Dolar

34,8957

Euro

36,6013

Altın

3.009,84

Bist

10.058,63

BAŞBAKAN ERDOĞAN CANLI YAYINDA: (2) -'(CUMHURBAŞKANI'NIN GÖREV SÜRESİ) BU KONU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanının görev süresi ile ilgili olarak, 'Bu konuda hukukçuların arasında çok değişik bir yaklaşım

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-25 01:25:00

BAŞBAKAN ERDOĞAN CANLI YAYINDA: (2)  -'(CUMHURBAŞKANI'NIN GÖREV SÜRESİ) BU KONU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanının görev süresi ile ilgili olarak, 'Bu konuda hukukçuların arasında çok değişik bir yaklaşım tarzı var. Benim alanım alanım ekonomi. Şimdi bunun kararını biliyorsunuz YSK veriyor, siyaseten biz veremiyoruz. Şu anda o yetki YSK'da, onun kararını YSK verecek' dedi.
Erdoğan, ATV'de canlı yayınlanan 'Başbakanla Gündem Özel' programında soruları yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, petrol fonlarından fakir fukarayı destekleyen bir fon kurulması yönünde açıklamasının olduğunun hatırlatılarak, 'Siz muhafazakar demokrat bir parti olarak kendinizi tanımlıyorsunuz, fakat ekonomide muhafazakarlar zenginlerin yanında dururlar, siz fakirlerin yanında duruyorsunuz. Kamu harcamalarını fakirlerin lehine kullanıyorsunuz, savunma harcamalarını azaltıyor, eğitim ve sağlığı artırıyorsunuz. Sol siyaset sizinle yarışamıyor. Ekonomide kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz, solda mısınız, liberal misiniz, muhafazakar mısınız?' şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:
'Aslında, atalarımızın güzel bir ifadesi var, 'Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar' böyle bir duruma düşmeyelim istiyorum. Biz nasıl ki siyasette merkezdeysek, ekonomide de liberal ekonomiyi yola çıkarken benimsedik ve yola da öyle çıktık. Burada tabii ki siyasi bakışımız o liberal ekonomik yapıyı da şekillendiriyor. Yani sol kendini hep sosyalist olarak söylerken, biz derdik ki sosyalist değiliz ama sosyal adaleti benimseriz. Şu anda da biz yine aynı noktayız. Burada biz sosyal adaleti benimsiyoruz. O yüzden partimizi kurarken dikkat ederseniz, 'Adalet ve Kalkınma Partisi' dedik. Yani adalet ve kalkınmayı at başı sürdürmeyi ve bunu daha da gelişen yıllar içerisinde, demokrasi ile ekonomi at başı gidecek dedik. Yani bunların birisi ileride biri geri kalırsa orada dengeler alt üst olur. Ama burada 'dengeyi kurabilirseniz o zaman burada başarıyı yakalarsınız' dedik. Hamd olsun başarıyı da istikrarlı bir şekilde götürdüğümüz için bunu yakaladık. Bundan sonra da bu başarı grafiğinin düşeceğine biz inanmıyoruz. Burada zaten özellikle şu son küresel finans krizinde görülen tablolarda herkes çok farklı şeyler söylerken, neticede biz yere sağlam bastığımız için Türkiye o kayıp ülkeler arasında yer almadı. O istikrarı sayesinde beklenen yerde konumunu ortaya koymuş oldu ve şu anda da en yoksul kesimlere pozitif ayrımcılık yapmanın hep gayreti içerisindeyiz. Dikkat ederseniz yatırımları biz hep gelişmemiş kalkınmamış şehirlerimize bölgelerimize yapıyoruz ki o bölgesel milliyetçiliği ortadan kaldıralım. Hep Batı veya işte Akdeniz'in belli yerleri değil, ülkemizin tümünü birden ayağa kaldıralım.'
Bugünlerde büyük AVM'lerin konuşulduğunu, AVM'lerin İstanbulda, Ankara'da varsa, Erzurum'da da Van'da da Malatya'da da olması gerektiğini, eğitimde üniversitelerin kalitelerinin bu illere de yansıması gerektiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Bilkent Üniversitesi kalkıp da ilköğretim ve orta öğretimde Erzurum'u seçebiliyorsa onun bir nedeni var. Aynı şekilde oralarda kolej türü yatırımlara özel sektör giriyorsa, bunun bir nedeni var. Sağlıkta hastanelerimize bakıyorsunuz, Güney Doğuda, Doğuda, uç diye örnek veriyorum, Hakkari merkezde ve Yüksekova'da bizim iki tane 150'şer yataklı hastanemiz var. İnanın o 'benim' diyen lüks hastanelerle fiziki olarak yarış yapacak şekilde. Aile hekimliği bütün hepsini kapsamış durumda, artık herkesin kendi hekimi var.'
Başbakan Erdoğan, 10 yıl önce sağlığa yapılan yatırımın 2,9 milyar lira olduğunu anımsatarak, kendi dönemlerinde 14 milyara çıktığını, yatırımın neredeyse 5 kat arttığını bildirdi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
'Eğitimde de 10 yıl önce 6,5 milyar, bizim dönemimizde 34 milyar Türk Lirası. Bu, bu dönemin yaptığı sıçrama. Nereye yapılıyordu bu yatırımlar daha önce? Savunma sanayiine. Bununla ben savunma sanayiinde yatırım yapmayalım demiyorum. Tabii ki oraya da yatırım yapacağız. Ama bizden önce sadece satın alıyorlardı. Şimdi biz o sektörde adeta sanayileşmeye gidiyoruz. Şu anda biz savunma sanayisinde ihracat yapıyoruz. Böyle bir konuma geldik.'
'Siz kamu harcamaları içinde savunma harcamalarını azaltıyorsunuz, eleştirenler var mı sizi?' şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, 'Var' yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, 'Kimler kızıyor?' sorusu üzerine de 'Malum çevreler, tabii onlar çok kısır' dedi.

-'CUMHURİYET RESEPSİYONU'-

'Başbakanla Gündem Özel' programına katılan bir gazeteci, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'nde verdiği Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunu hatırlatarak, 'Komutanlar gelmedi. Cumhurbaşkanı da Başkomutan, aynı komutanlar cezaevindeki Balyoz sanıklarını ziyarete gittiler. Siz de Başbakan olarak bunları seyretmek durumundasınız. Sadece savunma sanayiindeki harcamaların bütçe içerisindeki payını azaltmak bu konuya yaklaşmaya yetiyor mu? Komutanların Cumhurbaşkanına gitmeyip, cezaevine Balyoz sanıklarına gitmesini nasıl yorumladınız?' diye sordu. Başbakan Erdoğan, soruyu yanıtlarken, şöyle konuştu:
'Tabii ben Sayın Genelkurmay Başkanımıza, Cumhurbaşkanımızın bu resepsiyonuna katılmayışı ile ilgili kanaatlerimi paylaştım ve kendisine 'Yaptığınız bu iş doğru değil, yanlış yapıyorsunuz' dedim. 'Çünkü burası şu anda cumhurun başıdır, yani sizin alternatif bir kutlama yapmanız, bir defa çok ciddi bir tersleşmeye gidiştir, bu milletle sizi koparır.' Dedi ki 'Bugüne kadar olan gelişmeler, bizim alışkanlıklarımız ve malum konular' dedi. Malum konuları da biliyorsunuz başörtüsü meselesi. Bu hakikaten şık olmadı, şık olmadığı kadar da ciddi eleştiriler geldi. Tabii bu milleti ne yaptı, huzursuz etti.'

-'HASDAL ZİYARETİ'-

Başbakan Erdoğan, cezaevi ziyareti ile ilgili olarak da şunları kaydetti:
'Hasdal, Adalet Bakanlığına bağlı cezaevlerinden değil. Hasdal, tam anlamıyla askere bağlı, onun kontrolünde. Fakat gidişlerinden şahsen benim bilgim var. Aynı gün kendilerinden bilgi aldım. Bunun kendileri açısından bir psikolojik süreç olması bakımından böyle bir oraya gitme durumlarının olduğunu bildirdiler ve ben de doğrusu normal baktım olaya...'
'Bunu bir protesto hareketi olarak yorumlamadınız mı?' şeklindeki soruya da Erdoğan, 'Hayır' yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, seçim tarihinin kesinleştiğinin hatırlatılarak, 'Sizin seçim temanız yeni anayasa olacak tahminimce bunun dışında başka ne gibi temalar olacak?' yönündeki soru üzerine de 'Bu seçimlerde partimizin ana argümanı sadece yeni anayasa olmayacak... Cumhuriyetimizin 100. yılında biz Türkiye'yi nerede görmek istiyoruz, biz bu hedefleri seçim beyannamemizde açıklayacağız. Onu şu anda açıklamış değiliz. Ama o hedeflere gidebilmek için de yeniden bir anayasa, böyle bir anayasaya ihtiyacımız var' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Arzumuz, meclis aritmetiği ne gösterecek bilemem. Meclisteki tabloya göre de burada tüm siyasi partilere hangi siyasi partiler varsa, diyeceğiz ki gelin beraber 'Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu kuralım, burada bu çalışmayı yürütelim. Bundan önceki davetlerimize biz maalesef beklediğimiz cevabı alamadık. Temenni ederiz ki bunda bu cevabı alırız. Arzumuz, milletin anlayabileceği bir anayasayı, önüne kayabilmek. Çünkü şu mevcut anayasayı millet okuduğu zaman anlamıyor, ben de anlamıyorum. Bunu anlamak için kesinlikle hukukçu olmak gerek. Bunu anlamakta din noktasında da ciddi sıkıntımız var. Ama 2023 beyannamemiz gerçekten milletimizin 12 yıl sonra Türkiye'yi nerede göreceğini her alanda açıkça ortaya koyacak, orada da birinci başlığımız ileri demokrasi olacak. Ardından temel hak ve özgürlükler olacak. Bundan önce de hep bizim açıkladığımız gibi yasakçı olmayacak, yolsuzluklara asla yol vermeyecek. Yoksulluğu da inşallah minimize edecek. Yok edecek demiyorum, çünkü yoksulluğun dünyada yok olduğu bir ülke hemen hemen yok.'

-CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ-

Başbakan Erdoğan, 'Anayasanın çok kolay anlaşılan bir maddesi var, 'seçimler 4 yılda bir yapılır' diyor. Değişen anayasanın bir başka hükmü de Cumhurbaşkanlığı seçimi 5 yılda bir yapılır diyor. Sayın Abdullah Gül'ün görev süresi 2012'de sona mı eriyor? Yeni anayasanın bu hükmü uygulandığına göre, Cumhurbaşkanlığı için de bu uygulanacak. 2012'de bir de cumhurbaşkanlığı seçimi var mı?' yönündeki bir soruya da şöyle yanıt verdi:
'Bu konuda hukukçuların arasında çok değişik bir yaklaşım tarzı var. Benim alanım ekonomi. Şimdi bunun kararını biliyorsunuz YSK veriyor, siyaseten biz veremiyoruz. Şu anda o yetki YSK'da, onun kararını YSK verecek. Çünkü bu Meclisten bu geçti artık. Bu YSK'nın sahasında onlar kararı verecek, artık bunu 5 mi der 7 mi der?'
'Siz merak ediyor musunuz?' yönündeki soru üzerine de Erdoğan, 'Şu anda ben kendi seçimimize kilitlendim' dedi.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, 'Sayın Kılıçdaroğlu, 'Sayın Başbakan yüzde 50'den az oy alırsa istifa etmeli' dedi. Siz aynı şekilde onun için bir rakam koyabilir misiniz?' yönündeki sorusu üzerine, 'Ben oran vermiyorum, ben şunu diyorum, eğer partim birinci parti olmazsa ben Genel Başkanlıktan çekiliyorum. Anadolu'yu dolaşırım, Genel Başkanım bana ne diyorsa onu yaparım' diye konuştu.
Erdoğan, 'Öyle bir ihtimal var mı?' diye soran bir gazeteciyi yanıtlarken, 'Herhalde olmadığına inandığım için söylüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, sen birinci olmazsan, parti olarak sen bırakıp gidecek misin? Aynı şeyi, sayın Bahçeli gidecek misin? Birinci olmak için siyasete soyunulur' dedi.
Başbakan Erdoğan, BDP'nin bağımsız adayları destekleyeceğini de hatırlatarak, 'Onların Türkiye'nin tamamına hitap etmek gibi bir dertleri yok. Onlar sadece bir etnik unsura hitap ediyorlar' diye konuştu.
SON VİDEO HABER

Annenin uyuşturucu isyanı: 'Oğlumu kurtarın, artık kafayı yedim!'

Haber Ara