Dolar

34,8707

Euro

36,6764

Altın

3.040,35

Bist

10.058,47

Libya'da neler oluyor?... / Analiz

Kaddafi son kozlarını oynuyor. Libya’nın doğusunda başlayan yangın, başkent Trablus’u teslim almaya doğru emin adımlarla ilerliyor... Dikta rejimi yıkılmak üzere… Bu da kulaklara küpe olsun: Özgürlük ateşinin önünde hiçbir güç tutunamaz.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-22 12:32:52

Libya'da neler oluyor?... / Analiz


Süleyman Şahin /  TİMETURK / Analiz

Libya lideri Muammer Kaddafi, dünya kamuoyunda “kaçık” kişiliğiyle ve dengesiz tavırlarıyla bilinir. Böylesi psiko - nevrotik ruh halini, kişiliğinde zaten var olan iç dürtülerin dışa vurumu olarak mı görmeliyiz yoksa yaşam serüveninin bıraktığı derin negatif izleri mi sürmek gerekiyor?... Burası bir muamma. Muamma olmayansa, kendi halkına kırk küsür yıldır çektirdiği ızdırap. Libya deyince akla gelen, demir yumruklar altında geçen tam kırk iki yıl… Ve bu süre boyunca ilk defa böylesi bir halk hareketi yaşadı ülke. Ülkenin zaten oldum olası Kaddafi’den hazzetmeyen doğu kesimi, özgürlük ve onur mücadelesine girişti; bunu bir ölüm-kalım mücadelesi olarak benimsedi. Bingazi’den dalga dalga yayılan protesto gösterileri adım adım batıya doğru ilerleyerek başkent Trablus’un kenar semtlerine geldi dayandı. 

Halk, Kaddafi’nin her türlü çirkef hamlesine karşı direnişten vazgeçmiş değil. Zaten topu topu iki seçenek var ortada: Ya vuruşa vuruşa özgürlüklerini kazanacaklar, ya da Kaddafi’nin iktidar imkanlarıyla devşirdiği ölüm mangalarına boyun eğip teslim olacaklar. Son seçenek hiç de kabul görecek gibi durmuyor. Üstelik daha da güçlendiler. Ordu içinden birçok subay ve asker, devşirilmiş ölüm mangalarına karşı halkın safına geçmeye başladı bile. Kaddafi ailesi çıldırmış vaziyette… Aile, iktidarı muhafaza etmek uğruna dünyanın dört bir yanından paralı askerler getirip halkına kurşun sıktıracak kadar gözünü karartmış görünüyor. Çılgınlık o boyuta vardı ki, Libya Hava Kuvvetleri başkent Trablus’a, kendi halkına ölüm yağdırmaya başladı. Bunu hazmedemeyen iki pilot, uçaklarıyla birlikte Malta’ya iltica etmiş durumda…

İktidar alternatifi oluşturmasın diye bilerek zayıflatılmış ordunun büyük bölümü Kaddafi’ye pek de sıcak bakmıyor. Kaddafi ailesinin ve yakın akrabaların yönetim ve karar alma sürecindeki etkin konumu, ordudaki çoğu subayı oldum olası rahatsız ediyor. Ordu içinde ciddi bir kesim, Kaddafi sonrası oğullardan birinin idareyi almasına tamamen karşı. Zaten şu anda halkın gerçek bir temsil hakkına sahip olmadığı ülkede, oğullar ve kızlar yönetim üzerinde can sıkacak kadar etkin durumdalar.

Kaddafi de zaten oldum olası potansiyel rakip olarak gördüğü orduya güvenmiyor. Orduyu by-pass eden bir mekanizmayı ta en başından kurmuş durumda. Kaddafi’nin korku imparatorluğunu ayakta tutan işte bu mekanizma. Üçlü bir terör mekanizmasından bahsediyoruz:

- Propaganda eksenli çalışan ve tabiî ki silahlı “Devrim Komiteleri Teşkilatı”
- Asayiş eksenli çalışan “ Cemahiriye Emniyet Teşkilatı”
- Askeri savunma eksenli çalışan “ Ulusal Güvenlik Taburları”

Kaddafi’nin saldırgan ve kan dökmeye eğilimli yapısının tezahürü olan bu mekanizma, ürettiği muazzam korkuyla halkı büyük ölçüde sindirmiş ve uzun yıllar boyunca diktatörlüğünü sürdürmesine zemin sağlamıştı.

Kaddafi, halkın özgürlük için sokağa indiği gösterileri, dikta rejiminin başat gücü, kendi “Devrim Komiteleri” eliyle ezmeye çalışmakta. “Devrim Komiteleri”nin bileşenlerine bir bakalım...

- Mafyavari kapalı devre çalışan, hiçbir yasal dayanağı ve sorumlulukları bulunmayan tamamen keyfi davranan derin rejim çeteleri
- En son model silahlarla donatılmış, bu silahları sürekli yanlarında taşıyan ve kullanma konusunda hiçbir tereddüt taşımayan sözde milis güçleri
- Herhangi bir yurttaşı devrim adına gizli veya açık sorgulama, yargılama ve infaz etme yetkisini elinde bulunduran işkenceci polis gücü
- Kaddafi’nin acımasız tavırlarıyla nam yapmış yakın korumaları.

Elinde tuttuğu tüm güce karşın Kaddafi’yi endişe ve panik havası sarmış durumda. Doğu Libya’nın neredeyse tamamı, cani ve psikopat ruhlu bu adamın idaresinden kurtulmak için ölüm dahil her şeyi göze aldı ve şimdilik partiyi kazanmış görünüyor. Kaddafi ailesine bakarsan bu akıl almaz bir şey… Bu bir tehdit, bu bir meydan okuma… O kadar şaşırmış durumdalar ki TV’ye çıkıp saçma sapan beyanatlar vererek dünyayı kendine güldürüyorlar… Ülkeyi Türklere bırakmayacaklarından (!) filan bahsediyorlar . Tabii, bu ruh halinden olsa gerek, parayla tutulan profesyonel ölüm mangalarının halka karşı iğrenç katliamlar işlemesi karşısında son derece rahat ve umarsızlar.

Kaddafi’nin ve paralı askerlerinin işlediği suçlar, çizmeyi çoktan aştı. Öldürme olayları, katliam boyutlarına ulaşmış vaziyette. Sızan bilgilere göre, Kaddafi, kendi kabilesi başta olmak üzere büyük kabilelerin ileri gelenleriyle toplantılar yaparak onları da bu katliama ortak etme çabası içerisinde. Şükürler olsun ki, bu gözü dönmüş caniyi dinleyen pek kimse yok… Ülkenin doğusundaki kabileler çoktan direnişçilerin safına geçti bile. Direnişçilere ateş açanlar, şu etapta sadece kendi adamları ve değişik milletlerden bilhassa Afrika’nın içlerinden devşirdiği paralı askerler. Bu arada önemli bir ayrıntı… Sırp keskin nişancılardan bahis geçiyor. Hakim binalara mevzilenerek aynen Bosna’da yaptıkları gibi yine müslüman bir halka karşı, üstelik dolgun bir yevmiye ve kelle başı ciddi bir ikramiye alarak silahlarını doğrultmuş vaziyetteler.

Kaddafi son kozlarını oynuyor. Libya’nın doğusunda başlayan yangın, başkent Trablus’u teslim almaya doğru emin adımlarla ilerliyor... Dikta rejimi yıkılmak üzere… Kulaklara küpe olsun: Özgürlük ateşinin önünde hiçbir güç tutunamaz.

Libya’yı Kaddafi İşgalinden Kurtarmak…

Her yenilik arayışını engelleyen… Her özgürlük çabasını kanla boğan… Farklı sesleri tamamen susturan… Göçebe çadırı, saçma sapan yeşil kitabı ve kaçık tavırlarından başka anılacak bir yanı bulunmayan Kaddafi için Libya ne ifade ediyor sizce?... Kaddafi’nin Çiftliği dediğinizi duyar gibiyim… Libya’dan söz ediyorsak halkı unutmamak lazım… Ne de olsa Ömer Muhtar’ın torunları bunlar… Kolay pabuç bırakırlar mı dersiniz?...

Arap ülkeleri içerisinde insan unsurunun ve medeniyetin böylesine örselendiği bir toprak parçası daha var mıdır acaba?... Ülkenin yıllardır bir çılgın tarafından yönetiliyor olması bile yeter… Hiçbir zaman halkıyla ortak bir payda oluşturmayı düşünmeyen… Saçma sapan bir kitap yazarak kendini düşünür sanan biri Kaddafi… Müthiş bir egosu var… Ve çığırından çıkmış bir narsizm… Kendi putunu görse önce kendi tapacak derecede…

Bu narsist, bu muhteris çılgın, ülkesinin lideri gibi değil, işgal güçleri komutanı gibi hareket ediyor. Libya Devrim Konseyleri liderlerini, yani rejimin omurgası durumundaki insanları, kendi halkına karşı ölüm mangaları kurmak üzere toplayıp emirler yağdırıyor. Her türlü teçhizata sahip bu ölüm mangalarını, Trablus, Bingazi ve Misrata şehirlerinde stratejik mevkilere konuşlandırıyor. Herhangi bir başkaldırı teşebbüsünde doğrudan öldürme üzerine talimat veriyor… Tüm bu işlerin koordinasyonunda, Emniyetten Sorumlu Genel Halk Komitesi Sekreteri’ni yetkilendirmiş... Unvan uydurmakta adamın üstüne yok… Peki bu sekreter kim?... Sıkı durun!... Bizzat kendisi… Bizzat işin başında yani… Oğulları da yanı başında… Ölüm mangalarına bizzat komuta ediyorlar…

Libya Emniyet Teşkilatı ile sıkı ilişkiler içerisindeki Rus istihbaratının önemli bir tespiti var… Kaddafi rejimi hala eskisi gibi kaskatı ve bölgede olan biten olayları analiz etme yeteneğinden uzak… Yani bunlar aptal sürüsü diyecek ama demiyor… Ne de olsa diplomasi var arada… