TÜRKİYE'NİN LİBYA'DAKİ OLAYLARA YÖNELİK DURUŞU ABD BASININDA -BOSTON GLOBE GAZE
Brandeis Üniversitesi Crown Ortadoğu Araştırmaları Merkezi uzmanı Joshua Walker ve aynı üniversiteden Ortadoğu ekonomisi profesörü Nadir H
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-10 08:36:00
Walker ve Habibi, Boston Globe gazetesinde kaleme aldıkları yazıda, Türkiye'nin Libya lideri Muammer Kaddafi'ye karşı herhangi bir askeri operasyona ve ekonomik yaptırımlara karşı olduğunu hatırlatarak, bunun Türkiye'nin, Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i güçlü biçimde kınayan tavrıyla keskin bir zıtlık oluşturduğunu savundu.
Türkiye'nin bu duruşunu yaptırımların Libya halkına zarar vereceği ve Libyalıların askeri müdahale istemediğine dayandırdığını belirten Walker ve Habibi, "Bu doğru değil. Kaddafi üzerine uluslararası baskı, onun iktidardan ayrılışını hızlandırarak Libya halkının acılarını azaltabilir. Müdahalenin yoksunluğu sadece şu anki katliamı ve artan insani krizi uzatır. Dahası, Türkiye'nin savunduğunun tersine, Kaddafi'ye karşı savaşanlar açıkça uluslararası yardımı istiyor" ifadesini kullandı.
-"TÜRKİYE BARIŞÇIL ÇÖZÜMÜN ANAHTARI OLABİLİR"-
Türkiye'nin Libya'daki katliama son vermeyi amaçlayan yaratıcı diplomatik girişimlere öncülük etme adına, Ortadoğu ülkelerinden oluşan bir bölgesel koalisyonu harekete geçirme potansiyeline sahip olduğunu ve bunu yapması için Batı tarafından teşvik edilmesi gerektiğini belirten Walker ve Habibi, "Türkiye, barışçıl çözüm için anahtar olabilir, ama Kaddafi'yi kınamada şu anki isteksizliği, krizin son bulması için uluslararası ve bölgesel çabaların altını kazıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Walker ve Habibi, Ankara'nın Libya'ya yönelik duruşunun kökeninde, Türkiye'nin Libya'da büyük yatırımları olması, Türk şirketleri ve Türk vatandaşlarının Libya'da iş yapması gibi hususların yattığını savundu.
Ancak, "Türk yetkilileri, Kaddafi üzerindeki uluslararası baskıya karşı çıkarak Libya'daki Türk yatırımlarını kurtarabilecekleri şeklinde bir düşünce içindeyse, bunun yanlış bir hesap olduğunu" öne süren Walker ve Habibi, Libya'daki isyanın günden güne ivme kazandığını, Kaddafi'nin yenilgiye uğrayacak gibi göründüğünü ve Libya halkının kimlerin kendilerine yardım edip etmediğini izlediğini ifade etti.
-"TÜRKİYE, KREDİBİLİTESİNİ RİSKE ATMIŞ OLACAK"-
Walker ve Habibi, Türkiye'nin bir aydan az süre önce Ortadoğu'daki demokrasi yanlısı hareketlerin yanında yer alarak "bölgedeki tüm taşları tersine çevirebilen ve tarihin akışını değiştirebilen bir rol oynadığını" ilan ettiğini belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barack Obama da dahil diğer liderlerden önce davranarak Mübarek'i istifaya çağıran ilk lider olduğunu hatırlatan Walker ve Habibi, bunun Türkiye'nin kendi deneyimlerine dayanarak diğer Müslüman ülkelerinde demokrasiyi teşvik etme yolunda öncü rol oynayabileceğini gösterdiğini kaydetti.
Walker ve Habibi, ancak Türkiye'nin Kaddafi'ye yönelik duruşunun, "bölgesel lider olarak kredibilitesi ve samimiyeti" konusunda sorular uyardırdığını ileri sürerek, "Eğer Türkiye, Kaddafi üzerindeki baskılarını giderek artıran ülkelere katılmazsa, sadece, bölgede demokrasinin savunucusu olarak güçlükle kazandığı kredibilitesini kaybetmeyi değil, Kaddafi yenilgiye uğradıktan sonra Libya ekonomisine girişini de riske atmış olacak" ifadesini kullandı.
Libya'da büyük ölçekli ekonomik yatırımları olan ABD ve Avrupa ülkelerinin de yatırımlarının geleceğini önemsediğini belirten Walker ve Habibi, "Ancak, çıkarlarına en fazla, isyanın yanında olmalarının yarayacağına karar kıldılar. Yakın zamanda kimlerin doğru, kimlerin yanlış hesap yaptığı ortaya çıkacak" değerlendirmesinde bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara