Dolar

34,8936

Euro

36,7597

Altın

3.010,74

Bist

10.058,63

Obama, Libya'yı açıklamakta zorlanıyor

Başkan Obama, en sonunda, Amerikan halkının karşısına çıkıp ülkeyi üçüncü bir savaşa sokmasına dair konuştu.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-30 08:02:54

Obama, Libya'yı açıklamakta zorlanıyor
John Nıchols / The Natıon Gazetesi


Konuşma, kimseyi şaşırtmayan bir ustalıkla yapıldı. Başkan, "akisleri bölge genelini etkileyecek ve dünyanın vicdanını lekeleyecek olan bir katliamı" engellemek için müdahale edilmesi gerektiğine inandığını hem duygusal hem de retorik yönü son derece kuvvetli bir şekilde dile getirdi. Nasıl bazen, "doğrudan doğruya güvenliğimiz değilse de çıkarlarımız ve değerlerimizin tehdit edildiği" zamanlar olduğunu anlattı. "Dünyaya arkasını dönmek" eğilimini eleştirdi ve "Özgürlüğe hasret her halkın, Birleşik Devletler'de mutlaka dost bulabileceğini" söyledi.

Bunlar, gayet güzel ifade edilmiş, asil duygular. Maalesef, bu işe nasıl kendi kendine giriştiğinden de bahsetti: "Savaş gemilerinin Akdeniz'e gitmesi emrini verdim... Askerî eyleme izin verdim... Benim yönetimimde..."

Sorun şu ki; savaşa, hele de savunmadan ziyade saldırı niteliğindeki keyfî bir savaşa girmek başkanın işi değildir. Irak'ın işgal edilmesini buyurmadan evvel savaş ilanı kararını çıkartmayı başaramayan George W.Bush'a getirilen eleştiri buydu; Irak ve Afganistan'daki ilan edilmemiş savaşları devam ettiren Obama da aynı eleştiri oklarının hedefinde. Sadece askerî müdahaleye karşı olanların değil, müdahalenin hukuk çerçevesinde ve meşru olmasını isteyen destekçilerinin Obama'ya getirmesi gereken eleştiri de bu. Başkan, Libya macerasının ilan edilmemiş bir savaş olduğu hakikatine değinmedi. Aslına bakarsanız, savaş ilan etmesi gereken kurum olan Kongre'ye çok az değindi, o da şu şekilde: "Böylelikle, dokuz gün evvel Kongre'nin iki partinin üyelerinden de oluşan liderliğine danıştıktan sonra BM Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararını kuvvetlendirmek ve katliamları durdurmak üzere askerî eylemlere izin verdim."

Kongre üyesi Dennis Kucinch, konuşmaya dair tam da bu noktaya işaret etti: "Başkan Obama, Büyük Britanya ve Fransa'ya saldırılarında yardımcı olmak üzere BM Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesine, Arap Ligi'nin 22 üyesine ve ardından NATO'nun 28 üyesine danışacak zamanı bulmasına rağmen Libya'ya saldırmadan evvel Birleşik Devletler Kongresi'ne gelerek yetki almaya zaman bulamayışını ulusa açıklamalı." diyerek, Birleşik Devletler Anayasası'nın birinci maddesinin sekizinci bölümünün, ülkenin ne zaman savaşa gireceğini Kongre'nin belirleyeceğini açıkça yazdığını hatırlattı. Kucinch, sözlerine şöyle devam etti: "Başkan Obama'nın, anayasanın gerektirdiği gibi Kongre'ye gelmemesi, bizleri, Libya'ya bir askerî müdahalenin faydalarını tartışabilmekten alıkoydu. Bu sebeple, bir sonraki bütçe tedbiri olarak, ABD'nin savaşın maliyetlerine katkısının kesilmesini önereceğim."

Kucinch, Başkan'ın savaş ilanı kararını çıkartmak için uğraşmamasını baştan beri büyük bir istikrarla eleştirdi. Ancak Obama'nın konuşmasının ardından Kongre'nin başka üyeleri de itirazlarını dile getirdiler.

Kongre üyesi Tammy Baldwin'in, Başkan'ın konuşmasının hemen ardından yayımladığı bildiri şöyle başlıyordu: "ABD askerî kuvvetlerinin Libya'daki girişimine karşıyım. Ulusumuzun gücünün üçüncü bir savaşa yetmesi mümkün değil ve Kongre buna yetki vermedi."

Kucinch'e değinerek şöyle dedi: "Anayasa, savaş ilan etme yetkisini Kongre'ye veriyor. Savunma Bakanı Gates, Birleşik Devletler'in Libya'da hayati çıkarı olmadığını açıkça söyledi. Kongre, Libya'daki bu yeni askerî varlığı tartışmalı."

Baldwin, başka kaygıları da dile getirdi: "Tam on yıldır ABD, Irak ve Afganistan'da savaşta. Ödünç alınmış yaklaşık bir trilyon doları harcadık ve yaklaşık 6.000 Amerikalıyı kaybettik. Binlerce görevli de çok ciddi şekilde yaralandı. Cumhuriyetçiler, bir yandan hedefleri ve çıkış stratejileri doğru dürüst tanımlanmamış bu savaşları desteklerken diğer yandan da istihdam yaratma çalışmalarında, emeklilere verilen hizmetlerde, sağlıkta, eğitimde ve ulaşımda kesintilere gitmeye çalışıyorlar. Bunlar, yanlış öncelikler."

Baldwin, sözlerini şöyle bitiriyor: "Afganistan'daki birliklerimiz bir an evvel sağ salim geri gelmeli ve Kongre yeniden istihdam oluşturmaya, çocuklarımızın eğitimine ve tüm Amerikalıların kaliteli ve ucuz sağlık hizmetlerine kavuşabilmesi için uğraşmaya odaklanmalı."



Zaman

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara