Obama seçenekleri tartıyor / Analiz
Washington’daki bazı muhalifler yönetimden Libya’ya karşı alınacak yaptırımlar arasında ülkenin konseyden çıkarılmasının da dâhil edilmesi çağrısında bulundu.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-24 14:00:30
Jim Lobe* / TİMETURK
Birleşik Devletler Başkanı Barack Obama Washington’un petrol zengini Kuzey Afrika ülkesindeki süregelen şiddete karşı “tüm olası seçenekler” için hazırlandığını söyledi. Açıklama, Çarşamba günü artan sayıda Libya şehirleri ve kasabalarının hükümet-karşıtı güçlerin eline geçmesinin ardından geldi.
Beyaz Saray’dan yayınlanan beş dakikalık konuşmasında Obama, Washington’un diğer ülkeler ve uluslararası kurumlarla birlikte hareket etmeyi tercih edeceğinin altını çizdi.
Yanında Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la birlikte “Bu sadece Birleşik Devletlerin sorunu değildir” dedi ve devam etti: “Tüm dünya izliyor. Yardımımızı ve yükümlülüklerimizi uluslararası kamuoyuyla birlikte koordine edeceğiz”.
Fakat aynı zamanda Washington’un Libya lideri Muammer Kaddafi rejimine karşı tek taraflı belirsiz eylemleri de düşünebileceğinin ipucunu verdi:
“Hükümete bu krize karşılık vermek için elimizdeki tüm seçenekleri hazır etme görevini verdim. Bunlar bizim ifa edebileceğimiz edimleri, ortaklarımız ile müttefiklerimiz ile koordine edeceğimiz görevleri ya da çok taraflı kurumlar vasıtasıyla yürüteceğimiz eylemleri kapsamaktadır.”
Obama’nın açıklaması, Kaddafi’nin ülkedeki kontrolünün başkent Trablus’a kadar gerilediği haberlerinden sonra geldi. Libya güvenlik kuvvetleri ve bazı haberlere göre paralı askerlerin saldırılarından ve Libya savaş uçaklarıyla helikopterlerinin Bingazi ve diğer şehirlerdeki hükümet karşıtı göstericileri bombalamasının ardından gelen ilk açıklamaydı.
Eski sömürgesiyle en yakın ilişkilere sahip Avrupa ülkesi İtalya’nın Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Çarşamba günkü açıklamasında “1.000 yakın” insanın ölmüş olabileceğini belirtti. Paris merkezli Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu, geçtiğimiz haftadan beri yaklaşık 700 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Kaddafi’nin oğlu ve halefi Saif el-İslam Çarşamba günü televizyonda durumun “normal”e döndüğünü öne sürdü. Telefonla yabancı ajansları arayan Trabluslular, başkent sakinlerinin Kaddafi yanlısı milisler ve güvenlik kuvvetlerinin saldırılarından korktukları için evlerinde oturduklarını söyledi.
Bu arada Libya’nın en büyük ikinci şehri Bingazi’deki yabancı muhabirler, şehir halkının geçici yönetim oluşturduklarını bildirdi. Trablus’un doğusundaki ülkenin üçüncü büyük şehri Misurata da, Çarşamba günü Kaddafi karşıtı güçlerin eline geçti. Hükümet ülkenin batı Tunus sınırındaki mevzileri boşalttı. Görgü şahitlerine göre yüzlerce kişi huduttan kaçtı.
Daha düşük rütbeli yetkililerin şiddeti kınayan açıklamalarına rağmen, Obama artan eleştirilerin, özellikle neo-con ve diğer şahinlerin, hedefi oldu. Olaylar karşısındaki “sessizliği” ve rejime karşı yaptırımlar için tarih vermediği için insan hakları eylemcileri tarafından da eleştirildi.
Öğleden sonraki açıklamaları eleştirilere bir parça cevap niteliğindeydi. Başlangıç kısmında, “en yüksek önceliklerinin” Libya’da olduğu sanılan 6 bin “Amerikan vatandaşlarını korumak için her şeyi yapmak” olduğunu vurguladı.
