HABER MERKEZİ / TIMETURK
Cumhuriyet dönemi partili siyasal İslami hareketin ilk lideri olarak bilinen Necmettin Erbakan geçtiğimiz Şubat ayının son günlerinde vefat etti. Onun kurduğu ve bir biçimde etkili olduğu dört parti (MNP, MSP, RP, FP) laiklik karşıtı eylemler, Anayasal düzeni yıkma ve din devleti kurma gibi iddialarla kapatıldı. Sadece Türkiye’de değil gerek Batı dünyasında gerekse Müslüman dünyada İslamcılık ekseninde siyaset yapmasıyla tanınan Erbakan’ın siyasal söylemi dönemsel farklılaşmalar olsa da Milli Görüş olarak anıldı.
Milli Görüş’ün Mirası
Umran, bu sayısında 1969’da başlayan Milli Görüş hareketini ve elbette merhum liderini kapsamlı bir biçimde ele aldı. Derginin 200. sayısının o sembolik titreşimleri içinde Mili Görüş hareketine ayrılmış olması da önemli. Türkiye’de İslamcılığın partili kaynaklarından biri olarak Milli Görüş hareketinin teorisinden pratiğine, Türkiye ve dünya meselelerine bakışına kadar pek çok noktasını masaya yatırdığımız bu sayının Milli Görüş hareketi etrafında geliştirilen kimi yorum biçimleri hakkında farklı bir bakışı da ortaya koyduğunu belirtmek abartılı olmaz. Milli Görüş’ün neyi ne kadar yaptığı, amacının neresinde olduğu, teorisi ve kadrosu gibi önemli soru(n)ların irdelendiği Burhanettin Can’ın yazısı Milli Görüş hareketinin işlevini anlayan, hakkını teslim eden ama aynı zamanda kimi eksik noktalara da dikkat çeken önemli bir yazı. Abdullah Yıldız, Mustafa Tekin, Serkan Yorgancılar, Quinn Mecham, Musa Çağıl ve Vahap Yaman Erbakan’ı ve Milli Görüş’ü farklı boyutlarıyla ele aldılar. Hatıralardan sosyolojik çözümlemeye uzanan bu yazılar hareketin politikasını, daha doğrusu dönemler içinde farklılaşan kimi politikalarını tarihsel gelişimi içerisinde ele alıyor. Bu bakımdan ortaya konan perspektifin önemli olduğu yadsınamaz.
Düşünce Tarihçisi Olarak Kurtuluş Kayalı
Derginin siyaset odaklı sayfaları kadar düşünce sayfalarında da önemli metinler yer almakta. Her düşünce gerçek anlamını düşünce tarihi içinde kazanıyor. Kurtuluş Kayalı, yıllardır sosyolojiden siyasete, romandan sinemaya, edebiyat eleştirisinden portreye birçok alanda önemli eserler ortaya koymuş bir aydın, akademisyen. Kitaplarının/yazılarının çoğu kendi alanında tek olacak yetkinlikte. Böylesi bir bilincin ve duyarlı çalışkanlığın birleşimi olarak ortaya çıkan yapıtlar/yazılar Türkçe düşünce dünyasını bütün boyutlarıyla kavramamızı sağlayacak derinliğe sahip bir bütünlük sunuyor. Düşünce tarihçisi olarak Kurtuluş Kayalı’nın farklılığını oluşturan edebiyat ve sinema ilgisinin, bununla bağlantılı olarak dergilere odaklanmasının Türkçedeki kültürel alanın bütünlüklü bir biçimde irdelenmesi noktasında önemli katkılar sunduğu yadsınamaz. Kurtuluş Kayalı’nın düşünce tarihi alanındaki yerini daha iyi değerlendirebilmek için Asım Öz’ün hazırladığı soruşturma soruları Alim Arlı,Aytaç Yıldız, Hakan Arslanbenzer ve Suavi Kemal Yazgıç tarafından cevaplandırılmış.
İslamcılarda Eleştiri Yok mu?
Metin Önal Mengüşoğlu ise Etyen Mahçupyan’ın geniş Müslüman kitle arasında tenkitçi ve kritikçi bir damar olmadığını işaret eden yazısını kritik ediyor ve her zaman İslamcı aydınlar içerisinde eleştiriyi ibadet bilen nitelikli kalemlerin olduğunu ortaya koyuyor. Gene bu bağlamda Kelim Sıddıki’nin eleştirel ufkunu değerlendiren Zafer Bangash’ın metni de oldukça dikkat çekici bir yazı.