DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BAĞIŞ, PORTEKİZ'E GİTTİ -BAĞIŞ: 'ANADOLU'DA BİR

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecinin devam ettiğini belirterek, 'Anadolu'da bir tabir var, 'Papaza kızıp da oruç bozulmaz' diye. Biz, AB'de Türkiye üzerinden iç siyaset yapmaya çalışan dar vizyonlu siyasetçilerin oyununa gelmeyeceğiz' dedi.
Bağış, Lizbon'a hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında resmi temaslarda bulunmak üzere Portekiz'e gideceğini belirtti. Bağış, 'Portekiz, Türkiye'nin AB sürecine destek veren müttefiklerimizden biri. Şu anda AB Komisyonu'nun Başkanı da Portekiz'in eski Başbakanı Barroso. Aslında dün Sayın Başbakanımızın, Sayın Barroso ile Brüksel'de toplantı yapması planlanmıştı, ancak Necmettin Erbakan'ın ani vefatı nedeniyle bu program tehir edildi. Bugün de daha önce planlanmış programa uyarak çalışma arkadaşlarımla Portekiz'e gidiyorum' diye konuştu.
Bu ülkede, Portekiz Meclis Başkanı, Dışişleri Bakanı, AB Bakanı ile görüşeceğini ifade eden Bağış, Portekiz Parlamentosu'nun AB Komisyonu üyeleri ve bazı milletvekilleriyle de, ortak bir toplantıya katılacağını kaydetti. Bağış, Portekiz basını ile yapılacak mülakatın ardından Lizbon Üniversitesini ziyaret edeceğini söyledi.

-PORTEKİZ'DEN VİZE KOLAYLIĞI-

Egemen Bağış, Portekiz Büyükelçiliğinin ziyaret nedeniyle bir jest hazırladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
'Portekiz'in İstanbul'da Başkonsolosluğu yok. Portekiz'e gitmek isteyen vatandaşlarımız vize başvurularını yapmak için Ankara'ya gitmek zorunda kalıyorlardı. Portekiz Büyükelçiliğinin, Macaristan'ın İstanbul Başkonsolosluğu ile yaptığı bir anlaşma çerçevesinde, 15 Marttan itibaren İstanbul ve çevre illerde yaşayan yurttaşlarımız Ankara'ya gitme ihtiyacı duymadan İstanbul'daki Macaristan Başkonsolosluğundan Portekiz için Schengen vizesi alabilecek. Bunun duyurusunu bizim ziyaretimize denk getirmek istediler.
Portekiz'in, Türkiye Cumhuriyeti'nin hizmet ve hususi pasaportlarına yönelik vize uygulamalarını kaldırma konusunda bir çalışma yaptığını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Ümit ederim ki, o konuda da gelişmeleri sizlerle paylaşabilelim.'

-VİZE KONUSUNDA AB ÜLKELERİ İLE YOĞUN TEMASLAR-

Bakan Bağış, vize konusunda AB ülkeleri ile yoğun temaslar sürdürdüklerini belirterek, 24 Şubattaki AB İçişleri ve Adalet Bakanları toplantısında Türkiye'nin beklentilerinin karşılanmadığını ifade ederek, şöyle dedi:
'Bizim o toplantıdan beklentimiz Türkiye ile vize muafiyeti müzakerelerinin başlama kararının çıkmasıydı. Maalesef bu kararı alamadılar. Bunun yerine Türkiye ile vize diyaloğunun başlaması kararını aldılar. Bu bizim için yeterli değil. Diğer ülkelerle nasıl vize muafiyeti varsa, nasıl Bolivya'nın, Paraguay'ın, Belize'nin, Uruguay'ın vatandaşları Schengen ülkelerine vizesiz girebiliyorsa, Türkiye'nin vatandaşları da 65 ülkeye vizesiz gidebildiği gibi AB ülkelerine de vizesiz gidebilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.'
Bu konuda önemli adımlar attıklarını ifade eden Bağış, biyometrik pasaportlara geçildiğini, AB ile 4 yıldır müzakere edilen geri kabul anlaşmasının sonuçlandırıldığını, metnin hazırlandığını ama imzalanmadığını, bunun için Komisyonun, üye ülkelerden Türkiye ile vize muafiyeti müzakerelerine başlama yetkisi almasını beklediklerini söyledi.
Bağış, 'Bu yetkiyi alır almaz bu anlaşmayı imzalayabileceğimizi kendilerine duyurduk. Ümit ederiz ki bu temaslarımız sırasında hem Türkiye'nin AB sürecinde tıkanan fasılların açılması için, hem vize muafiyeti konusunda gelişmeler sağlanabilmesi, hem de terörle mücadele konusunda Türkiye'nin haklı beklentilerine daha olumlu cevaplar alınabilmesi için, AB zirvelerine devlet büyüklerimizin davet edilebilmesi için, Kıbrıs sorununa makul ve adil bir çözüm bulunabilmesi için bu temaslarımızın yararlı olacağı ümidi ile yola çıkıyoruz' diye konuştu.

-'AB'NİN TÜRKİYE'YE OLAN İHTİYACI ARTIYOR'-

Egemen Bağış, açıklamasının ardından bir gazetecinin, 'Sayın Başbakan'ın Almanya'daki 'Bizi alacaksanız alın almayacaksanız oyalamayın' sözleri sabrının taştığını gösteriyor galiba... Siz de AB yolunda mücadele ediyorsunuz, bu konuda sizin düşünceleriniz nedir?' sorusu üzerine söyle dedi:
'Türkiye'nin AB'ye ilk başvurusunu yaptığı tarih 1959. Rahmetli Menderes o gün o başvuruyu yaparken Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları Almanya'ya misafir işçi statüsünde gitmek için yollara düşüyor. Türkiye'nin AB süreci ile göçün 50. yıl dönümünün birbirine çok yakın olması enteresan bir tesadüftür. O günün Türkiye'sinin koşulları ile bugünün Türkiye'sinin koşulları arasında çok büyük bir fark var.
O gün kişi başına düşen ortalama geliri 400 dolar olan Türkiye, bugün 11 bin doların üzerine çıkmıştır. O gün 14 üniversitesi olan Türkiye'nin, bugün 162 üniversitesi var. O gün yıllık turizm gelirleri 9 milyon dolar olan Türkiye'nin, bu sene yıllık turizm gelirleri 30 milyar avroya yaklaşmıştır. Şimdi o günün Türkiye'sinin belki vatandaşlarını gurbete göndermekten kendisi de Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) üye olmaya çalışmaktan başka çaresi olmayabilirdi. Ama bugünün Türkiye'sinin böyle bir mecburiyeti yok.'

-'PAPAZA KIZIP ORUÇ BOZULMAZ'-

Başbakan Erdoğan'ın, Newsweek dergisine yazdığı makalede de açık net bir şekilde belirttiği gibi, Türkiye'nin Avrupa Birliğinin kapısında yalvaracak bir ülke olmadığını kaydeden Bağış, gözüken tabloda, her geçen gün Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacının azaldığını, AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı arttığını söyledi.
'Bu ihtiyaçlar hiyerarşisinde öyle bir noktaya gelinecektir ki bu büyük randevu kaçınılmaz olacaktır' diye konuşan Bağış, 'Yani Türkiye'yi kara kaşımıza kara gözümüze değil, gerçekten çok çalışkan çok iyi insanlardan oluşan bir ülke olduğumuz için değil, Avrupa bize ihtiyaç duyduğu için üye yapmaya mecbur kalacaktır' dedi.
Başbakan'ın vurgusunun arkasında hukuki bir gerekçe olduğunu belirten Bağış, şunları kaydetti:
'Türkiye'nin AB müzakereleri oy birliği ile alınmış bir kararla başlamıştır. Bu müzakerelerin durabilmesi için yine oy birliği ile alınan bir karara ihtiyaç vardır.
Ben de defalarca söyledim; 'hodri meydan bulsunlar 27'yi görelim bakalım'. Türkiye'nin AB'deki dostları, Türkiye'nin üye olmasını isteyen ülkelerin sayısı, karşımızdakilerden çok daha fazladır. Hani Anadolu'da bir tabir var, 'Papaza kızıp da oruç bozulmaz' diye. Biz, AB'de Türkiye üzerinden iç siyaset yapmaya çalışan dar vizyonlu siyasetçilerin oyununa gelmeyeceğiz. Havluyu biz atmayacağız. Rahmetli Özal'ın 80'lerde uyarıda bulunduğu gibi bizi bu ince, uzun yolda küstürmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceğiz. Biz, 'durmak yok yola devam' diyoruz.
Azimle, kararlılıkla Türk insanının yaşam standardını yükseltmeye çalışıyoruz. Süreç, sonuçtan çok daha önemli. Bu süreçte Türkiye her geçen gün daha da kalkınıyor, daha da demokratikleşiyor, daha da şeffaflaşıyor, insanlarımız birbirleriyle daha fazla kucaklaşıyor. Devletiyle daha fazla kucaklaşıyor. Türkiye'nin AB süreci Türkiye için yararlı bir süreç olmuştur. Bundan sonra biz bunu Türkiye'nin ve Türk insanının yararları çerçevesinde değerlendirmeye devam edeceğiz.'