkın.”

Almanya’daki elektrik ihtiyacının yüzde 22’sini nükleer santrallerden elde ediliyor. Bu yüzden şirketin hükümetle ilişkileri oldukça hassas bir konu. Şu anda araları kötü olan RWE’nin şefi Jürgen Grossmann’ın 2009’daki seçim kampanyası için Merkel’e 15 bin Euro civarında bağış yapıldığı bile iddia edilmişti.

Ancak hükümet dünya gündemini işgal eden Japonya’daki facianın ardından 7’si eski toplam 8 nükleer santrali, yeni yılla birlikte yürürlüğe giren atom yasasına dayandırarak üç aylık moratoryum kararı almıştı.

Haber Ara