Ria Oomen-Ruijten / Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü
Son birkaç gündür Türkiye'deki siyasi yelpazenin tüm taraflarından Avrupa Parlamentosu'nun 2010 Türkiye ilerleme raporu konusunda birçok beyanat verilmektedir. Ben de, bu tartışmalara birkaç hususu eklemek isterim.
Geçen hafta Avrupa Parlamentosu'nda, tarafımdan hazırlanan beşinci Türkiye Raporu büyük bir çoğunlukla ve tüm siyasi grupların desteğiyle kabul edilmiştir. Uzun tartışmalardan, yaklaşık 22 adet dikkatli şekilde hazırlanmış değişiklikten ve çeşitli tartışmalı hususlar hakkında yapılan oylamalardan sonra, 2010 Türkiye İlerleme Raporu'nun kritik, ama dengeli olduğu fikrine ulaşıldığı için, bu büyük çoğunluğa ulaştık.
Bu karar bir formaliteden ibaret değildir; tersine AB ile Türkiye arasında üyelik süreci konusunda süregiden diyalogda temel bir aşamadır ve AB'ye girmek isteyen tüm ülkelere istisnasız uygulanan net, objektif ve önceden belirlenmiş kriterlere dayanmaktadır.
Bunun Türkiye hakkında şimdiye kadar hazırlanmış en zor rapor olmadığının altını çizmek istiyorum zira bizim amacımız bu değil. Türkiye'deki yönetimin gelişimini, katılım sürecinin siyasi kriterleri açısından gözlemlemek ve değerlendirmek Avrupa Parlamentosu'nun hakkı ve görevidir. Müzakereler sonunda Avrupa Parlamentosu yeni üyelerin birliğe alınması konusunda önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Ve bu sebeple katılım süreci boyunca demokratik gözlemlere özel bir önem vermek zorundadır. Dolayısıyla, raporlarımız yapıcı diyalog geliştirilmesi ve reform sürecine aktif katılımımız için bir şans olarak değerlendirilmelidir.
Avrupa Parlamentosu, referandumla kabul edilen anayasa değişikliklerini ve azınlıklarla kurulan diyaloğu memnuniyetle karşılıyor. Türkiye'nin asker-sivil ilişkilerinde kat ettiği ilerlemeyi takdir ediyoruz ve AB ile Türkiye'nin özellikle dış politika konularını belirlemede beraber çalışmasının verimli olacağına inanıyoruz. Fakat aynı zamanda yapıcı bir şekilde Türkiye'nin basın özgürlüğü, din özgürlüğü ve azınlık hakları gibi diğer başka konularda somut ilerlemeleri görmek istiyoruz. Genel olarak metin Türkiye'yi üç konuda "takdir" ederken 19 gelişmeyi "memnuniyetle karşılıyor" ve beş defa "üzüntü" ifade ediyor ve dokuz defa "derin üzüntü" ifade ediyor. Bu bir matematik alıştırması olmasa da dengeli bir yaklaşımı ve raporun amacını eleştirmek değil -bir kez daha vurgulamak istiyorum yapıcı bir şekilde- Türkiye'nin, katılım sürecine bağlılığını devam ettirmek istiyorsa, hâlâ önemli reformlar yapması gereken alanları belirlemek olduğunu tasdik ediyor.
Sizi temin ederim, Avrupa Parlamentosu üyelerinin Türkiye hakkındaki gelişmelerle ilgili bütün bilgilere yeterli erişim olanağı var. Tabii ki Avrupa Komisyonu'nun gayet iyi belgelenmiş yıllık raporu da var, ancak Avrupa Parlamentosu'nun kendi bilgi kaynakları bulunuyor. AB-Türkiye Karma Parlamento Komitesi yılda en az üç kez Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden meslektaşlarla bir araya gelir; Türkiye'nin Dostları parlamento grubu çok sayıda Türk konuşmacıyı davet eder ve Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü olarak ben düzenli olarak Türkiye'ye gitmekle kalmayıp Türkiye ve Brüksel'deki hükümet, muhalefet ve sivil toplum temsilcileriyle sık sık görüşürüm. Örneğin bu hafta temyiz mahkemesi başkanının liderlik ettiği bir hâkimler heyetiyle ve Türk iş kadınlarıyla görüşeceğim. Gelecek hafta gündemde liberal bir meslektaşımın organize ettiği "Türkiye'nin Demokrasisi ve Bölgesel Hedeflerindeki Gelişmeler" konulu tartışma Türk misafirlerin katılımıyla gerçekleşecek. Son olarak, Avrupa Parlamentosu'nun genişleme süreciyle ilgili olarak 30 yıllık tecrübeye sahip olduğunu ve pek çok meslektaşımın müzakere sürecine dair kişisel tecrübelerinin bulunduğunu vurgulamak isterim.
Eylüldeki referandum öncesinde muhalefet beni hükümetten hediyeler almakla suçladı. Şimdi hükümet en son raporun taraflı ve talep üzerine yazıldığını söylüyor. Burada da bir denge görünüyor. Raporda bahsi geçen konularla ilgili her türlü tartışma ve görüşe açığız; fakat rapor ve Avrupa Parlamentosu Türkiye'de seçim kampanyalarında kullanılmamalıdır. Buna zıt olarak, Avrupa Parlamentosu hükümet ve muhalefetin beraberce çalışıp, etkin ortaklar olarak Türk devlet ve toplumunun modernleşmesini ve demokratikleşmesini desteklemelerini istiyor.
Zaman