Haber Merkezi / TİMETURK
4 Şubat Cuma günü Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere yerleşkesinde Doğudan dergisi ve Doğu Konferansı girişiminin düzenlediği “Tunus, Mısır, Libya ve ötesi: Bölgede Yeni Düzen Sancıları” başlıklı bir forumda Arap dünyasındaki halk hareketleri tartışıldı. Nuray Mert, Hayri Kırbaşoğlu, Mehmet Bekaroğlu, Yıldız Ramazanoğlu, Yüksel Taşkın, Mete Çubukçu, Levent Tüzel ve Zeki Kılıçaslan gibi isimlerin kısaca görüşlerini beyan ettiği forumda salondaki dinleyicilerin de tartışmaya katılımı sağlandı.
Tunus, Mısır, Libya ve diğer ülkelerdeki halk hareketlerinin tartışıldığı forumda on yıllarca süren despotik rejimlerin neden bugün peşi sıra devrildiği, bölgedeki eski düzenin nasıl bir yeni düzen ile ikame edilmeye çalışıldığı, bölge halklarını nasıl bir gelecek beklediği, küresel sistem için bu olanların ne ifade ettiği ve “model ülke” Türkiye’nin bu süreçteki işlevinin ne olduğu gibi sorular soruldu?
Bugün Arap dünyasını saran isyan ateşinin altyapısını 2003-2007 yılları arasında bölge ülkelerine yaptığı ziyaretlerde gördüklerini ifade eden Doğu Konferansı sözcülerinden Hayri Kırbaşoğlu bu devrimlerden “gezegeni ve insanlığı tehdit eden modele karşı” yeni bir model çıkması umudu taşıdığını ve ilahiyatçılar olarak bunun teolojisi üzerine çalışmaları gerektiğini söyledi.
Girişimin diğer sözcüleri olan Mehmet Bekaroğlu ve Nuray Mert ise yaşananlara ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini, küresel güçlerin bu halk hareketlerinin sonuçlarını manipüle etmeye gayret edeceğini, bu halk hareketlerinin “kredi kartı devrimleri” haline getirilmeye çalışıldığını ve buradan İran’ı çevrelemek için Batı ile uyumlu Sünni bir blok kurma girişimlerinin deneneceğine dair kuşkularını dile getirdiler. Yüksel Taşkın ise bugün yaşananları “stratejinin dili” ve “aşırı güncellik baskısı” ile incelemenin çok yaygın olduğunu söylerken bölge insanlarının ilk defa “kendini özne olarak hissetme” coşkusu yaşadığını, buna karşı daha iyimser yaklaşılması gerektiğini ifade etti.
Tartışmaya katılan ve çoğunluğunu Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu dinleyicilerin de çoğunlukla iyimser olduğu gözlemlendi. Dinleyicilerden biri sermaye küreselleşirken isyanın da küreselleştiğini söylerken, bir diğeri bu halk hareketlerinin örgütsüz ve lidersiz olmalarının bir handikap değil imkân olabileceğine değindi. Batılılara ait şablonlar ve ifadelerle bu coğrafyada olanları tanımlamanın güç olduğunu kabul eden birçok dinleyici ise daha yerli, daha bize ait bir söylem geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bu tartışmaların akabinde kapanış konuşmasını yapan Mehmet Bekaroğlu forumda söylenen sözlerin Doğu Konferansı girişimi ve Doğudan dergisini devam ettirmek için kendilerine ilham verdiğini söyledi. Bölge ülkelerinin aydınları ile direk münasebet kurup iletişim kanallarını açmak amacı güden Doğu Konferansı girişimi ve batı-merkezci olmayan bir perspektif ile bölgeyi analiz etmek niyetiyle çıkarılan Doğudan dergisinin yaşanan bu değişim sürecinde önemli işlevler üstlenebileceği ifade edildi.
Doğu Konferansı girişimi 2003 yılında değişik ideolojilere sahip bir grup aydın tarafından ABD’nin Irak’ı işgaline karşı başlatılmış ve girişimi destekleyenler 2003-2007 yılları arasında Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır, İran ve Ermenistan’a geziler düzenlemişti. Doğudan dergisi ise Eylül 2007’den beri iki ayda bir çıkan ve bölgeye dair meselelerin tartışıldığı yarı-akademik bir dergidir.
