Dolar

34,8723

Euro

36,7491

Altın

3.044,49

Bist

10.058,47

Bütün yollar dine götürür...

Bütün yollar inansanız da, inanmasanız da sizi dine çıkarır. Dinin ortaya koyduğu genel çerçeveyi iyi anladığınızda tüm dünyanın ve insanlığın hayrına giden yolda büyük yol kat etmiş olursunuz…

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-26 15:58:17

Bütün yollar dine götürür...


Ömer Şemseddin / TİMETURK

Demokrasi hakkında tartışma başlıyor… konu dinde bitiyor

Şiddet hakkında tartışma başlıyor… konu dinde bitiyor

Ekonomi hakkında tartışma başlıyor… konu dinde bitiyor

“Çözümler” hakkında tartışma başlıyor… konu dinde noktalanıyor

O halde neden dini ve dindarlığı karıştırıyoruz?

Din, kulun Rabbiyle ilişkisini detaylı bir şekilde üstlenmektedir. Yani rubûbiyet ve ubûdiyet kavramlarının tahkikini içerir.

Kişinin evren ile ilişkisi konusuna gelince; din bize insanların dünya ile ilişkilerinde nasıl davranmaları gerektiğini gösteren temel kavramları açıklamıştır. Bu Hanif dine tabi olmasalar bile akıl sahibi kimseler bu kavramların doğruluğu ve faydalılığı hususunda ayrılığa düşmez. Din bize bu kavramları zaman ve mekânın ihtiyaçlarına uygun şekilde uygulamalara ve yaşam sistemlerine taşımak için bir alan bırakır.

Bu işteki en önemli iki hikmet belki de bu kavramların, o anki gerçekliğin doğasına göre uygulanabilirliğinin değişmesidir. Öyle ki herhangi bir andaki gerçekliğin doğası önceden kestirilemeyeceği için kavramlar insanların ve canlıların çıkarları ile çatışır. Aynı zamanda her şeyin en iyisini aramak adına insani üretimde rekabetin kapılarını açar.

Kavramları ele alırken şunları gözetmemiz gerekir:

1- Kavramın genel anlamıyla prosedürel uygulamalarımızı birbirine karıştırmamalıyız. Örneğin bizler Şura kavramını; özgürlük ve yaşam saygınlığını kapsayan bir demokratik nizama dökmeyi başaramadığımız taktirde bu kusuru şuraya yükleyemeyiz. Aksine kusur prosedürel uygulamadadır.

2- Belli bir zaman ve mekânda başarılı olmuş bir uygulama,  etkin, coğrafik ve ekonomik koşul farklılıklarını gözeten herhangi bir iyileştirme ve düzenleme yapılmadan başka mekân ve zamana taşınmamalıdır. Eğer bunu yapar ve başarısız kalırsak da başarısızlığı kavrama yükleyemeyiz. Aksine sorun bu uygunsuz nakil eylemindedir.

3- Bu temel semavi kavramların kimsenin tekelinde olmadığı idrak edilmelidir. Örneğin adalet kavramı sadece Müslümanlara ait değildir. Zira adalet kavramını sistem ve kanunlarına çok iyi bir şekilde oturtmuş milletler bulunmaktadır. Bu tecrübeler yönünde açılım göstermeli ve bu tecrübeleri kapsamlı bir insanlık tecrübesine dönüştürmeliyiz. Zira bunlar tüm insanlar için geçerli evrensel kurallardır.

4- Gayri-müslim bir kimseyle ilişkinin başlı başına bir kavram olduğunu kavramalıyız. Bu nedenle bu kavramın geliştirilmesi ve içinde bulunulan gerçekliğe uygun şekilde uygulamaya dökülmesi gerekir. Allah’a davet, içinde yaşanılan çağın ve kültürünün dilinde olmalıdır. Gayri-müslim bir kimseye genel olarak bir davet kapsamı olarak bakmamız ve bu nedenle de kendisine iyi muamelede bulunmamız gerekir. Zira biz bu iyilikten sorumluyuz.

5- ‘Âlemlere Rahmet’ kapsamında bizler, Allahu Teala’nın tüm mahlûkatına hayır yapmak için koşmamız gerektiğinin farkında olmalıyız. Bu bilinç bizi, içindeki tüm canlı ve cansız varlıklarla dünyaya saygıyı muhafaza eden temel kavramların anlaşılmasına götürecektir.  Ulaşmaya çalıştığımız nokta, Müslümanların ve gayri-Müslimlerin benimsediği kavramların evrenselliğinin anlaşılmasıdır.

Bir gün bir arkadaşım bana şöyle soru sormuştu: Sence bu dindeki en güzel şey nedir?

Kendisine şöyle cevap verdim: Bu dindeki en güzel şey, tüm güzellikleri kapsamasıdır. Öyle ki her şahıs bu dinde kendisine uygun güzelliği bulabiliyor…


Not: Timeturk ziyaretçilerinin yukarıda zikerettiğimiz 5 madde ilgili görüş ve önerilerini bekliyoruz.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara