Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Pazarsuyu havzasına HES yapılamayacak

İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Alptekin Ocak, Bulancak ilçesinin Pazarsuyu havzasında yapımı planlanan 7 HES projesiyle ilgili yürütmeyi durdurmak amacıyla açtıkları davayı kazandıklarını söyledi. Ocak, Bulancak Ticaret ve Sanay

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-11 12:01:07

Pazarsuyu havzasına HES yapılamayacak
İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Alptekin Ocak, Bulancak ilçesinin Pazarsuyu havzasında yapımı planlanan 7 HES projesiyle ilgili yürütmeyi durdurmak amacıyla açtıkları davayı kazandıklarını söyledi. Ocak, Bulancak Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlediği basın toplantısında, Pazarsuyu havzası davacıları ile birlikte HES projelerinin yürütmesinin durdurulması için Ordu İdare Mahkemesi'ne dava açtıklarını belirtti. Davayı kazandıklarını ataran Ocak, "Karadeniz'de istenmeyen şeylere 'lanet olsun', 'uzak dursun' anlamında yöresel olarak 'andır galsın' denir. Bundan birkaç ay önce, Pazarsuyu havzasında yaşayanlar, Serpin Deresi, Kızılev Deresi, Akçal Deresi, Tokmadin Deresi, Bozat Dereleri ve Pazarsuyu Deresi üzerinde ortalama 80 kilometrelik bir vadide kurulması planlanan 10'un üzerindeki HES projesine karşı 'Andır galsın HES'leriniz' diyerek yola koyuldu. Derelerin Kardeşliği Platformu'nun da desteği ile Karadeniz Bölgesi'nin pek çok noktasında, uzun bir süredir yürütülmekte olan ve ülke çapında destek gören haklı mücadele bu taze kanla güç kazanarak yola devam ediyor." dedi. "HES'lerin sadece doğaya değil, yörenin ekonomik ve sosyal dokusuna da vereceği geri dönüşümsüz zararlar göz önünde bulundurulduğunda ülkenin sosyal, doğal ve kültürel varlıklarına sahip çıkılması bir yurtlaşlık görevi olarak kendini dayatıyor." diyen Ocak, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, HES Çalışma Grubu olarak yöre halkının mücadelesinin hukuki düzlemde sürdürülmesine destek olmayı bir borç addediyoruz. Temiz suya ulaşımı temel bir insan hakkı ilan eden Temmuz 2010 tarihli BM kararı da dahil olmak üzere, uluslararası hukuk ilkeleri ışığında, yaşam hakkını savunuyoruz. Bu basın açıklaması vesilesiyle, İstanbul Barosu'nun bundan sonraki adımlarda hukuki sürece doğrudan taraf olacağını bildiriyoruz. Can suyumuzu çalanlara, doğal çevreyi felakete uğratanlara, ağaçlarımızı kesip, balıklarımızı öldürenlere, içme suyumuzu zehirleyenlere, yani hayatımıza kast edenlere bunu içindir ki, 'andır galsın HES'leriniz diyoruz."

Haber Ara