25. CACCI KONFERANSI -DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU: (1) -'BAŞTA BM OLMAK
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere ikinci dünya savaşından sonra ortaya çıkan yapının artık düny
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-07 14:49:00
Davutoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) evsahipliğinde düzenlenen Asya Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonunun (CACCI) 25. İş Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen çalışma yemeğinde yaptığı konuşmada, 5 yılını Asya Pasifik'te geçirdiğini, Malezya'da öğretim üyeliği yaptığını, Asya ve Doğu Asya dinamiğini anlamaya çalıştığını söyledi.
O zaman Doğu Asya ile Türkiye'nin kaderinin aslında birbirleri ile çok ilişkili olduğunu fark ettiğini ifade eden Davutoğlu, 'Eğer Türkiye gelecekte önemli bir rol oynayacaksa AB üyeliği perspektifini sürdürmeli ancak Asya'da da önemli bir aktör olarak kendi varlığını hissettirmeli... Doğu Asya'da ortaya çıkan yeni büyük ekonomik havzayı da yakından takip etmeli, o havzanın parçası olmayı bilmeli' dedi.
Bu dünyanın yerine nasıl bir oluşum ortaya çıkacağı konusunda da Medeniyet Dönüşümü diye İngilizce bir kitap kaleme aldığını belirten Davutoğlu, o kitabın henüz Türkçe'ye çevrilmediğini ifade ederek, şunları kaydetti:
'O kitapta vurguladığım temel husus şuydu; yaşadığımız şey sadece ekonomik, siyasal, kültürel bir dönüşüm değildir. Yoğun bir medeniyet dönüşümü yaşıyoruz ve bu medeniyet dönüşümünün kültürel, ekonomik, siyasal unsurlarını doğru tespit edebilirsek geleceğin 21. yüzyılın dünyasına doğru cevaplar veririz.
Asya'nın 1700 yılında dünya ticaretindeki toplam payı yüzde 62-65 iken, 1920'de bu pay yüzde 18'e düştü. Aynı dönemde Avrupa'nın yüzde 10 olan payı yüzde 45-50'lere çıktı. 2000'li yıllara geldiğimizde denge yeniden kuruluyor. Dünya ekonomisinin yüzde 40-45'i şu anda Asya'da üretilir hale geldi ve yeni bir dünya dengesi ortaya çıktı. Geleneksel imparatorluklar, sömürge imparatorlukları ve çift kutuplu dünyadan sonra dördüncü bir dünya düzeninin eşiğindeyiz. 20 yıldır büyük bir dönüşümle bunun dinamizmini yaşıyoruz. Bu gerçeği doğru okuyan ülkeler geleceğe daha güçlü hazırlanacaklar.'
Şimdi bütün Akdeniz'de Güney Akdeniz'de, Kuzey Afrika'da, Ortadoğu'da büyük hareketlilikler olduğunu ifade eden Davutoğlu, 'Aynen 1990'lı yıllarda Doğu Avrupa'da olan hareketlilikleri burada görüyoruz. Çünkü daha iki kutuplu dünyanın dağılmasından sonra dengeler yerine oturmadı, istikrar kazanmadı. Ben bu yeni düzeni okuma ve kurma misyonunun, siyasiler kadar işadamları tarafından gerçekleştirilmesi halinde dünya barışının geleceğine inanıyorum. İşadamlarının, ticaret odalarının yapacağı girişimler, getireceği vizyonlar barış eksenli olmak durumunda... İşadamları barış ister, istikrar ister... İşadamlarının bu girişimi doğru okumaları durumunda biz geleceğe daha güvenle bakabiliriz' dedi.
-'ULUSLARARASI SİSTEM KENDİNİ REFORME ETMEK DURUMUNDA...'-
Yeni dönemde insanoğlunun artık Avrupa ya da Asya merkezli olmaktan çok insan olarak öne çıkmasının söz konusu olduğunu, tek başına birey olarak artık çok daha etkin olunan bir dönemin yaşandığını söyleyen Davutoğlu, 'Önümüzde bir siyasi reform sürecine ihtiyaç var. Uluslararası sistem kendini reforme etmek durumunda. Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere ikinci dünya savaşından sonra ortaya çıkan yapı artık dünyanın ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda. BM'deki 5 daimi üyenin oluşturduğu BM Güvenlik Konseyi yapılanması dünyadaki dinamik seyri tam olarak yansıtmıyor. Yeni bir BM anlayışına ihtiyacımız var, dünyadaki bütün dengeleri yansıtan, sadece ikinci dünya savaşı galiplerini değil, bütün dünyayı temsil eden bir BM misyonunu harekete geçirmek durumundayız' diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, dünyadaki ekonomik dengelerin değiştiğini, çok daha adil ve üretim kapasitesi etkinliği yüksek ama adalet kavramını da beraber getiren bir ekonomi anlayışını yerleştirmek gerektiğini belirtti.
Davutoğlu, 'Eğer 1,2 trilyon dolarlık bir askeri harcama potansiyeli hala dünyada varsa, işadamlarımızın en çok korkacağı güvenlik problemi konusunda hala kaygılıyız demektir' dedi.
Artık ekonominin sadece belli merkezlerden yönetilebilir halde olmadığına, IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik örgütlerin kendilerini yeniden yapılandırmak durumunda olduklarına işaret eden Davutoğlu, artık hiç bir ülkenin, ne kadar güçlü ekonomiye sahip olursa olsun, ekonomik krizin etkilerinden uzak olmadığına dikkat çekti.
Davutoğlu, 'O zaman yeni bir ekonomik düzene ihtiyacımız var. G20 bu anlamda son dönemde yaptığı çalışmalarla öne çıkan bir yapı. Türkiye G20 üyesi bir ülke olarak bu yeni ekonomik düzenin öncülüğünü yapmak istiyor' dedi.
Bu yeni ekonomik düzen oluşurken Asya Pasifik'in artan ekonomik gücünün göz önüne alınması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, yeni ekonomik düzende Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'ya uzanan kuşakta barışın temin edilmesi için aynen geçmiş dönemde düzen arayışları gibi şimdi de kalıcı düzenlere ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.
Haber Ara