'Ortadoğu'da değişim zamanı gelmiştir'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'da politik değişiklik ve dönüşüm zamanının geldiğini belirterek, ''Yani güvenlik ve özgürlüğü bir arada istiyoruz.

Türkiye, Ortadoğu'daki bu zor dönüşüm sürecinde güvenlik ve özgürlüğü sağlamak için hizmette olacaktır. Kendimiz için iyi gördüğümüz şeyleri başkaları için de görmeliyiz'' dedi.

Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı ile İngiltere Dışişleri Bakanlığına bağlı Wilton Park düşünce kuruluşu tarafından Conrad Otel'de düzenlenen ''Günümüz Dünyasında Türkiye'nin Açılım Politikaları'' başlıklı konferansa katıldı.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konferansın 3 kez ertelendiğini hatırlatarak, ''Konferansın bugün gerçekleştirilmesi, Ortadoğu'da yaşanan olaylardan sonra Türkiye'nin AK Parti hükümeti dönemindeki yeni bölgesel dış politikasını değerlendirmek açısından iyi olmuştur'' diye konuştu.

AK Parti'nin 2002 yılında iktidar olmasıyla Başbakan Başdanışmanı olarak göreve başladığını aktaran Davutoğlu, ilk verdiği röportajlarında, özellikle Türk dış politikasının 6 ilkesinin altını çizdiğini anımsattı.

Türkiye'nin 8 yıl içinde bölgedeki başarı ve performansının pratiğe dökmekteki değerlendirmesinin yapılabileceğini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:

''O zamanlar ilk altını çizdiğimiz ilke, güvenlik ve özgürlük arasındaki dengeydi. Neden bunu ilk ilkemiz olarak belirledik? Çünkü, domestik politikayı değiştirmeden dış politikayı değiştirmek imkansız olur. Ülkede politik bir çevre yaratmadan, civar bölgede ve küresel dünyada yeni bir yakalaşım oluşturmak çok zor olur. O zamanlar, Türkiye'de temel sorulardan bir tanesi de güvenlik ve özgürlük arasındaki belirginlik. Bazen güvenliğin bizim için daha önemli olduğu söyleniyor. Mesela 1980'lerin başında olduğu gibi. Askeri yönetim altındayken de özgürlük için fedakarlık edilmesi gerekiyordu. Özellikle de 1970'lerin sonundaki anarşiyi gözlemledikten sonra, güvenlik ve özgürlük Türk politikasındaki soruydu.''

Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: ''Politikacı olarak inanıyorum ki, politik sistemdeki esas hedef, güvenlik ve özgürlüğü bir arada vatandaşlara sağlayabilmektir. Çünkü insan tarihinin ilk günlerinden bugüne dek, temel olarak insanoğlunun iki amaç arayışı olmuştur. Bunlar da politik güven ve özgürlüktür.

Eğer ki politik sistem vatandaşlarına, o vatandaşın özgürlük için güvenliğinden fedakarlık etmesini söylerse ve eğer aynı sistem güvenlik için özgürlükten feragat edilmesini söylerse, o politik sistem bir süre sonra çöker, çünkü kaos olur. Kamu düzeni ya da kişisel özgürlük birbirlerinin karşıtı değildir, onlar armağanıdır.

Şuna inanıyoruz ki eğer kişisel özgürlüklerle bir savaş olursa bu kamu düzenine ve özgürlüğe karşı olmaz. Kendilerini politik ortamda özgür hisseden vatandaşlar, aynı zamanda aynı politik ortamda güvende olurlar. Bu yüzden 2002'den bugüne dek demokratlaştırmada Türkiye büyük bir süreçten geçti.''

''DEĞİŞİMİN METODU DA ÖNEMLİDİR''-

Davutoğlu, özellikle 11 Eylül olaylarından sonra Amerika ve Avrupa gibi Batı toplumlarında özgürlükten daha çok güvenliğin ön plana çıktığını, özellikle yeni toplumların ilk olarak güvenliği garanti etmek istediğini kaydetti.

Bu yüzden özgürlüğe belirli limitler konulduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Özellikle hareket özgürlüğüne, yani vize gibi konularda. Türkiye demokratlaşma süreçlerinde ilk olarak özgürlüğü tercih ediyor. Bu doğru zamanda doğru bir seçimdi. Ortadoğu'da politik değişiklik ve dönüşüm zamanı gelmiştir. Yani güvenlik ve özgürlüğü bir arada istiyoruz.

Türkiye, Ortadoğu'daki bu zor dönüşüm sürecinde güvenlik ve özgürlüğü sağlamak için hizmette olacaktır. Bu istekler, Türk toplumunun 1990'lı yıllardan biz hükümetin başına gelinceye kadarki dönemdeki istekleriydi. Kendimiz için iyi gördüğümüz şeyleri başkaları için de görmeliyiz. Türkiye bu bağlamda, Ortadoğu'daki bu dönüşüm sürecinde, bu yöndeki değişikliklikleri destekliyor. İstikrarsızlık yaratmadan. Değişimin metodu da önemlidir. Biz politik istikrarsızlık yaratmayacak, kamu düzeni doğrultusunda bir değişiklik istiyoruz.''

AA