Dolar

34,8967

Euro

36,7727

Altın

3.007,54

Bist

10.058,63

Şimdi Mısır halkının sözcüsü kim?

Uluslararası Basın Ajansı (IPS), Mısır'da Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek istifa ettikten ve yönetimi Yüksek Askeri Konsey görevi devraldıktan sonra halk adına kimin ve neler konuşulduğu sorusunun yanıtını arıyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-23 13:34:07

Şimdi Mısır halkının sözcüsü kim?
Uzun yıllardır yönetimde olan Hüsnü Mübarek'i deviren son Mısır ayaklanmasının sonrasında birçok grup 25 Ocak Devrimi adlı koalisyon altında birleştiler. Bu hareketlerin birden bire ortaya çıkışı şu soruyu gündeme getirdi: Mısır halkı adına kim konuşuyor?

(Mübarek rejimi tarafından yasadışı ilan edilen) Müslüman Kardeşler sözcüsü Muhammed Saad Kitatni 18 Şubat'ta grubun devlet televizyonundaki ilk açıklamasında "Tek bir siyasi eğilim devrim adına konuşma hakkına sahip olamaz. Devrimin başarısını garantiye alan ayaklanmaya katılan tüm Mısır halkı kesimleri ve geniş çaplı katılımlardır" dedi.

Kapsam ve yoğunluk bakımından eşi görülmemiş ve 350 kişinin ölümüne sebep olmuş 18 günlük bir gösteriler sonrasında, 11 Şubat'ta Mübarek yönetme yetkisini Mısır Silahlı Kuvvetlerine devretti.

Bu tarihten sonra Mısır Yüksek Askeri Şurası muhalefetin uzun süredir dillendirdiği çeşitli talepleri yerine getirdi, anayasayı askıya aldı ve parlamentoyu feshetti. Aynı zamanda anayasanın 6 ay sonra özgür başkanlık ve parlamento seçimlerinin gerçekleştirilmesine olanak verecek şekilde değiştirilmesi sözü verdi. Bundan sonra da yönetme yetkisini tamamen seçilmiş sivil hükümete devredeceğini iddia etti.

Ancak bununla birlikte, muhalefetin birçok net talebi de halen yanıtlanmamış durumda. Karşılanmayan bu talepler arasında tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması, Mısır'ın uzun yıllardır yürürlükte olan Sıkıyönetim Kanunu'nun kaldırılması, Mübarek tarafından atanan hükümetin tamamen feshedilmesi bulunuyor.

Parlamento temsiliyeti ve işleyen bir ulusal anayasa bildirgesinin olmaması durumunda, çoğu gençlik merkezli, çeşitli gruplar siyasi boşluğu doldurmak üzere adım attılar.

Bunlardan en çok bilineni ayaklanmanın ilk gününde resmen kurulan 25 Ocak Gençlik Koalisyonu.

Koalisyon Özgürlük ve Adalet, 6 Nisan, Muhammed El Baraday için Gençlik Kampanyası ve Değişim için Gençlik gibi birçok çeşitli siyasi gençlik örgütünden oluşuyor. Aynı zamanda Müslüman Kardeşler, Karama Partisi, Vafd Partisi, Ghad Partisi, Tagamu Partisi ve Demokratik Cephe Partisi gibi siyasi parti ve muhalefet gruplarının gençlik örgütleri de bu koalisyonun içindeler.

Koalisyon, Mübarek'in devrilmesinin ardından yaptığı açıklamada şunları kaydetmişti: "Meşru yönetim yetkisini Mısır'ın 1971 Anayasasından almıyor, 25 Ocak Devrimi'nden alıyor"

Koalisyon çeşitli taleplerini de gündeme getirdi. Bu talepler arasında yeni bir anayasanın oluşturulması, Sıkıyönetim Kararnamesinin iptali, Mübarek'in uzun yıllardır faaliyet yürüten Ulusal Demokratik Partisi'nin (NDP) feshedilmesi. Koalisyon "halkın taleplerinin gerçekleştirilmesi için ordunun attığı adımların gözetlenmesi" amacını da ortaya koydu.

Bununla birlikte 25 Ocak Gençlik Koaliyonu hemen "devrim üzerinde tekeli olmadığını" da vurguladı.

Uluslararası Basın Ajansı IPS'ye konuşan 6 Nisan Basın Koordinatörü İnci Hamdi "25 Ocak Devrimi tüm Mısır gençliğine aittir" diye belirtti.

Koalisyon çok önce kurulmuş olsa da, Mübarek'in 11 Şubat'ta defedilmesinin ardından "25 Ocak" adını alan birçok farklı grup da oluşturuldu.

