Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kaddafi özürcülerine meydan okuyorum!

Er ya da geç, bedel ödeme sırası size de gelecek. Muzaffer Libya halkı sizi ve köhne rejimlerinizi devirmek için herhangi bir ayaklanmada hangi tarafı tutacak sanıyorsunuz?

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-26 14:30:06

Kaddafi özürcülerine meydan okuyorum!

Nizar Avad* / TİMETURK

Kaddafi katliamlarına karşı Libya halkına siper olan uluslararası koalisyon güçlerini eleştiren ülkelere bir çift lafım var: “Vazgeçin ya da Libya halkına karşı işlenen suçların yardakçıları olacaksınız!”

Dış müdahaleye ve diğer Libya halkının bağımsızlığına dair abartı endişelerinizle kimseyi kandıramazsınız.

Rusya’ya ve Çin’e şunu sormak isterim: “Kaddafi halkımı kasıp kavururken neredeydiniz?” Konu insan hakları olunca, Çin ve Rus hükümetleri hiç de sudan çıkmış ak kaşık değillerdir.

1990 Kosova savaşında Slobadan Miloseviç’in katil rejimine ve eski Yugoslavya’daki Bosna-Hersek Müslümanlarının soykırımına Rusya’nın verdiği destek zihinlerimizde hala dün gibi taze. 

İster inanın ister inanmayın Kaddafi, o savaşta eski Yugoslavya’nın birliğinin korunmasına yardım için Miloseviç’in tarafını tuttu fakat gerçekte sadece Batı’nın inadına yapıyordu ve Bosnalı Müslümanları çapulcu Sırp orduların etnik temizliğinden kurtarmak isteyen çabalara köstek oldu.

Tibet halkına zulmetmeye devam eden, Tiananmen Meydanı’ndaki göstericileri katleden, Sincan’da Uygur Müslümanlarını ezen Çin’in barış içinde bir arada yaşama ve insan hakları avukatlığı yapmaya hiç mi hiç hakkı yok.

Çin, Rusya, Hindistan ve Almanya’nın takındığı tutumun yani, suçlu Kaddafi’yi ve rejimini devam etmesine yardımcı ya da siper olmanın bariz tek bir amacı var, o da Libya’daki petrol anlaşmalarını sağlama almak. Libya rejiminin devamıyla ilgili oynadıkları kumarda kaybedecekler. Libya halkı, kendisini kılıçtan geçiren bir diktatöre payanda olma çabalarının karşılığını elbet ödeyecek.

Bu katil manyağın devrilmesine karşı çıkan ülkeler arasında, gerçekten beni şaşırtan ülke Hindistan oldu. Kendisini “dünyadaki en büyük demokrasi” olarak tanımlaya varıncaya kadar demokrasisiyle övünen bir ülke nasıl olur da tüm ahlaki değerleri ve demokratik prensipleri petrol anlaşmaları için bir kenara atabilir? 

Kaddafi rejiminin dehşetine karşı ürkütücü sessizliklerini koruyan, sürekli kıvıran ya da gizlice Trablus’taki katilleri destekleyenlere söylemek isterim ki hesap gününüz yaklaşıyor. Siz, Bay Amr Musa, Arap Birliği adına konuşurken, muhasara altındaki Libya halkını korumak için ülke üzerinde uçuşa-yasak bölge çağrısı yaptığınızda, Libyalılar ve Araplar cesaretinizi alkışladı ve sizi kahramanlık payesine yükseltti.

Libyalılar uluslararası koalisyonun yürüteceği kurtarma görevlerine aralıksız desteğine ihtiyaç duyduğu bugünlerde, bizim bilemediğimiz nedenlerle, siz hava saldırılarındaki sivil kayıplarla ilgili yaygara etmektesiniz.

Bildiğim kadarıyla bu hava saldırıları, halkımı bombalayan Kaddafi’nin hava gücüne, ağır silahlarına ve tanklarına yöneliktir. Bu saldırılar Kaddafi’nin ölüm makinelerini kullanan ya da koruyan ordu askerleri dışında hiçbir sivili öldürmedi.

Suriye diktatörü Beşir el-Esad’a ve Cezayir diktatörü Abdülaziz Butaflika şunu söylemek isterim ki masum sivillere karşı Kaddafi’ye savaşında destek olmak için paralı askerleri ve silahları ülkeye gizlice sokma operasyonlarınız, Libya halkı ve uluslararası toplum tarafından bilinmektedir.

Trablus rejiminin sonunun tamamen geleceğinden hiç şüpheniz olmasın. Er ya da geç, bedel ödeme sırası size de gelecek. Muzaffer Libya halkı sizi ve köhne rejimlerinizi devirmek için herhangi bir ayaklanmada hangi tarafı tutacak sanıyorsunuz? Tahmin etmeye bile cüret edemezsiniz. Rejimin ölüm tarlalarındaki ortakları ve yardakçıları oldunuz. Sonsuza dek elleriniz, halkının özgürlüğü, şanı ve şerefi için canlarını veren ölümsüz şehitlerimizin kanlarına bulanmıştır. Bu şehitlerin bazılarının kanları paralı askerlerinizin ellerinde ya da Libya’ya soktuğunuz silahların üzerinde.

Venüzella Devlet Başkanı Hugo Chavez’e, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’e ve Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega’ya şunu söylemek isterim: “Neden kendi işinize bakmıyorsunuz? Başarısız Latin Amerika politikaları ve dünya sosyalizmiyle ilgili naif hayallerinizle ilgilenmiyorsunuz?”

Kaddafi’yi destekleyen ve yoldaşları Muammer el-Kaddafi’nin sistematik cinayetlerine karşı çıkan 1973 Numaralı karardaki ulusların isteklerine zıt böylesi liderlerin açıklamalarını okuduğumda, ortak küstahlıkları arkasında yatan gerçek amaçlarını merak etmekten kendimi alamıyorum.

Dünya devriminin yaşlanan Kübalı dedesi Fidel Castro’nun bu itaatkâr öğrencilerinin onları derdest edip Kaddafi’yle dirsek temasına geçen ve tüm kumar parasını diktatörün yaşamasına yatıran Havana’daki hocalarından geri kalmak istemeyişleri bir neden olabilir. 

Bu arada Castro ve Kaddafi çok eskilere gider. Hatırladığım kadarıyla Kaddafi, 2 Mart 1977’de yalanların en büyüğü Büyük Sosyalist Halk’ın Libya Arap Cumhuriyeti’ni kurduğunu ilan ettiğinde Kastro iştirak eden yegâne liderdi. Castro, Chavez ve Ortega üçlüsüne, Kaddafi’nin uluslararası insan hakları ödülü vermiş olmasına şaşırmamak gerek.

Bay Morales, ödülle birlikte gelen para tomarına elini uzatmaya bu kadar yakınken çok heyecanlanmıştır. Bu liderler Kaddafi’nin çadırı ve bir taş atım uzaklıktaki malikâneleri dışında Libya’ya dair ne görmüşlerdir ki? Bırakın halkın sefaletini ve hayatlarını çevreleyen korkuyu gözleriyle görmek için caddelere inmek, Libya şehirlerini bile ziyaret etmemişlerdir.

Onlar arasında kim tüm-masrafları karşılanmış Libya yolculuğunu reddedebilirdi? Burada ülkenin sefil halkına rağmen yedirilmiş ve içirilmişlerdir. Her şeyin üzerinde insanlığı kurtarma ve iyileştirme ile ilgili çabaları ödüllendirilmiştir.

Yukarıda bahsettiğim tüm ülkelere ve liderlere söylemek isterim ki Allah’ın yardımıyla ve dünya hükümetleri ve halklarıyla birlikte Libya halkı zafere ulaşacak ve özgürlük, demokrasi ve insan haklarına saygılı hükümetlerin yönettiği sivil toplumlara nihayetinde dahil olacaktır.

Libya, bireysel ve grupsal girişimlerin yanında eşit fırsatlar ve ekonomik özgürlükleri destekleyen toplumların bir üyesi haline gelecektir. Bir kez Allah’ın inayetiyle zafere ulaşıldığında, Libya kendisine yardım eden uluslarla el birliği yapacaktır. Gelecekte despot liderlerini devirmek, özgürlük ve demokrasiye sahip olmak için diğer halklara yardıma koşacaktır.

Son olarak, Libya halkı adına, bizimle savaşan ve kendi insanlarının hayatlarını bizi tehlikeden kurtarmak için tehlikeye atan ABD, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, Kanada, Suudi Arabistan, Norveç ve Katar’ın bulunduğu ülkelere teşekkürümüzü ve minnettarlığımızı ifade etmek isterim.

Middle East Online’de yazılan bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.

Haber Ara