Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın avukatı Umur Yaşar, müvekkili ile eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a ilişkin bugün bir gazetede yayımlanan haberin içeriğinin tamamen gerçek dışı olduğunu bildirdi.
Yaşar tarafından yapılan yazılı açıklamada, bugün bir gazetede ''Askeri Casusluk ve Şantaj Davası''nda dava dosyasına giren ve soruşturma sırasında sanıklardan ele geçen belgeler arasında yer alan bir belgenin içeriğinin manşetten yayımlandığı hatırlatıldı.
Söz konusu belge içeriğinin gerçek dışı olduğu hususuna haberin ayrıntısında yer verildiği belirtilen açıklamada, buna rağmen haberin veriliş şeklinin ''çirkin'' olduğu savunuldu.
Açıklamada, açılan davaya dayanak olan iddianamede yer almayan ve başka bir maddi delille ispatlanmamış bir bilginin, bu şekilde verilmesinin kamuoyunda Aziz Yıldırım'ın aslında olduğundan farklı bir şekilde görülmesine sebebiyet verdiği ifade edildi.
Bu şekilde, asıl dava ve davanın ekseninden çıkılarak Aziz Yıldırım'ın odağa yerleştirildiği bambaşka ve çirkin bir tartışma başlatıldığı savunulan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Haberi veren gazeteyi aşan ve tüm ulusal basına malzeme konusu olan iftira temelli bu tartışma, müvekkilimizi içinde bulunduğu aile, iş ve sosyal ortamlarda hak etmediği halde güç durumda bırakacaktır. Bunun sonucu olarak, müvekkilimizin kişiliğinde oluşan ağır tahribatın sonuçları da şüphesiz yıllarca sürecektir.
Gazetecilik, son derece kutsal bir meslektir. Gazeteci, önüne hiçbir engel konulmaksızın haber yapmalı ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmelidir. Ancak bunu yaparken gerçek olmadığı haber ayrıntısında gizlenen yan bilgiler üzerinden kişilerin haklarına saldırı mahiyetinde haber sunumu, gazetecilik mesleğinin evrensel ilkeleri ile asla bağdaşmamaktadır.''
''Gazetecilerin mağduriyeti'' ile ''gazetecilerin mağdur ettikleri''nin tartışıldığı bir zaman diliminde, yayımlanan haberin veriliş şeklinin ''gazetecilerin mağdur ettiği kişiler''e son derece çarpıcı bir örnek olduğu savunulan açıklamada, habere konu soruşturma kapsamında Yıldırım'ın sanık ya da şüpheli olmadığı vurgulandı.
Soruşturmanın sanık ve şüphelileri ile isnat olunan suçların iddianameye bağlandığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
''Hal böyle iken benzer örneklerini son günlerde çokça gördüğümüz itibarsızlaştırma amacıyla insanların şeref ve haysiyetinin ayaklar altına alınması çabasının bir benzeri bugün müvekkilimize ve sayın Yaşar Büyükanıt'a karşı yapılmaktadır. Bu şekli ile sunulan haber, aynı zamanda müvekkilimin kişilik haklarına yönelik bir basın suçu mahiyetindedir.
Son olarak, haberde bahsi geçen olayın tamamen gerçek dışı olduğunu, kişi ve kurumları yıpratma amacına yönelik bir iftiradan ibaret olduğunu, müvekkilimin sayın Büyükanıt ile aynı takımın taraftarı olmak dışında ortak başka bir ilişkileri olmadığını saygı ile arz ederiz.''
Yaşar tarafından yapılan yazılı açıklamada, bugün bir gazetede ''Askeri Casusluk ve Şantaj Davası''nda dava dosyasına giren ve soruşturma sırasında sanıklardan ele geçen belgeler arasında yer alan bir belgenin içeriğinin manşetten yayımlandığı hatırlatıldı.
Söz konusu belge içeriğinin gerçek dışı olduğu hususuna haberin ayrıntısında yer verildiği belirtilen açıklamada, buna rağmen haberin veriliş şeklinin ''çirkin'' olduğu savunuldu.
Açıklamada, açılan davaya dayanak olan iddianamede yer almayan ve başka bir maddi delille ispatlanmamış bir bilginin, bu şekilde verilmesinin kamuoyunda Aziz Yıldırım'ın aslında olduğundan farklı bir şekilde görülmesine sebebiyet verdiği ifade edildi.
Bu şekilde, asıl dava ve davanın ekseninden çıkılarak Aziz Yıldırım'ın odağa yerleştirildiği bambaşka ve çirkin bir tartışma başlatıldığı savunulan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Haberi veren gazeteyi aşan ve tüm ulusal basına malzeme konusu olan iftira temelli bu tartışma, müvekkilimizi içinde bulunduğu aile, iş ve sosyal ortamlarda hak etmediği halde güç durumda bırakacaktır. Bunun sonucu olarak, müvekkilimizin kişiliğinde oluşan ağır tahribatın sonuçları da şüphesiz yıllarca sürecektir.
Gazetecilik, son derece kutsal bir meslektir. Gazeteci, önüne hiçbir engel konulmaksızın haber yapmalı ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmelidir. Ancak bunu yaparken gerçek olmadığı haber ayrıntısında gizlenen yan bilgiler üzerinden kişilerin haklarına saldırı mahiyetinde haber sunumu, gazetecilik mesleğinin evrensel ilkeleri ile asla bağdaşmamaktadır.''
''Gazetecilerin mağduriyeti'' ile ''gazetecilerin mağdur ettikleri''nin tartışıldığı bir zaman diliminde, yayımlanan haberin veriliş şeklinin ''gazetecilerin mağdur ettiği kişiler''e son derece çarpıcı bir örnek olduğu savunulan açıklamada, habere konu soruşturma kapsamında Yıldırım'ın sanık ya da şüpheli olmadığı vurgulandı.
Soruşturmanın sanık ve şüphelileri ile isnat olunan suçların iddianameye bağlandığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
''Hal böyle iken benzer örneklerini son günlerde çokça gördüğümüz itibarsızlaştırma amacıyla insanların şeref ve haysiyetinin ayaklar altına alınması çabasının bir benzeri bugün müvekkilimize ve sayın Yaşar Büyükanıt'a karşı yapılmaktadır. Bu şekli ile sunulan haber, aynı zamanda müvekkilimin kişilik haklarına yönelik bir basın suçu mahiyetindedir.
Son olarak, haberde bahsi geçen olayın tamamen gerçek dışı olduğunu, kişi ve kurumları yıpratma amacına yönelik bir iftiradan ibaret olduğunu, müvekkilimin sayın Büyükanıt ile aynı takımın taraftarı olmak dışında ortak başka bir ilişkileri olmadığını saygı ile arz ederiz.''
AA