Başta CHP genel başkanı olmak üzere, belli çevreler son olaylar üzerinden dünya kamuoyuna, ülkelerini şikayet ediyorlar. CHP genel başkanı, daha önce İsrail’e Brüksel’e ülkesini şikayet etmiştir. İngiltere’de oradaki çevrelere şikayet etti. Buralarda netice alamayınca oralarda netice alırım zannediyor.
Bizi izleyen milletime, sizlere son derece ibret verici bir hadiseyi burada paylaşmak istiyorum. 14 Eylül 2010 tarihinde, İngiltere’nin Daily Telegraph Gazetesi’nde bir haber yayınlanıyor. Başlığı şu: İran Türkiye’de iktidardaki Ak Parti’ye 25 milyon dolar bağışladı.
Spotta da şu yazıyor: İran, Başbakan Erdoğan’ın ülkenin laik anayasasını terk etmeye hazırlandığı korkularını artıracak bir hamleyle, Türkiye’nin iktidar partisi Ak Parti’ye 25 milyon dolar bağış yapmayı kabul etti.
The Daily Telegraph’ta yayınlanan bu haber, 15 dakika sonra İsrail’in Haretz gazetesinde yayınlanıyor. Paslaşmaya dikkat edelim. Türkiye’de açıklamalar başlıyor. Her zaman olduğu gibi, ilk olarak CHP’li milletvekili açıklama yapıyor. Şahsımı suçlayarak “gereğini yapacak mısınız Başbakan” diye soru önergesi yapıyor. YARSAV Başkanı açıklama yapıyor. Bu haberin kapatma konusu olacağını söylüyor. Psikolojik harekat başladı. CHP Genel başkan yardımcısı bunun kapatma nedeni olduğunu söylüyor. Sorsan hukukta ne olduğunu da bilmez. CHP milletvekili hukukçu, ben bu iddianın doğru olduğuna inanıyorum diyor. Bu güya hukukçu.
Biz bu iddiaya önce çok sert tepki verdik. Hemen hukuksal süreci başlattık. Ömer Çelik beyi bununla görevlendirdim. Nihayet yargı kararını verdi. Gerçek açığa çıktı ve söz konusu gazete, 28 Şubat’ta bir düzeltme ve özür açıklaması yaptı.
Daha da vahimi, dün bazı gazetelerde de yer aldı. İngiliz gazetesinde yapılan bu haberin istihbaratın talimatıyla yayınlandığı haberi çıktı. Independent’ta iki gün önce çıkan haberde ise, Ak Parti ile ilgili yalan haberin, yüz kızartıcı olduğunu ifade ederek, bu yazarın Irak operasyonu sırasında olduğu gibi, bu haberde de istihbarat örgütlerinden talimat aldığı yazılarak, özeleştiri çağrısında bulunuldu.
CHP’ye genel başkan yardımcısını, milletvekillerinin, YARSAV Başkanı’nın, tıpkı o İngiliz gazetesi gibi, yüzlerinin kızarıp kızarmadığını, özür dileyip dilemeyeceklerini bir kez daha sormak istiyorum. Hiçbir belge olmadan, Ak Parti’yi eleştirenlerin artık bir özeleştiri yapıp yapmayacaklarını merak ediyorum. Bir gazetecinin yalanına inanıp, bizi töhmet altında bırakan İngiltere’de CHP Genel Başkanı bizi gidip şikayet ediyor. Ne diyor biliyor musunuz? CHP iktidarda olsaydı Mavi Marmara’ya izin vermezdik diyor. Bunu da Gazze halkına, Filistin’e, Mavi Marmara şehitlerine yapılmış bir hakaret olarak kabul ediyorum.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu hareketi bu millete sahip çıkmak değildir. Siz korsanlığa göz yumabilirsiniz, siz Gazze karşısında susabilirsiniz, siz ilişkiler bozulmasın diye çıtınızı çıkarmayabilirsiniz. Ama haksızlıklar karşısında haykırmaya, kendi vatandaşımızın hakkını korumaya, dünyanın her yerinde mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz.