Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Parti sözcüsü gibi açıklama yapan hukukçuların aday olması etik değil'

Hukuk Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Metin Özyurt, son dönemde bazı yargıç, avukat ve akademisyenlerin, yazılı ve görüntülü basında iktidar ya da muhalefet partisi sözcüsü gibi açıklamalar yapmasının ardından adaylık için başvurmasını eleştirdi. Özyu

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-31 12:11:15

'Parti sözcüsü gibi açıklama yapan hukukçuların aday olması etik değil'
Hukuk Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Metin Özyurt, son dönemde bazı yargıç, avukat ve akademisyenlerin, yazılı ve görüntülü basında iktidar ya da muhalefet partisi sözcüsü gibi açıklamalar yapmasının ardından adaylık için başvurmasını eleştirdi. Özyurt, "Bunlar, mesleğin etik değerlerini sorgulamaya yol açan davranışlardır." dedi.
Hukuk Merkezi ile Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hukuk Fakültesi'nin ortaklaşa düzenlediği 1. Uluslararası Hukuk Kongresi, İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri'nde başladı. "Hukuk Öğretimi ve Hukukçu Eğitimi" konulu kongrede yerli ve yabancı akademisyenler, öğretimdeki problemleri tartıştı çözüm önerileri sundu. Açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Özyurt, yargı erkinin uygulayıcıları olan yargıç, savcı ve avukatların nitelikli, bilgili, donanımlı ve etik değerlere sahip olmasının, aldıkları eğitimin kalitesine bağlı olduğunu söyledi. Öğretim üyesi maaşlarının tercih sebebi olacak seviyeye yükseltilmesi, üniversitelerde özgür düşüncenin önündeki 12 Eylül askerî darbesi ürünü engellerin kaldırılması, akademisyenliğe giden yol üzerinde şahsi kapris ve uygulamalara geçit vermeyecek kanuni düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Özyurt, hukuk fakültelerinde ihtisas derslerinin yanında hukuk ve yargı etiği konusunda öğretim vermenin önemine dikkat çekti. Metin Özyurt, "Hukuk fakültelerini, vakıf üniversiteleri aracılığıyla sermaye sahiplerinin şımarık çocuklarının okuduğu, 'Gaye, vasıtayı meşru kılar' düşüncesine sahip insanların hukuk camiasına kazandırıldığı yerler olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Dört yıllık eğitimden sonra yeterliliği ölçen merkezî bir sınav yapılmalı. Alınan puanlara göre yargıç, savcı, hakim ve avukatlar seçilmeli. Bu teklife, vakıf müvetelli heyetlerinin karşı çıkacağı muhtemeldir fakat sınavla eğitimin kalitesi ortaya çıkacaktır. Hukuk sağlığımız için bazı acı ilaçları içmek zorunda olduğumuz gerçeği hepimizin malumu olmalıdır." şeklinde konuştu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar ise analitik ve sorgulayıcı bir eğitim modelini, ilköğretimden başlamak üzere oluşturulamadığını, hukuk fakültelerinin de bundan nasibini aldığını kaydetti. Coşar, "Hukuk fakültelerinde, hocaların hitabeti üzerine kurulu bir eğitim modeli uygulanıyor. Kongeredeki görüşler, bizleri ve TBMM'yi bilgilendirerek fikir verecektir.' dedi.
DEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Karakoç da adalet mekanizmasının çaresizlerin son sığınağı olduğunu vurgulayarak, bunun berhava edilmemesi için eğitim öğretim kalitesinin yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hukuk alanında yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirten Dekan Karakoç, eğitim öğretim belli bir seviyeye getirildiği takdirde bugünkü sıkıntıların ortadan kalkacağını söyledi.
İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç ise kongreler ve fuarlar şehri İzmir'de hukuk alanında da kongre merkezi gayretini şükranla karşıladığını, Türkiye'de bu alanda çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Haber Ara