Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Karaciğer nakliyle hayata dönen Esra'nın ailesi, 450 bin liralık tazminat davası açtı

Yediği mantar sebebiyle karaciğerini kaybeden, teyzesinden yapılan nakille yeniden hayata tutunan 14 yaşındaki Esra'nın ailesi, 3 kez başvurdukları hastanede gerekli teşhis ve tedavi ile sevkin yapılmaması yüzünden kızlarının organını kaybettiğini id

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-27 11:21:10

Karaciğer nakliyle hayata dönen Esra'nın ailesi, 450 bin liralık tazminat davası açtı
Yediği mantar sebebiyle karaciğerini kaybeden, teyzesinden yapılan nakille yeniden hayata tutunan 14 yaşındaki Esra'nın ailesi, 3 kez başvurdukları hastanede gerekli teşhis ve tedavi ile sevkin yapılmaması yüzünden kızlarının organını kaybettiğini iddia etti. Esra'nın ailesi, Sağlık Bakanlığı hakkında 450 bin liralık tazminat davası açtı. Sakarya'nın Sapanca ilçesinde yaşayan İlhan (46) ve Sündüz Yıldırım (38) çiftinin üç çocuğundan en büyüğü olan Esra, 4 ay önce yediği mantar yüzünden ölümün eşiğinden döndü. Mantar nedeniyle karaciğerini kaybeden Esra için nakil yapılacak kadavra bulunamayınca teyzesi Fatma Özbek Akan (32) yeğenine karaciğerinin bir bölümünü verdi. Teyzesinin karaciğeriyle hayatının ikinci baharını yaşayan Esra, bundan sonraki yaşamını ilaç kullanarak geçirecek. Nakil sonrası yüzde 80 oranında sakatlık raporu verilen Esra'nın ailesi, zehirlenme sonrası 3 kez başvurdukları Sapanca Hastanesi'nde teşhis ve tedavi ile sevk işlemlerinin zamanında yapılmaması sonucu kızlarının karaciğerini kaybettiğini öne sürdü. Bir su dolum fabrikasında çalışan baba İlhan Yıldırım, Cihan muhabirine yaptığı açıklamada, aynı gün yedikleri mantardan dolayı kızı gibi kendisinin de zehirlendiğini söyledi. 'Mantarı sürekli yiyorduk' diyen Yıldırım, zehirlendikleri günde bahçeden topladıkları mantarı yediklerini ifade etti. Mantarı yedikten sonra işe gittiğini, döndüğünde kızının rahatsızlandığını kaydeden Yıldırım, yaşananları şöyle anlattı: "Kızımı Sapanca İlçe Hastanesi'ne götürdüm. Muayenede doktora mantar yediğimizi söyledim. 'Ben de rahatsızım' dedim. Bunun üzerine doktor 'önemli değil geçer' diyerek kızıma ilaç yazıp eve gönderdi. İlacı alıp eve geldik. Gece ikimiz de kötüleştik. Sabah yine aynı hastaneye gittik. Doktor değişmişti. Yine mantar zehirlenmesi olabileceğini söylememe rağmen bana ilaç yazdı. Kızıma serum taktı. Sonra yine eve gönderdi. Şikayetlerimiz devam edince öğleden sonra tekrar kızımla hastaneye geldik. Bu sefer ben çok halsiz kalmıştım. Çocuk neredeyse konuşamıyordu. Yine serum taktılar ikimize. 'Bizi başka bir hastaneye gönderin' dedim. 'Siz kendi imkanlarınızla giderseniz gidin, bizim ambulansımız yok' diye cevap verdiler. Baktım olacak gibi değil, yakınımın aracıyla Adapazarı'ndaki hastaneye gittik." "NAKİL OLMASAYDI ÖLECEKTİ" Kızının Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde 1 gece yoğun bakımda kaldıktan sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gönderildiğini, kendisinin de Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildiğini vurgulayan Yıldırım, "Kocaeli'ndeki hastanede kızımın karaciğerinin bittiğini ve acilen nakil yapılması gerektiğini söylemişler. Kadavra bulunamayınca ailedekilerin doku örnekleri kontrol edilmiş. Teyzesininki uygun çıkmış. İstanbul Memorial Hastanesi'nde nakil yapılarak kızımın hayatı kurtarılmış. Bir kaç saat daha nakil yapılmasaydı kızım ölecekti. Sapanca'daki hastanede tedavide ve sevkte geç kalınmasaydı bu durumlar başımıza gelmeyecekti. O günleri hatırladıkça üzülüyorum." dedi. Ölümün kıyısından dönen Esra ise yaşadıklarını tam olarak hatırlamıyor. Gözünü yoğun bakımda açtığını dile getiren Esra, şunları söyledi: "Arkadaşımla mantar yediğimi hatırlıyorum. Çok yemişim. Sonrasında babamla hastanenin merdivenlerini çıktığımı biliyorum. Sonrasını hatırlamıyorum. Yoğun bakımda açtım gözümü. Annem olanları anlattı. Teyzemin, karaciğerini verdiğini duyunca çok sevindim. O olmasaydı belki ben hayatta olmayacaktım." Anne Sündüz Yıldırım ise kızının karaciğerini kaybetmesinde doktorların ihmali olduğunu düşündüklerini belirterek, haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirtti. Kızının normal bir insan gibi yaşantısını sürdüremeyeceğini anlatan baba Yıldırım, Sapanca İlçe Hastanesi'nde görevli doktorlara söylemelerine ve 3 kez aynı şikayetle başvurmalarına rağmen teşhisin ve tedavinin zamanında uygulanmadığını, ambulansın da temin edilmediğini öne sürdü. Yıldırım, sağlık hizmetinde kusur olduğu gerekçesiyle avukatı Özgür Eray Taş aracılığı ile Sağlık Bakanlığı hakkında 350 bin lira maddi ve 100 bin lira da manevi olmak üzere toplam 450 bin liralık tazminat davası açtı. BAKANLIK: İHMAL VE KUSUR YOK Öte yandan, ailenin dava öncesinde yaptığı tazminat başvurusu üzerine Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, olayla ilgili inceleme başlattı. Oluşturulan bilirkişi, konuyla ilgili hazırladığı raporunda, Sapanca İlçe Hastanesi'ndeki doktorların hastanın direk mantar yedikleri iddiası üzerine başvurmamalarına rağmen besin zehirlenmesi düşündükleri, ertesi gün komşu çocuğunun da aynı sebeple gelmesi üzerine mantar zehirlenmesi üzerine yoğunlaşıldığı belirtildi. Bu süreçte, hastanın genel durumunun iyi, şuurunun açık olduğu kaydedilen raporda şu görüşlere yer verildi: "Babanın 'biz bu mantarı kendimiz yetiştiriyoruz. Devamlı yiyoruz bir şey olmadı. Şimdi neden olsun' diyerek konunun anlaşılmasını geciktirdiği, bu süre içerisinde hastanın kontrole çağrıldığı, mantar zehirlenmesi şüphesi ortaya çıkınca hastanın bir üst hastaneye sevkinin yapıldığı, dolayısıyla hastanede doktorların uygulamış oldukları tedavilerde herhangi bir ihmallerinin ve kusurlarının bulunmadığı tespit edilmiştir."

Haber Ara