16 Şubat'ta önde gelen bir grup entelektüel, yazar ve medya dünyasından kesimler, bir grup gençlik örgütü temsilcisiyle birlikte "25 Ocak Devrimi Önderleri Konseyi'nin" kuruluşunu ilan ettiler. "25 Ocak Gençlik Koalisyonundan farklı olmayarak, Konseyin görevi devrimin başarılarının peşinden gitmektir" denildi.

Mübarek'in istifasından sonraki günlerde, eski başkanın yönetimdeki NDP partisinin bazı üyeleri bile devrimci bando takımına dahil olmaya yanaştılar ve gençlik merkezli"25 Ocak Partisi" kurma niyetlerini duyurdular. Beklenildiği gibi bu gibi girişimler, birçok ayaklanma grubu ve siyasi gözlemcilerce alay konusu edildi.

Hamdi sözlerine "Mübarek'in defedilmesi çürümenin başını kopardı, ancak çürüyüşün bedeni hala sağlam duruyor. Ve bu beden rejimle ilişkili figürleri, yozlaşmış güvenlik yetkililerini, iş adamlarını ve hükümet yolsuzluklarından yararlanan diğer kesimleri içinde tutuyor" diye devam ediyor.

El Ahram Siyasal Ve Stratejik Çalışmalar Merkezi eş başkanı Amr El Şuphi IPS'ye verdiği demeçte "Mübarek'in NDP partisinin başka bir maskeyle geri dönme çabaları, halkın siyasi bilinci nedeniyle başarısızlığa yazgılılıdır" değerlendirmesinde bulunuyor.

Devrimin küllerinden türeyen tüm hareketler de gençlik merkezli değil elbette.

Ayaklanmanın 9. günü olan 2 Şubat'ta eylemci gençlik grupları ve Mübarek rejimi arasında arabuluculuğa soyunan "Akil Adamlar Konseyi" de oluşturulmuştu. Bu akil adamlar arasında Nobel Ödüllü bilim insanı Ahmed Zevil ve Koptik-Hristiyan Milyoner Naguib Saviris gibi önde gelen Mısırlı entelektüeller ve iş dünyasından isimler bulunuyordu.

Ama bu oluşum da akil adamların girişimlerini yönetimindeki rejimin ömrünü uzatma manevraları olarak gören eylemcilerin önderleri tarafından reddedildi.

6 Nisan Gençlik Hareketi Genel Koordinatörü Ahmed Mahir, IPS'ye o dönemde yaptığı açıklamada "Bu insanlar bizi temsil etmiyor. Bizimle görüşmek için girişimde dahi bulunmadılar. Ayrıca Mübarek'in koşulsuz istifasına kadar tüm görüşmeleri reddediyoruz" demişti.

Genç devrimci önderler, ayaklanmanın zirvesinde desteklerini köşeye sıkışan rejime sunan çoğu uzun soluklu muhalefet partilerini de kınadılar.

6 Nisan sözcüsü Hamdi, "Sözde 'muhalefet' partileri çürümüş yönetim yapısının kollarını oluşturmaktan başka birşey yapmadılar. Ayaklanma sırasında, eylemcileri rejimin önerilerini teklif etmeleri konusunda uyardılar ve gösterilerin sonlandırılması çağrısı yaptılar. Mübarek'in gitmesinden sonrada tüm hepsi pozisyonlarını 180 derece değiştirdiler" diyor.

El Şuphi, Mısır'ın mevcut siyasal dönüşüm döneminde farklı grupların devrimi kendilerinin kılma "beyannameleri" karşısında fazla şaşırmadığını belirtiyor: "Bu tarz ataklar başkanlık ve parlamento seçimleri gerçekleştirilene kadar sürecek. Ve ondan sonra demokratik şekilde seçilenler halk adına konuşma yetkisini ellerine alacaklar" diyor.

Şuphi, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Halk ayaklanmayı başından beri kimin destekleyip, kimin başkanın gitmesinden sonra pozisyonunu değiştirdiğini kavrayabilecek nitelikte.

Hamdi ise, "Tüm Mısırlılar Mısır'ın iyileştirilmesi için fikrini söyleme, önerilerini sunma hakkına sahiptir. Ama Mısır adına konuşuluyor iddiasıyla, devrimin taleplerini veya başarılarını sulandıracak her türlü girişim Mısır halkı tarafından reddedilecektir" diye belirtiyor.

*Adem Morrov ve Halid Musa El Ümrani'nin 22 Şubat'da ipsnews.net'de yayınlanan yazısını Zeynel Gül İngilizce orjinalinden çevirdi.

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara