TCK'DA DEĞİŞİKLİK TASARISI TBMM ADALET KOMİSYONUNDA KABUL EDİLDİ (2) -'HABERLE
Türk Ceza Kanununda (TCK) değişiklik öngören tasarı, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.
Tasarıyla, TCK'nın 'haberleşmenin gi
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-25 18:57:00
Tasarıyla, TCK'nın 'haberleşmenin gizliliğini ihlal' başlıklı maddesi yeniden düzenlenerek, bu suç için verilecek cezalar artırılıyor.
Buna göre, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimseye verilecek cezanın alt sınırı 6 aydan 1 yıla, üst sınırı ise 2 yıldan 3 yıla çıkarılıyor. Gizlilik ihlalinin haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılacak.
Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kişiye verilen cezanın alt sınırı 1 yıldan 2 yıla, üst sınırı ise 3 yıldan 5 yıla yükseltiliyor.
Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişiye verilen cezanın alt sınırı 6 aydan 9 aya çıkarılıyor. Üst sınırda ise değişiklik yapılmayarak 2 yılda tutuluyor. Ancak suçun oluşması için, sözkonusu haberleşmenin içeriğinin 'hukuka aykırı' şekilde ifşa edilmesi şartı getiriliyor. Tasarıyla, bu suça ilişkin cezanın paraya çevrilmesi olanağı da kaldırılıyor.
Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması halinde, öngörülen cezaların yarı oranında artırılması hükmü de kaldırılıyor. Böylece, bu suçun basın yoluyla işlenmesi halinde ceza artırımı olmayacak.
TCK'nın 'kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması' başlıklı maddesinde öngörülen cezalar da artırılıyor.
Buna göre, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişiye verilecek cezanın alt sınırı 2 aydan 2 yıla, üst sınırı ise 6 aydan 5 yıla çıkarılıyor.
Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye verilen 6 aylık hapis cezası kademelendiriliyor. Buna göre, söz konusu kişiye 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Maddede öngörülen fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren ya da diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin edenlere, altı aydan iki yıla kadar ve bin güne kadar adli para cezası verilmesini öngörülen hüküm kaldırılıyor. Bunun yerine kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa edenlere ceza öngörülüyor. Buna göre, bu kişilere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4 bin güne kadar adli para cezası verilecek.
Mevcut düzenlemede yer alan, 'bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur' ibaresi kaldırılıyor.
-ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ-
TCK'nın 'Özel hayatın gizliliğini ihlal' başlıklı maddesinde öngörülen ceza da artırılıyor. Buna göre, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye verilen cezanın alt sınırı 6 aydan 1 yıla, üst sınırı ise 2 yıldan 3 yıla çıkarılıyor. Bu cezanın, adli para cezasına çevrilme olanağı da kaldırılıyor.
Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamamasını öngören hüküm de değiştiriliyor. Tasarıya göre, bu durumda verilecek ceza bir kat artırılacak.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kişiye öngörülen cezanın alt sınırı 1 yıldan 2 yıla, üst sınırı ise 3 yıldan 5 yıla çıkarılıyor. Ancak, bu suçun oluşma koşulu da görüntü ve seslerin 'hukuka aykırı' ifşa edilmesi şartına bağlanıyor.
Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılması hükmü kaldırılıyor. Bu durumda ceza artırılmayacak.
-İFŞA EDİLMİŞ BİLGİLER HABER YAPILIRSA CEZA YOK-
Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçların soruşturulması ve kovuşturulması mevcut durumda olduğu gibi şikayete bağlı olacak. Tasarıyla, Cumhuriyet savcısının, mağdura şikayet hakkını kullanıp kullanmak istemediğini sorması müessesesi getiriliyordu. Ancak, komisyonda verilen önergenin kabul edilmesiyle bu hüküm tasarıdan çıkarıldı.
Değişiklikle, öngörülen suçlara konu bilgilerin, ifşa edildikten sonra, haber verme sınırları aşılmaksızın haber yapılması suç oluşturmayacak. Ancak bunun için söz konusu suçların işlenmesine iştirak edilmemiş olması gerekecek.
-YARGIYI ETKİLEME-
Tasarıyla, 'yargı görevi yapanı etkileme' suçu da yeniden düzenleniyor. Suçun cezası değiştirilmiyor ancak yeniden tarif ediliyor. Bilirkişiyi ve tanığı etkilemek de bu suç kapsamına alınıyor.
Buna göre, görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla davanın taraflardan birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın ve mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Bu suçu oluşturan fiilin aynı zamanda başka bir suçu da oluşturması halinde verilecek ceza yarısına kadar artırılacak.
-GİZLİLİĞİ İHLAL SUÇLARI PARAYA ÇEVRİLEBİLECEK-
Tasarıyla, 'soruşturma ve kovuşturmanın gizliliğinin ihlali' suçunun kapsamı daraltılıyor, cezasının paraya çevrilmesi olanağı getiriliyor.
Buna göre, soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişiye, halen olduğu gibi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilecek. Ancak tasarıyla bunun adli para cezasına çevrilmesi olanağı getiriliyor.
Bu suçun oluşabilmesi için soruşturma evresinde yapılan işlerin içeriğinin açıklanması suretiyle, masumiyet karinesinden yararlanma hakkının, haberleşme ve hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ya da soruşturma evresinde yapılan işlerin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olması gerekecek.
Soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlal eden kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası verilecek.
Kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini ihlal eden kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Ancak, bu suçun oluşması için tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmayacak.
Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerinin yayınlanması durumunda 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmayacak.
-'ADİL YARGILAMAYI ETKİLEME'-
Tasarıyla, 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçu için öngörülen hapis cezası kaldırılıyor, para cezası öngörülüyor.
Buna göre, görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması için yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemek amacıyla alenen söz veya yazılı beyanda bulunan kişi elli günden az olmamak üzere adli para cezasına çarptırılacak.
Mevcut düzenlemede, bu suç için 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılmasını öngören hüküm de kaldırılıyor.
-'ÜNLÜ BİR POLİTİKACININ SEVGİLİSİ İLE ÇEKİLEN VİDEOSU...'-
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tasarının 'kapsamdaki suçlara konu bilgilerin ifşa edildikten sonra haber verme sınırları aşılmaksızın haber yapılmasının suç oluşturmayacağına' ilişkin hükmü üzerindeki görüşmeler sırasında yaptığı açıklamada, bugünkü uygulamalarda böyle bir maddeye ihtiyaç olduğunu düşündüklerini söyledi.
'Bir örnekle bunu açıklayabiliriz' diyen Arınç, şöyle devam etti:
'Bu suçlara konu olan bilgilerin ifşa edilmesinden sonra, bunların haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suçun işlenmesinde, iştirak etmemek kaydıyla suç teşkil etmeyecek.
Özel hayata ilişkin görüntüler ifşa edilmiş olsa bile, başkalarının şöhret, hakları, özel veya aile hayatını ihlal eder nitelikte ise bunun yayınlanması haber verme sınırını aşar ve suç oluşturur. Tasarı ile getirilen düzenleme, bu eylemi suç olmaktan çıkarmamaktadır. Aksi taktirde özel hayatın korunması mümkün değildir.
Eylemin suç olup olmamasını basın özgürlüğünün sınırları belirleyecektir. Bir örnek vereyim: Üst düzey bir bürokratın terör örgütü yöneticileri ile çekilen fotoğrafı varsa, bunun yayınlanması bu esaslar çerçevesinde suç oluşturmayacaktır. Ünlü bir politikacının sevgilisi ile birlikte halka kapalı bir mekanda çekilen uygunsuz videosunun yayınlanması, özel hayata müdahale olup suç teşkil edecektir. Ancak video yayınlanmadan bu hususun haber yapılması suç teşkil etmeyecektir.'
SON VİDEO HABER
Haber Ara