Başmüzakereci Bağış: AB, Türkiye için bir diyetisyen ama sağlığı bozuk

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği(AB)'nin Türkiye için bir diyetisyen olduğunu belirterek, bugünlerde AB'nin sağlığının bozuk olduğunu söyledi. Diyetisyenin reçetesinin hala iyi bir reçete olduğunu vurgulayan Bağış, diyetisyenin yaşadığı sağlık sorunlarının arkasında ise kendi reçetesine uymaması bulunduğunu savundu. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay, TOBB Sosyal Tesisleri'nde "Valiliklerin AB Sürecinde Etkinliğinin Artırılması Projesi ve İllerimiz Avrupa Birliği'ne Hazırlanıyor Programı" bilgilendirme toplantısına katıldı. Türkiye'nin AB sürecinin Ankara ve İstanbul'daki beş yıldızlı otel lobilerinden çıkıp köylerde tartışılan bir konu haline geldiğini, yerelde de benimsenmeye başladığını anlatan Bağış, AB müktesebatını benimseyen Türkiye'de AB sürecinin etkinlerinin görülmeye başladığını ifade etti. Yürütülen projelerle oradaki insanların hayatlarının nasıl değiştiğini gördüklerini dile getiren Bağış, birçok ülkede vizenin kalktığını hatırlatarak, AB üyesi ülkelerle vizelerin de kalkacağına inandığını vurguladı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye ziyaretinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'da Başbakan Angela Merkel ile yapacağı görüşmede, Brüksel'de AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Belçika Başbakanı ile görüşmelerde Türkiye'nin AB'den daha net, daha adil bir müzakere süreci beklentisinin ortaya konulacağının altını çizen Bağış, Türk vatandaşlarına uygulanan vize işkencesine son verilmesi, terörle mücadelede daha somut adımlar atılması, AB zirvelerine aday ülke başbakanlarının davet edilmesi, Kıbrıs'ın arkasına artık kimsenin saklanmaması ve adada kendi paradigmaları içinde çözümün önemi gibi konuları vurgulayacaklarını kaydetti. "ÖNEMLİ OLAN BİZİM İNSANIMIZIN STANDARTLARININ YÜKSELMESİ" AB'nin bazı fasılları açmamasını eleştiren Bağış, önemli olanın insanımızın yaşam standartlarını yükseltmek olduğunu belirtti. Türkiye'nin son dönemde attığı adımlara rağmen hala bazı fasılların, AB için kritik olan fasılların, engelleniyor olmasının Avrupa'nın ayıbı olduğunu vurgulayan Bağış, "Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'i Türkiye'nin sınırlarındayken enerji faslının açılamamış olması bize değil, Avrupa'ya bir şeyler kaybettirir. Avrupa'nın artık oturup kendi hesabını kitabını yapması gerekir. Bu faslın açılmaması kime yarar sağlıyor ve kimin çıkarlarına zarar veriyor? Bundan 3-4 yıl evvel Fransa dönem başkanlığında müzakere pozisyon belgesini dahi verdiğimiz eğitim ve kültür faslının açılmaması bizi mi sıkıntıya sokuyor, Avrupa'yı mı? Çok şükür aradan geçen zaman içinde eğitimde Türkiye çok büyük hamleler yaptı. AB eğitim faslının açmıyor niye? Rum kesimi engel koyuyormuş, veto ediyormuş, derdine yansın. Türkiye'de 'durmak yok, yola devam' sloganıyla çalışan bir zihniyet var. Türkiye her geçen gün bu standartları yakalıyor. Evet AB belki Türkiye için bir diyetisyen, ama diyetisyenin bugünlerde sağlığı bozuk. Kalp damarlarının bir kısmı tıkalı olabilir, kiloyu kaçırmış olabilir, nefesi tükenmiş olabilir, ama karıştırmayalım, diyetisyenin reçetesi hala iyi bir reçete. Diyetisyenin yaşadığı sağlık sorunlarının arkasında kendi reçetesine uymaması var." diye konuştu. "AB ÜLKELERİNİN ÜÇTE BİRİ TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR" Bugün AB ülkelerinin üçte ikisinin Türkiye'nin üyeliğini desteklediğini dile getiren Bağış, bu yüzden Türkiye'nin kendine güvenmek ve sabırlı olmak ve siyasi engellerin kalkacağı güne hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Hazırlığı 81 ilde vali yardımcılarının katkıları, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlarla hep beraber gerçekleştireceklerini anlatan Bağış, her ilde en az bir projenin bu fondan yararlanmasını çok önemsediklerini ifade etti. Her ilde en az bir kere kapsamlı bir AB etkinliğinin yapılmasını, her ilin AB konusundaki hassasiyetlerini ele alan broşürler ve yerel basında paylaşılmasını istediklerini anlatan Bağış, şöyle devam etti: "Bu müzakerelerin bir hedefi de Türkiye'nin İstanbul'u ile Artvin'inin, Hakkari'si ile Ordu'sunun, Muş'uyla Trabzon'unun aynı standartlara getirilmesi. Bunun sağlayabilmek için sizlerin bu çabalarınızın devamı çok çok önemli." şeklinde konuştu. AB rüzgarının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Bakan Atalay ise çalışmalarda kararlı olduklarını belirterek büyük mesafe alındığını ifade etti. İnsan hakları, özgürlük ve demokrasi alanında kazançlı olduklarını anlatan Atalay, AB'nin hep başkentte konuşulduğunu belirterek şimdi tabana indiğini vurguladı. Türkiye'nin bu birliğin üyesi olması gerektiğini dile getiren Atalay, buna Türkiye'den çok AB'nin ihtiyacı bulunduğunun altını çizdi. Konuşmaların ardından Bağış, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Avrupa Birliği (AB) Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır ve diğer yetkililerle birlikte vali yardımcılarının soruları cevaplandı.