Dolar

34,8774

Euro

36,7418

Altın

3.037,38

Bist

10.141,62

'Suriye'de dökülen kanlar ortaya çıkmasın diye basın ülkeden uzaklaştırılıyor'

Suriye Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi, Suriye'de dökülen kanların ortaya çıkmaması için basının ülkeden uzaklaştırıldığını söyledi. Suriye'deki yönetim açısından medyanın büyük bir korku kaynağı olduğunu ifade eden Şıkfi, "Şu bir g

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-01 11:30:09

'Suriye'de dökülen kanlar ortaya çıkmasın diye basın ülkeden uzaklaştırılıyor'
Suriye Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi, Suriye'de dökülen kanların ortaya çıkmaması için basının ülkeden uzaklaştırıldığını söyledi. Suriye'deki yönetim açısından medyanın büyük bir korku kaynağı olduğunu ifade eden Şıkfi, "Şu bir gerçektir ki, basın onların kanlı yüzünü göstermektedir." dedi.
Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmek üzere İstanbul'a gelen Suriye Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin) temsilcileri, Suriye'de yaşanan sivil halk ayaklanmasını değerlendirdi. Eresin Otel'de yapılan toplantıya Suriye Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi, Müslüman Kardeşler Siyasi Büro Şefi Muhammed Faruk Tayfur, MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ile çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu katıldı.
Riyad El-Şıkfi Suriye'deki ayaklanmanın Dara şehrinde çocukların duvarlara yazdıkları 'artık bitmeli' yazılarla başladığını belirterek, çocukların gözaltına alındıktan sonra işkenceye maruz bırakıldığını iddia etti. Çocukların siyasi olayları idrak edememesine rağmen işkenceye maruz bırakılmasına halkın tepki gösterdiğini belirten Şıkfi, "Dara halkı tutuklanan çocukların bırakılması için yürüyüş yaptılar. Suriye'deki halkın en doğal hakkı olan yürüyüş hakkına karşılık bir saldırıda bulundular. Dara'da ilk şehitler ortaya çıktı. aynı şekilde daradaki durumdan etkilenen çeşitli şehirlerdeki insanlar da başta yolsuzlukların bitirilmesi, kanunsuzlukların ortadan kaldırılması için sokaklara döküldüler. Kolluk güçleri buna karşılık da şiddet uyguladı." diye konuştu.
Suriye'de basın mensuplarının ülkeden uzaklaştırılması için çalışıldığını belirten Riyad El- Şıkfi, "Hiçbir şekilde basın mensuplarına haberler ulaşmasın. Dara'daki olaylar başlayınca oraya gitmek isteyen tüm basın mensuplarına izin verilmemişti. Onları geri göndermişlerdi. Şu bir gerçektir ki basın onların kanlı yüzünü göstermektedir. Hama katliamında basın bu kadar geniş olmadığından çok rahat bir şekilde günlerce süren bir kuşatma neticesinde katliam yaptılar. Artık bir olay nerede olursa olsun anında duyulmaktadır. Bunu Dara'da gördük. Basının oraya girmeye çalışmasının engellenmesiyle biz bazı şeyler olacağını anladık. Basın onlar için gerçekten çok büyük bir korku kaynağıdır. Yaptıkları suçların döktükleri kanların ortaya çıkmasından korkuyorlar." ifadesini kullandı.
Muhammed Faruk Tayfur, AK Parti'ye ve hükümete Arap ülkelerine yapmış oldukları açılımlardan dolayı minnettar olduklarını söyledi. Türkiye'nin başlatmış olduğu ilişkilerden dolayı iş birliğinin en üst seviyeye çıktığını dile getiren Tayfur, "Sıfır sorun politikasıyla Türkiye'ye hem komşularına hem de tüm dünyaya büyük dersler vermekteler. Bizler Türkiye'de insan şerefine ve hürriyetine çok büyük önem verildiğini gördük. Bizler Osmanlı var iken aynı hayatı paylaşıyorduk. Biz bunların bilincindeyiz. Şuandaki hükümetin insan haklarına saygılı bir şekilde yapmış olduğu politikalarını destekliyoruz." ifade etti.
Ahmet Faruk Ünsal ise Suriye'de 49 yıldır devam eden olan üstü halin sürdürülmesinin mümkün olmadığını belirtti. . En temel insan haklarının sağlanması gerektiğini söyleyen Ünsal, "Siyasi katılım kanalları açılmalı, siyaset gücünün sadece bir aile ve zümre tarafından kullanılması artık kabul edilemez. 2000 yılında göreve geldiğinde reform sözü veren Beşşar Esed'ın esasında hiçbir şey yapmaya niyeti olmadığını ortaya koydu. Tüm bu olayların arkasında klasik bir bahaneyle 'İsrail istediği için bunlar' oluyor dedi. Oysa Suriye halkı insan haklarına saygı istiyor." şeklinde konuştu.

Haber Ara