Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

Mübarek parasını nasıl kaçırdı?

Dünyanın gözü Arap diktatörlerin üzerinde. Onlarsa servet kurtarma peşinde. Peki Avrupa bankalarındaki servetlerinin akıbeti ne olacak?

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-26 13:28:02

Mübarek parasını nasıl kaçırdı?

Anthea Lawson / Financial Times

Dünya, yolsuzluğa batmış devlet liderlerinin saygın yabancı bankalarda talan ettikleri paraları gizlemelerine imkân tanıyan bir finans sisteminin neden olduğu zarara geç de olsa uyanıyor olabilir. Çarşamba günü Libya lideri Muammer Kaddafi ve ailesinin hesaplarına el konulması yönünde yapılan çağrıların, şu an rejimin vahşetine maruz kalan Libyalılar için artık bir önemi yok. Geçen hafta da Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek’in yabancı bankalarda tuttuğuna inanılan servetini tespit etmek yönünde benzer çabalara tanık olduk. İsviçre, eski Mısır liderinin hesaplarını dondurdu; Britanya Ticaret Bakanı Vince Cable da hükümetinden aynısını yapmasını istedi. Gelen haberler, Mübarek’in, daha protestocular istifasını talep ederken parasını dost Körfez ülkelerine aktarmayı başardığını gösteriyor. İsviçre, Tunus’un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali’nin hesaplarını da dondurdu, keza AB de. Fransa’ysa Bin Ali’yle bağlantılı hesaplara yönelik inceleme başlattı.

Tartışma, bugüne dek bu paranın geldiği ülkelere, sıradan insanların yararlanacağı ve ekonomik kalkınmayı destekleyecek biçimde nasıl geri verilebileceği üzerinden yürüyor. Fakat asıl mesele, her şeyden önce bu paranın nasıl Fransa ve İsviçre’de olduğu? Şu an görevi bırakmak zorunda kalmışlarken, hesaplarını dondurmaya yetecek kadar yolsuzluk kanıtı var; peki kabul gördükleri dönemde bu yolsuzluklar yeterince bariz değil miydi?

Kara parayla mücadele
Kara para aklamayla mücadele yasaları, finans sistemine giren kara parayı (ister yolsuzluk, ister örgütlü suç veya terorizm kaynaklı olsun) tespit etmek için konuluyor. Bankaların müşterileriyle ilgili ‘yeterli araştırmayı’ yapmaları gerekiyor; üst düzey yetkili veya onların aile üyeleri ve arkadaşlarını (bankacılık jargonunda bunlara ‘siyasi olarak göz önünde olan insanlar’ deniyor) tespit etmek ve daha sıkı kontrollere tabi tutmak zorundalar. Devlet fonlarına erişim imkânı olanlar, haliyle daha fazla risk taşıyor.

Mübarek ve Bin Ali’nin dondurulmuş paraları, bu tür titiz araştırmaları yapma mecburiyeti olan bankalarda duruyor. Bu bankalar, kabul ettikleri parayla ilgili ne gibi sorular sordular acaba? Meşru yollardan kazanıldıklarına emin oldular mı?

Uluslararası sivil toplum örgütü Global Witness’ın son raporlarından biri, iki eyalet valisinin hortumladığı yolsuzlukla malul Nijerya fonlarının Londra’da, HSBC, Barclays, NatWest, RBS ve UBS gibi bankaların hesaplarında tutulduğunu gösteriyor. Bu, 2001 ile 2005 arasında gerçekleşti; yani Abacha skandalından birkaç yıl sonra. O dönemde eski Nijerya diktatörünün parasının 1.3 milyar dolarlık kısmının, 23 Londra bankasında yer aldığı ortaya çıkmıştı. Finans Hizmetleri Dairesi, Abacha meselesine dahil olan bankaları kapalı kapılar ardında fırçaladı, fakat kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmadı. Eyalet valileri meselesiyle ilgili herhangi bir adım atılıp atılmadığını da kimse bilmiyor. Bu yumuşak yaklaşım, kara para aklama standartları açısından olduğu kadar, ileriye dönük düzenlemeler açısından da umut vaat etmiyor.

Global Witness, bu örneklerde paraların sonradan Nijerya’ya geri verildiğini tespit etti. Fakat paranın kamusal kullanımdan başka yöne kaydırıldığı noktada zaten hasar meydana geliyor. Bankalar ilk başta yağma edilmiş parayı kabul etmeye yanaşmasaydı, böylesine sık ve yaygın biçimde yolsuzluk yapmak da mümkün olmazdı.

Bu hafta Paris’te az bilinen fakat etkili bir kurum olan, kara parayla küresel mücadelenin standardını belirleyen Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün toplantısı var. Son yıllarda G-20 ülkelerinden baskıya karşılık Sao Tome ve Principe, Türkmenistan ve İran gibi finans merkezlerini kara listeye almasıyla tanınan Finansal Acil Eylem Gücü (FATF), kuralları değiştirecek.

Bankalar baskı görmüyor

Bu yöndeki bazı öneriler (sözgelimi vergi kaçıranların ve onlara akıl verip paralarını bankaya yatıranların kara para aklama suçundan yargılanmasının sağlanması) şahane. Fakat FATF, bankaların ek kontroller yapması gereken şahıslar listesinden yetkililerin ‘aile üyelerinin ve arkadaşlarının’ çıkarılmasını istiyor. Bu öneriyi yapmak, yolsuzluğu yanlış anlamak demek. Yolsuzluğa batmış muktedirler, ailelerine ve yakın çevrelerine para dağıtmakla kalmıyor; bu onlar için aynı zamanda iktidarda kalma araçlarından biri.

Bankalar, mevcut standartları uygulamaları yönünde yeterince baskı görmüyor olabilir, fakat bu asla standartları sulandırmanın gerekçesi olamaz.

(
Global Witness’ın kleptokrasiyle mücadele kampanyasının başkanı, 23 Şubat 2011)

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara