Dolar

34,8742

Euro

36,6669

Altın

3.034,49

Bist

10.125,33

EGE-KOOP 27. GENEL KURULU -CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI BATUM: -'(UNDP'YE GÖRE

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) rakamlarına göre Türkiye'nin insanca yaşama kriterl

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-26 14:47:00

EGE-KOOP 27. GENEL KURULU  -CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI BATUM:  -'(UNDP'YE GÖRE
CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) rakamlarına göre Türkiye'nin insanca yaşama kriterlerinde dünyanın 83. ülkesi olduğunu belirterek, 'Kimileri bunları görmüyor. 'Hukukun ne önemi, ne alakası var, ben açım' diyor. Oysa bunların hepsi birbirine bağlı. Zaten hak arayanlar da karşılarında dayak, biber gazı, cop buluyorlar' dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleştirilen Ege-Koop'un 27. Genel Kurulunda bir konuşma yapan Batum, son dönemde sürekli olarak Türkiye'nin ihracatının ne kadar olduğu, dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldiğinin konuşulduğunu, ama bir toplumu gelişmiş, çağdaş toplum yapan unsurların sadece toplam ulusal gelir, ekonomik büyüklük olmadığını söyledi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) rakamlarını paylaşmak istediğini belirten Batum, Türkiye'nin toplam ulusal gelir bakımından 17. ekonomi olduğunu, satın alma paritesine göre 16. sırada yer aldığını söyledi.
Batum, 'Fakat Türkiye insanca yaşama dediğimiz unsurlar uygulandığında dünyanın 83. ülkesi. Norveç 1, Avustralya 2, ABD 4. Kanada 8, Almanya 10, Yunanistan 22. sırada, Türkiye 83. Türkiye'nin ulusal gelirde 16. büyük olduğundan gurur duyarken, yaşama kriterleri açısından 83. olduğunu gözden kaçırır ve ilk 20'ye sokmaya çalışmazsanız, bu en büyük tehlikedir' diye konuştu.
Türkiye'nin insani yaşam kriterlerinde 2001 yılında 82, ekonomik krizin yaşandığı 2002 yılında 85, 2005 ve 2006'da 92. sırada bulunduğunu aktaran Batum, bu sıralamanın yaşam süresi, okul süresi, bölgeler arası eşitsizlik, gelir dağılımının eşitsizliği, kadın-erkek eşitliği, kadınların parlamentoda temsili, kadınların iş gücüne katılımı, basın özgürlüğü, insan hakları ihlalleri, temiz su, yeterli besin, sağlığa erişim, işsizlik, güvenli yaşam, çocuk işçi sayısı gibi kriterlerle yapıldığını söyledi.

-EĞİTİM SÜRELERİ-

Ortalama eğitim süresinin Norveç'te 12, ABD'de 12.4, Almanya'da 12.2, Yunanistan'da 10.5, Türkiye'de ise bu sürenin 6.5 yıl olduğunu dile getiren Batum, bu ölçütlerin hükümetlerin görmezden gelebileceği unsurlar olmadığını vurguladı.
'Bu kıstaslar yerine getirilmesi mümkün olmayan ölçütler değil, ama belki BM Kalkınma Programı belki yanılıyordur. Gelin Dünya Ekonomik Forumu rakamlarına bakalım' diyen Batum, buna göre Türkiye'nin kişi başına düşen gelirde 54, fikri haklarda 83, kamu kaynaklarının kullanımında 76, yargı bağımsızlığında 87, hükümetin kamu harcamalarının güvenilirliğinde 86, şiddet olaylarında 86, organize suç örgütlerinde 104, ilkokul kalitesinde 94, matematik ve fen bilimleri eğitim kalitesinde 99. sırada, kadınların siyasal yaşama katılımında 139 ülke arasında 131. sırada bulunduğunu anlattı.
Süheyl Batum, şöyle devam etti:
'Kimileri bunları görmüyor. 'Hukukun ne önemi, ne alakası var ben açım' diyor. Oysa bunların hepsi birbirine bağlı. Zaten hak arayanlar da karşılarında dayak, biber gazı, cop buluyorlar. 'Ben 83. sırada kalmak istemiyorum' diyenlere, 83. sırayı görmezden geliyorsanız vereceğiniz tek şey var, biber gazı. Tekel işçilerinde de Torba Yasa'ya karşı çıkanlarda da bunu gördük. 83. sırayı görmezden geliyorsanız, size bir hukuk sistemi kalır ve 'Acaba bunların içinde 83. sırayı beğenmeyip de nifak tohumu eken var mı' diye telefon dinlemeyi meşru hale getirirler. Eğer 83. sırayı kendinize yakıştıramıyorsanız, bunu herkesin söyleme hakkı olduğunu bilir, iddianamelerde 'Her şey kötü gidiyor diye insanları yılgınlığa itiyorsunuz' sözleriyle saçma sapan ibareler ilave etmezsiniz.'

