Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

AK PARTİ BEŞİKTAŞ İLÇE BAŞKANLIĞININ STK TOPLANTISI -DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKE

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, kendileri AB'yi ikna etmeye çalışırken kimilerinin, 'Başmüzakerecimiz diplomatik teamüllere u

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-02 23:13:00

AK PARTİ BEŞİKTAŞ İLÇE BAŞKANLIĞININ STK TOPLANTISI  -DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKE
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, kendileri AB'yi ikna etmeye çalışırken kimilerinin, 'Başmüzakerecimiz diplomatik teamüllere uymayan yöntemlerle konuşuyormuş' diye dertlendiklerini belirterek, 'Onların o alışageldiği 'şamar oğlanı' muamelesini ne bu Başmüzakereci ne de bu milletin hiçbir ferdi kabullenmez' dedi.
Bakan Bağış, AK Parti Beşiktaş İlçe Başkanlığınca, sivil toplum kuruluşları için Sürmeli Otel'de düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, hem sivil toplumun içerisinden gelmiş hem de farklı inanç gruplarının yoğunlukla yaşadığı bir bölgeyi TBMM çatısı altında temsil etmekten onur duyan biri olarak, bu etkinliğin gönlünde çok ayrı bir yeri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin her bir kesiminin ortak arzusu ve çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmanın yegane adresi olan AB üyelik sürecinde, gerek sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları gerekse farklı inanç gruplarının sürece verdiği desteğin önemine dikkati çeken Bağış, şöyle konuştu:
'Bu dost ortamında bu vesileyle bir kez daha rahmetle andığımız sevgili Hrant Dink'in, hain bir saldırı sonucu hayatını kaybettiği gün Agos gazetesinde kaleme aldığı yazısındaki şu ifadeleri okumak, sanırım bu anlamlı atmosfere yakışanı yapmak olur: 'Evet, kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce'. Tıpkı Hrant Dink'in söylediği gibi bu ülkede insanlar hiçbir zaman güvercinlere dokunmadı ve güvercinler her zaman barışın, kardeşliğin simgesi oldu.'
Bağış, ne yazık ki Türkiye'de yaşayan vatandaşların hiçbir zaman güvercinler kadar özgür,güvercinler gibi barışı temsil edecek bir hürriyete sahip olamadığını belirterek, kiminin Alevi olduğu için hor görüldüğünü, kiminin etnik kimliğinden dolayı dışlandığını, kiminin de inançlarının gereği olarak başörtüsü taktığı için eğitiminden ve meslek hayatından men edildiğini kaydetti.
Her kesimin olduğu gibi farklı inanç gruplarının da Türkiye'de baskı altında kaldığı, çile çektiği dönemler olduğunu anlatan Bağış, aynı şekilde sivil toplumun vesayetçi bir toplum yaratmak için kullanıldığı zamanların yaşandığını, halen de buna yönelik çabaların görüldüğünü ifade etti.
Bağış, bütün bu çileleri tarihe gömmenin, Türkiye'nin kendi vatandaşlarına duyduğu mahcubiyeti telafi etmenin gayreti içinde olduklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'AK Parti'yi farklı kılan da esasen geçmişinden utanmayan ama geçmişte yapılan hataları da sahiplenerek bu hataları bilerek tekrarlamaya çalışan karanlık zihniyetlerle mücadele etmesidir. AK Parti'yi her kesimin birinci tercihi yapan işte bu iradedir. Bu ülkede tek bir vatandaşımız bile huzurlu bir şekilde yatağa girmediği sürece biz de o huzursuzluğu hissettiğimiz kadar, bunun mesuliyetini taşıyamayız. İstiyoruz ki her bir vatandaşımız da tıpkı bir güvercin gibi özgürce yaşasın. İstiyoruz ki insana 'insan' olduğu için değer verilsin ve insanca yaşama imkanı verilsin. Biz bugün 'gayrimüslim' kelimesini dahi ayrımcı bir mana ifade ettiği düşüncesiyle kullanmayan bir anlayışı hakim kıldık.'
Bu ülkenin hiçbir vatandaşının, Anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaşa üstünlüğünü kabul etmeyeceklerine işaret eden Bağış, 74 milyon vatandaşın her birinin ülkenin asli unsuru ve birinci sınıf vatandaşı olduğunu söyledi.

-ERGENEKON-

'Ergenekon' diye adlandırılan soruşturmanın, başta sivil toplum kuruluşları ve farklı inanç grupları olmak üzere herkes için tarihi bir önemi olduğunu vurgulayan Bağış, bu süreçle birlikte bütün karanlıkların aydınlığa kavuşacağını, üzerine perde örtülmüş bütün meselelerin açığa çıkacağını, vatandaşına çile çektirmeyi bir marifet sananların bunun hesabını ödeyeceğini söyledi.
Bağış, davanın, bütün faili meçhullerin hesabını sormak olduğu kadar, Hrant Dink'i öldüren zihniyeti de ortadan kaldırmanın bir çabası olduğunu, karanlık senaryoların peşinde koşan gazetecilerin yargılanmasından rahatsız olanların, aynı hassasiyeti Hrant Dink için göstermediğini belirtti.
Egemen Bağış, 13 Haziran'da Türk halkının, daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla özgürlük haykırışıyla bir kez daha ve daha büyük çoğunlukla AK Parti'yi tercih edeceği bir seçim sürecini geride bırakmış olacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
'Seçimlerin ardından tek gayemiz, milletimizin bu haykırışına cevap verecek yepyeni sivil bir Anayasa'ya bu ülkeyi kavuşturmak olacak. Bu Anayasa'nın sivil toplum ve farklı inanç gruplarının da değerli katkılarıyla şekillenmesini canı gönülden arzu ediyor ve sizlerin bu sürece desteğini bekliyoruz. Aynı şekilde demokrasi çıtamızı en yükseğe çıkaracağını düşündüğüm başkanlık sisteminin de sizler tarafından benimsenmesini, özellikle sivil toplum kuruluşlarımız tarafından şimdiden Türkiye genelinde tartışılmaya başlanmasını da önemsiyoruz. Hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023'te Türkiye'nin, dünyanın en çağdaş ülkeleri arasında yerini almasıdır.'

-'ADAY BULMAKTA ZORLANMIYORUZ'-

AK Parti olarak aday bulmakta zorlanmadıklarını anlatan Bağış, 9 yıllık iktidar sürecinin sonunda hala Türkiye'nin büyük bir bölümünün umutlarını temsil edebilmenin çok anlamlı olduğunu söyledi.
Bağış, Türkiye ekonomisinin yüzde 8.9 büyüdüğünü hatırlatarak, bu büyümenin arkasındaki en büyük itici gücün AK Parti'nin desteklediği demokratik süreç olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin iletişimde, ulaşımda, demokratikleşmede çağ atladığını dile getiren Bağış, devraldıklarından çok daha iyi bir Türkiye'yi oluşturduklarını kaydetti.
Bağış, şeffaflaşan, faili meçhullerin olmadığı bir Türkiye'ye gelindiğini ifade ederek, TRT'nin her dilde yayın yaptığını, Sümela ve Akdamar'da ayinler gerçekleştirildiğini, dünyanın dört bir yanından Ortodokslar ve Ermenilerin geldiğini söyledi.
Bu ayinlerin 88 yıl sonra yapılmasının çok anlamlı olduğunu anlatan Bağış, daha önemlisinin, bölge halkının gösterdiği hoşgörü olduğunu kaydetti.
Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Erbil'e giderek bir diyalog başlattığını ama bundan en büyük rahatsızlığı, adı Barış ve Demokrasi Partisi olan BDP'nin duyduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Niye rahatsız oldular? Çünkü bölgedeki rant kapıları kapanıyor. İstismarlar bitiyor. Bunu kabullenmek istemeyenler sizlerin desteğiyle onu da görmek zorunda kalacaklar. Çünkü bu millet daha fazla kan ve gözyaşı istemiyor. Onun için 'kardeşçe yaşam' diyoruz. Bakın bugün Ortadoğu'daki ülkelerde bir huzursuzluk var. Bu insanlar demokrasi ve ifade özgürlüğü, çocuklarını iyi eğitmek, insanca yaşamak istiyorlar. Bu insanlar nereden ilham alıyorlar bu istekleri sıralarken? Bunu ben söylemiyorum, yabancı gazeteler yazıyor. Türkiye'den ilham aldıklarını yazıyorlar. Neden Türkiye'yi, neden Sayın Başbakanımızı bu insanlar bu kadar önemsiyor? Çünkü Türkiye'ye bakıp, 'Ya bunlar aynı kültüre, inançlara ve değerlere sahip, bunlar yaptıysa biz de yaparız' diyorlar. İşte Türkiye'yi bu ülkelerden farklı kılan, 1923'te Atatürk'ün adımını attığı ve Sayın Başbakanımızın da kararlılıkla sürdürdüğü çağdaşlaşma sürecidir. Bizim 'çakma Gandi', oradaki olayları bile doğru dürüst analiz edemediği için yanlış yorumlar yapıyor. 'Türkiye'de de insanlar sokağa dökülür' diyor. Oysa orada insanlar sandık olmadığı için sokağa dökülüyor. AK Parti, 9 yıllık iktidarı boyunca iki yılda bir bu milletten güven oyu aldı. Bunu göremiyorlar. Bu, öyle bir kamera şakasıyla iktidara gelmeye benzemez. Politika yürütmek bilgi ve birikim ister.'

-'DİKLENME AMA DİK DUR'

Haber Ara