Dinçer, Pendik Divan Otel'de AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca düzenlenen ''Türkiye Buluşmaları İstanbul Konferansları''nda yaptığı konuşmada, her siyasi partinin seçimlere hazırlanırken bir takım projeler dile getirdiğini, yine her partinin iktidara geldiğinde bir hükümet programı hazırladığını belirtti.
Hükümet programının, vaatlerle sahip olunan kaynakların mevcut durumunu bir araya getirdiğini kaydeden Dinçer, ''AK Parti hükümeti bugüne kadar diğer hükümetlerden farklı olarak başka bir şey daha yapmıştır. Hükümet programının dışında ölçülebilir bir şekilde eylem planı hazırlamıştır. Şimdi de hükümet eylem planlarının ne oranda gerçekleştiğinin tespitini yapıyoruz. 2 iktidar döneminde size verdiğimiz 100 sözün 73'ünü yerine getirmiş vaziyetteyiz'' diye konuştu.
Modern yönetim anlayışı içinde bir hükümetin en önemli özelliklerinden birinin,ölçülebilir programla denetlenmesi olduğunu vurgulayan Dinçer, ''Biz kendi adımıza bu denetlemeyi size yaptırıyoruz. O açıdan karşınızda çok rasyonel ve hakikaten verdiği sözü tutan bir hükümet olduğunu siz görüyorsunuz. Sizin güveninizi bu anlamda sarsmadık. Yine bize güvenmeye devam edin, asla sarsmayacağız'' dedi.
-İŞSİZLİK VE İSTİHDAM SORUNU-
Dinçer, 2002-2003 yıllarında vatandaşa, ''bu ülkenin en önemli sorunu nedir'' diye sorduklarında, daha çok ekonomik meselelerin öne çıktığını, bugünlerde ise istihdamla,gençlerle kadınların işsizliğiyle ilgili sorunların önde olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin istihdamla ilgili çok temel ve yapısal bir sorunu olduğunu, her yıl çok genç bir nüfusu çalışabilir bir çağa getirdiklerini ve iş gücü arzı olarak piyasaya sunduklarını dile getiren Dinçer, 2009'da yapısal sorunlara paralel olarak krizle de karşı karşıya kalındığını, krizde tüm dünyada işsizlik oranlarının en az ikiye, üçe katlandığını söyledi.
Türkiye'de küresel krize rağmen, 2009'da 83 bin, geçen yıl ise 1 milyon 314 bin kişiye istihdam sağladıklarını vurgulayan Dinçer, bunda hükümetin aldığı özel tedbirlerin etkili olduğunu belirtti. Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gençlerin, kadınlarımızın istihdamıyla ilgili teşvik tedbirleri almıştık. Özelikle işsiz insanlarımızın meslek sahibi olmalarıyla ilgili tedbirler almıştık. Yine krize düşmüş işletmelerimizdeki insanların işlerini kaybetmelerini önleyici tedbirler almıştık. 2010 yılı haziran ayına kadar gençlerimizin ve kadınlarımızın istihdam edilmeleri halinde 5 yıl süreyle giderek azalan oranlarda istihdamı teşvik ettik ve işverenlerin sosyal güvenlik paylarını biz ödedik. Böylece biz gençlerimiz ve kadınlarımız için bir istihdam kapısı açtık.''
-''KADIN İSTİHDAMI YÜZDE 22'DEN YÜZDE 28'E ÇIKTI''-
Dinçer, 2002'de yüzde 22 olan kadın istihdam oranının yüzde 28'e çıktığına işaret ederek, tüm dünyada bu oranın yüzde 60'ın üzerinde olduğunu söyledi.
''Devlette bir işim olsun'' yaklaşımından tüm dünyada vazgeçildiğini ifade eden Dinçer, ''Maalesef Türkiye'de hala bu eğilimi görüyoruz. Bugün bir iş sahibi olmanın, o işi korumanın, iş güvencesinin en temel şartı kişinin kendi bilgisi ve kabiliyeti olmuştur'' dedi.
Bu durumun farkında oldukları için İŞKUR'la mesleki eğitimler düzenlediklerini belirten Dinçer, 2002'de bin 800 olan Türkiye çapında eğitilen kişi sayısının, 2008'de 30 bin, 2009'da 167 bin, 2010'da ise 162 bin olduğunu dile getirdi.
-''BU YIL 205 BİN KİŞİYİ İSTİHDAM ETMEYİ PLANLIYORUZ''-
Dinçer, bu yıl yaklaşık 400 bin genci meslek sahibi yapmak üzere eğiteceklerini, bunlardan da yaklaşık 250 binini istihdam etmeyi hedeflediklerini belirterek, ''Bu açıdan bakıldığında eğer çocuklarınız lise mezunuysa, üniversiteye girememişse, herhangi bir mesleği yoksa lütfen siyasi tanıdıklarınızın önüne geçerek çocuğunuza bir iş bulma talebinde bulunmayın. Önce İŞKUR'a gidin çocuğunuza bir meslek öğretmeye, ona bir altın bilezik kazandırmaya gayret edin. Çoğunuza çok daha fazla katkınız olacaktır'' şeklinde konuştu.
2009 ve 2010 yıllarında krize düşmüş iş adamlarına ''işçilerinizi lütfen işten çıkarmayın, onların maaşlarının belirli bir kısmını biz ödeyelim'' dediklerini anlatan Dinçer, bu kapsamda 205 bin kişinin işini kaybetmediğini anlattı.
Dinçer, ''Birileri çıkıp kolayca sanki birden istihdam yaratacak ve işsizliğimizi sıfırlayacakmış gibi vaatlerde bulunuyorsa bilin ki bu aslında size yalan söylüyor ve sadece seçim propagandası yapıyor. Çok rasyonel bir teklifte bulunmuyor'' diye konuştu.
Her yıl ortalama 550-600 bin kişiye istihdam sağladıklarına, ama her yıl 800 bin gencin de 18 yaşına basarak iş aramaya başladığına işaret eden Dinçer, bu nedenle meslek öğrenemezlerse bu gençlerin iş bulmalarının zor olduğunu vurguladı. -LİBYA'DAN GELEN İŞÇİLERE MAAŞ- Ömer Dinçer, krize düşen işletmelere işçilerini çıkartmasın diye kısa çalışma ödeneği teşviki vermeye devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Libya'dan işçiler geldi biliyorsunuz. Yaklaşık 22 bin Türk oradan buraya taşındı. Bunların tam 8 bin 100 tanesi orada işçi olarak çalışıyor, bizde kayıtlı. 8 bin 100 kişi eğer oradaki problem uzayacak olursa işini kaybedecek. Biz şimdi diyoruz ki, bu insanlar işini kaybetmesinler, onlar o işletmede var olmaya devam etsinler, biz onların maaşlarını ve primlerini ödeyeceğiz. En düşük vereceğimiz para aşağı yukarı 500 TL civarında olacak. En yüksek vereceğimiz para da bin 100 TL civarında olacak. Onlar burada çalışmayacaklar. Ama oradaki sosyal problem devam ettiği müddetçe maaş ödeyeceğiz, primini ödeyeceğiz, sağlık hizmetlerini almaya devam edecekler. Bir gün orada problem bittiğinde işlerini kaybetmeden de çalışmaya devam edecekler. Bunun çok önemli bir teşvik olduğunu ve insanlara bunun duyurulması gerektiğini düşünüyorum.''
Hükümetin yoksullukla mücadele çalışmalarına da değinen Dinçer, ekonomik büyümeyi sağladıklarını, Türkiye'nin geçen yıl yüzde 8 büyüdüğünü, Türkiye'de her gün yaşam kalitesinin arttığını söyledi.
AK Parti'nin 2023 hayali olduğunu dile getiren Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir vizyon oluşturuyoruz. Bu vizyonla Türkiye'yi 2023 yılına kadar yönetmeyi ve ilk 10 büyük ekonomi arasına sokmayı hayal ediyoruz. Rekabet gücü çok yüksek bir ülke olmayı hayal ediyoruz. Gayri Safi Milli Hasılamızın kişi başına 25 bin doların üzerine çıkacağı, en azından 20 bin doların üzerine çıkacağı bir Türkiye'de zenginlik olsun istiyoruz. Demokrasimizi daha ileriye taşımak, herkesin hangi etnik yapıda olursa olsun, hangi cinsiyetten olursa olsun, hangi dini inançtan olursa olsun, kardeşçe yaşadığı, başka ülkelerin de bu ülkedeki huzura, istikrara, kardeşliğe, dayanışmaya imrendiği bir Türkiye olsun istiyoruz. Eğer gücü yeten varsa beğenmediği yere daha iyisini yapsın.''
Zaman