-ADALET BAKANI ERGİN'İN SÖZLERİ-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in geçtiğimiz günlerde çok 'kızdığını', 'Ben yargıç alamıyorum, Danıştay engelliyor, kamera koydular seyrediyorlar beni' dediğini söyleyen Batum, hakimlere sınavda 'Bilgisayarda kaç virüs vardı? İlk Türk operasını kim sahneye koymuştur?' gibi hukuk dışında sorular yöneltildiğini öne sürdü.
Batum, bir hakimin sınavı 7 kez kaybetmesinin ardından mahkemeye başvurduğunu, Bilgi Edinme Yasası kapsamında 'Hakkımda fişleme var mı?' diye sorduğunu, Emniyet'ten gelen cevapta 'Öğrencilik yıllarında bazı yasadışı eylemlere katıldığı yönünde duyumlar var, ama ispatlanamamıştır' denildiğini anlatarak, 'Bu fişleme değil mi? 'Anayasayla fişlemeye son' diye bilboardlarda görüp yüzde 58 oranında oy vermedik mi?' şeklinde konuştu.
'Türkiye ne yapmalı' diye soran Batum, yapılacak tek şeyi sıralanan kriterlerin yerine getirilmesi şeklinde gösterdi.
Batum, dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'yi çok kısa insani gelişmişlik endekslerinde ilk 25. içine sokulması gerektiğini vurgulayarak, '(Orayı görmeyin, orası kara delik) diyenlere inanmamamız gerekir' dedi.

-EGE-KOOP GENEL BAŞKANI ASLAN-

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan da kuruluşun 26 yıllık kurumsal yaşamında gerçekleştirdiği yatırım toplamının 1 milyar 320 milyon dolar, 2010 yılı yatırım tutarınınsa 150 milyon lira olduğunu belirtti.
Aslan, İzmir gibi büyük kentlerin gecekondu olgusuyla ve kaçak yapılaşmayla 'yağ lekesi gibi çirkin' bir görüntü verdiğini, kaçak olmayan yapıların önemli bir bölümünün, doğal ömrünü tamamlamış, oturulamaz duruma geldiğini, böylece İzmir'in önemli bir dokusunun yaşlandığını, bu dokunun mutlaka yenilenmesi gerektiğini ifade etti.
İzmir'de nüfusun yüzde 55'inin kaçak yapılarda, gecekondularda, yüzde 38'inin kirada oturduğunu aktaran Aslan, TOKİ'nin İzmir'i görmezden geldiğini savundu.
Aslan, hükümetin Ankara gibi İzmir için de özel kentsel yenileme yasası çıkarması gerektiğini, bu yasal yetkiyle ancak gecekondu ve kaçak yapıların yıkılarak yerine modern konutlar ve çevre düzenlemelerinin yapılabileceğini dile getirdi.
Belediyelerin tahsil ettiği ruhsat ücretlerinin adeta 'haraç' alır gibi belirlendiğini söyleyen Aslan, bu 'olumsuz' uygulamanın hem çoğunluğu dar ve sabit gelirli olan kooperatif ortaklarını, hem de inşaat sektörünü ciddi şekilde sıkıntıya soktuğu eleştirisini yaptı.

Haber Ara