Birleşik Devletler yetkilileri, Obama’nın Kaddafi’yi kişisel olarak kınamayı ağırdan almasının arkasındaki nedenlerden birinin ABD vatandaşlarının rejim tarafından rehin alabileceği olduğunu belirtti. Analistler Obama’nın Çarşamba günkü açıklamalarında Kaddafi’nin ismini zikretmeyişine de dikkat çekti.
Aynı zamanda Obama’nın açıklaması bugüne kadar olanların en serti idi. Obama, “Acı ve dökülen kan şok edici ve kabul edilemez” dedi.
“Barışçıl göstericilere tehditler ve onları vurma emirleri de aynı şekilde Libya halkını daha fazla cezalandırmaktadır. Bu eylemler, uluslararası normlar ve ortak her kuralı çiğnemektedir. Bu şiddet durmalıdır” diye bildirdi.
Obama, ilk kez olarak Washington’un aktif olarak rejime karşı yaptırımları değerlendirdiği imasın da bulundu. “Tüm hükümetler gibi” Libya hükümetinin de şiddetten kaçınma yükümlüğü ve ihtiyaç duyanlara insanı yardıma izin verme ile kendi halkının haklarına saygı duyma sorumluluğu vardır” dedi.
“Bu sorumlulukları karşılamadaki başarısızlığından ötürü sorumlu tutulmalıdır ve süregelen insan hakları ihlallerinin de cezasını ödemelidir” diye ekledi.
Genelde hükümetin paravanı gibi davranan Dış İlişkiler Komitesi Demokrat üyesi John Kerry, Salı günü rejimi hedef alan yaptırımlar çağrısında bulundu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy de Avrupa Birliği’nin benzer edimleri ivedi olarak alması gerektiğini söyledi.
Obama ABD’nin diğer ülkelerle birlikte hareket etmek istediğini açıkça ifade etti. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Salı günü şiddeti kınayan ve failleri sorumlu tutan açıklamasını övdü.
“Aynı mesaj, Avrupa Birliği, Arap Birliği, Arap Ligi, İslam Konferansı Örgütü ve diğer uluslar tarafından da seslendirilmiştir” diye vurguladı. “Kuzey ve güney, doğu ve batı, baskıya karşı ve Libya halkının haklarına destek için seslerini birleştirmiştir” dedi.
Ayrıca bölgedeki diğer dikta rejimler ve Kaddafi’nin ayaklanmalar arkasında Birleşik Devletler olduğuna yönelik suçlamaları da kesin bir dille reddetti.
Tunus ve Mısır başkanların hal’ edilmesi ve Bahreyn ve Yemen’de süren ayaklanmalardan bahsederken “Bölgede meydana gelen değişimi bölge halkı tarafından yürütülmektedir” diye konuştu.
“Bu değişim Birleşik Devletlerin ya da herhangi bir dış gücün edimini göstermiyor” diye ısrar etti. “Daha iyi bir hayat isteyen insanların ilhamlarını yansıtıyor” dedi.
Bu hafta içinde Kahire’de olan William Burns’ü Libya ile ilgili olası önemler hakkında “istişareleri yoğunlaştırmak” üzere Avrupa’ya ve Orta Doğu’ya göndereceğini bildirdi. Aynı zamanda, Libya’nın da üyesi olduğu BM İnsan Hakları Konseyi’nin Pazartesi günkü Dışişleri Bakanları toplantısı için Clinton’u Cenevre’ye göndereceğini açıkladı.
Washington’daki bazı muhalifler yönetimden Libya’ya karşı alınacak yaptırımlar arasında ülkenin konseyden çıkarılmasının da dâhil edilmesi çağrısında bulundu.
Aynı zamanda Washington ve NATO’dan rejimin yönetim karşıtı güçlere karşı hava saldırılarını önlemek için Libya üzerinde bazı bölgelere “uçuş yasağı” uygulanmasını talep ettiler. Özellikle sağ kesimden muhalifler, yönetimden isyancıları silahlandırmasını da istedi.
*Uluslararası haber ajansı (IPS) Washington Şefi.
Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara