Programın açılışında konuşan Aydın, Çelebi'nin hem seyahat ettiğini, hem de kısmen şefaat için elinden geleni yerine getirmeye çalıştığını belirterek, ''Ben 10 ciltlik Seyahatname'yi okuma şerefine nail olmadım. İnşallah kurumlarımız geceyi gündüze katarlar, bugüne kadar yapılan araştırmaların üstünde bir akademik araştırma yapılır ve biz de merak ettiğimiz konulardan başlayarak bu eserden umulan faydayı temin ederiz'' dedi.
Çelebi'nin insanlığa hizmet etmiş bir insan olduğunu ifade eden Aydın, ''Ömrünün 50 yılını gördüklerini, yaşadıklarını anlatarak, birçok şeyini bilemeyeceğimiz bir dünyayı anlatarak hizmet etmiş bir insan için şefaat kapısı büyük ihtimalle açıktır'' diye konuştu.
Türkiye'nin kendi hazinelerini son yıllarda keşfetmeye çalıştığını vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:
''Seyahatname cidden bir hazine. Ne ararsanız bulursunuz. O dönemle ilgili, o dönemin coğrafyası, tabiat şartları, hemen hemen her alandaki kültür faaliyetleri, kültür varlıkları, dil, din aklımıza gelecek her şeyin ele alındığı, ifade edildiği, onlarla ilgili önemli ölçüde yorumlarda bulunulduğu bir zenginlikten bahsediyoruz. Dolayısıyla bunlarla ilgili ayrı ayrı çalışmalar yapılmalı. Esasında anlama, anlatma biçimidir. Kendi başına da değeri vardır. Bazıları, 'Ne ararsan bulunur, bir yönüyle karmakarışık, her türlü duyulan, görülen yazılmış, çizilmiştir' diyorlar. Bunu belki bir bakıma eleştiri olarak dile getiriyorlar. Ama açıkçası benim kanaatim bu değil. Benim kanaatim, hayatın mümkün olan her dokusunu içine alan bir yaklaşım, oldukça önem arz ediyor.''
Aydın, Çelebi'nin, gittiği yerlerde her gördüğünü ve duyduğunu yazdığını, bunun asla küçümsenemeyeceğini, hazine olarak gördükleri Seyahatname'nin en önemli yanının bu olduğunu vurguladı.
Seyahatname'nin bilim adamlarının istifadesine sunulması gerektiğini aktaran Aydın,''Arkasından da bir iş bölümü yapılmalı. Yüksek Kuruma bu konuda hakikaten öncü görev düşüyor. Eğer bu önümüzdeki yılı çok iyi değerlendirirsek ve ondan sonra gelecek yıllarda da herkesin kendi alanıyla ilgili güzellikleri derleyip toparlayıp bilim dünyasına, insanlığın hizmetine sunarsak, iyi ki heyecanlanmış, 'Seyahat ya Resulallah' demiş olmasının mana ve ehemmiyetini görürüz. Asıl gelecek kuşakları düşünmek lazım. Hiç değilse onlar tarihimiz ve kültürümüzle ilgili böyle bir hizmeti yapmış olmamızdan dolayı eminim ki bizi rahmetle anarlar'' ifadesini kullandı.
-''EDEBİ ZENGİNLİĞE SAHİPTİR''-
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız da Evliya Çelebi'nin 400. doğum yılının kutlandığını hatırlatarak, Evliya Çelebi'nin siyasi şahsiyetlerin sohbet ve sır arkadaşı olmasının yanı sıra
musahip, katip, elçi, vergi muhassılı, il yazıcısı, şair, vakanüvis, imam, müezzin, halk hikayecisi ve halk muhabiri gibi kimliklere de sahip olduğunu söyledi.
Yediyıldız, Evliya Çelebi'nin asıl şöhretinin bir seyyah olmasından ve on ciltlik bir ''Seyahatname'' yazmasından kaynaklandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Evliya Çelebi'yi seyahate teşvik eden asıl ilmin merak, gezme, görme ve bilgi edinme arzusu olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü o meşhur rüyasını daha 19 yaşında iken görmüş ve peygamberden şefaat yerine seyahat talep etmiştir. Ömrünün 50 yılını Osmanlı ülkesinin hemen hemen her yanını ve sınır ötesi bazı yerleri gezerek geçirmiştir. Gezilerinin çoğunu vezirlerin ve paşaların himayesinde yapmıştır, dolayısıyla bu geziler yarı resmi hüviyettedir. Evliya Çelebi gezilerinde engin bir bilgi elde etmiş ve tecrübe kazanmıştı. 10 ciltlik Seyahatname'si işte bu bilgi ve birikimin ürünüdür. Bazılarınca hatırat olarak değerlendirilen Seyahatname'nin dünya edebiyatında benzeri yoktur. Gezdiği ülkelerin tarihi, coğrafi, mimari, idari, mali, biyografik ve askeri tasvirleriyle doludur. Etnolojik, sosyolojik, dini, tasavvufi, efsanevi ve edebi zenginliğe sahiptir.''
Yediyıldız, Evliya Çelebi'nin eserinin, 17. yüzyıl Osmanlı coğrafyasındaki görünümün bütüncül ve temel kaynaklarından birisi hatta en önemlisi olduğunu ifade ederek, bugüne kadar eserin tenkitli neşrinin yapılamadığını, bu nedenle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu olarak bu görevi üstelendiklerini kaydetti.
-''GÖRDÜĞÜ, GEZDİĞİ, GEÇTİĞİ ŞEHİR SAYISI 250'DEN FAZLADIR''-
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Akalın da Evliya Çelebi'nin dünyanın en geniş kapsamlı gezi kitabı yazarı unvanına sahip olduğunu vurgulayarak, Evliya Çelebi'nin yeterince tanınmadığını söyledi.
Akalın, Evliya Çelebi'nin her şeyden önce bir ''seyyah-ı alem'' olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
''Yedi iklim, 8 padişahlık gezen, 70 yılı aşkın ömrünün 51 yılını seyahatlerde bir diyardan bir başka diyara uzanan yollarda, farklı şehirlerde ve değişik ülkelerde geçiren bir gezgindir. Seyahat ettiği coğrafyanın yüz ölçümü yaklaşık 25 milyon kilometredir. Bugün bu coğrafyada 30 devlet bulunmaktadır. Gördüğü, gezdiği, geçtiği şehir sayısı 250'den fazladır. Evliya Çelebi bir dil bilimcidir. Bu nedenle 400 yıl öncesi Türkçesinin ağızlarını ve diğer dilleri en karakteristik özellikleriyle bize ulaştırır.''
Akalın, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun Evliya Çelebi ile ilgili yıl boyu etkinlikler düzenleyeceğini, aynı zamanda kurumun ''Seyahatname''nin tıpkıbasımını çıkarma kararı aldığını kaydetti.
Evliya Çelebi tanıtım filminin gösterilmesinin ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu tarafından Evliya Çelebi döneminin musiki esintileri söylendi. Ayrıca, davetlilere Evliya Çelebi'nin döneminin yemekleri ikram edildi.
Etkinliğe, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi de katıldı.
AA