Soner Yalçın, Baykal ve Ilıcak'tan özür diledi
Soner Yalçın 'şantaj ve fişleme' iddialarıyla ilgili açıklama yaparken Nazlı Ilıcak ve deniz Baykal'dan özür diledi...
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-09 02:14:55
'20 yıl önce ajandama yazdığım bir notun manşetlere düşeceğini tahmin edemedim' derken 'Tek yapabileceğim; Baykal ve Ilıcak’tan özür dilemek' diyerek özür diledi.
"Hiç istemediğim halde, elimde olmadan özel hayat dedikodularına sebep oldum. Bu pis tertibe gelmemek için ne yapabilirdim bilmiyorum.
Biliyorum bu özür mektubu da “bakın yaptıklarını kabul etti” diye haber yapılacaktır, olsun. Bu benim Baykal ve Ilıcak’a insanlık borcumdur.
Biz, gülü gülle tartan bir anlayışla yetiştirildik.
Dört duvarlar, kelepçeler vız gelir bize; ama bir gönül incinmesine dayanamayız. Dostun attığı gül yaralar bizi…"
Soner Yalçın, Baykal ve Ilıcak'ın adının geçtiği iddialar için ise şunları belirtti:
Deniz Baykal ile ilgili mesele bitmeden Nazlı Ilıcak’ın özel hayatı gündeme getiriliyor.
Sebep yine ben! İtibarsızlaştırma dört cepheden sürdürülüyor.
20 yıl önce ajandama yazdığım özel notlarım bugün medyaya servis ediliyor. “Bakın Soner Yalçın Nazlı Ilıcak için ne yazmış?”
Bir köşede unuttuğum, genç muhabirlik dönemimden kalan ajandamdaki notlar belaltı savaşına malzeme yapılıyor.
Bu sadece Nazlı Ilıcak’a ayıp değil.
Benim de mahremim çiğneniyor. Tabi bunu şimdi kim umursar?
Vur abalıya! Öyle ya kalemimize kelepçe vurulmuş! Meydan boş!
Nazlı Ilıcak yazıyor; “Soner Yalçın beni hep fişledi!”
Ne diyeyim şimdi buna? Kızmakta haklı; buna yıllar önce bile olsa yazdığım o not sebep oldu. Siz istediğiniz kadar “hangi gazeteci, hangi gazetecinin dedikodusunu yapmaz” deyin. Bunun önemi yok artık.
Odatv’nin Ilıcak’a bir husumeti yoktu, torunu olduğunda fotoğraflı haberini yapıp kutlamadı mı? “Düşüncesine, konuşma üslubuna, tarzına kızabilirsiniz ama Nazlı Ilıcak dersini iyi çalışan bir gazetecidir” diye yazmadı mı?
Bunun da önemi yok artık!
Hiç düşünemedim böylesine pis bir tezgahla karşılaşacağımı. Aklıma gelmedi, 20 yıl önce ajandaya yazdığım notların manşetlere düşeceğini…
İnsan karşısındakini kendi gibi biliyor.
Farklı görüşlerde olabiliriz, hayatı yaşayış biçimlerimiz farklı olabilir, habere bakışımız ayrı olabilir ama bu karşıt mücadele mertçe yapılır. Bel altı vurulmaz. Namussuzluk yapılmaz.
Evleri basıp, binlerce kitap, belge, not defteri arasından bir – iki cümle bulup, bunu itibarsızlaştırma aracı olarak kullanmak hangi hukuka sığar? Bu nasıl insanlık? Evimdeki özel yazılarımdan kime ne? “Menderes’in kasasından kadın külotu çıkmasını" haber yapanlara muhalif olanlar, şimdi aynı tezgahın piyonu rolündedirler. Yazık.
Neyse, kime ne anlatıyorum ki; faşizmdir bunun adı.
Gazeteciler
SON VİDEO HABER
Haber Ara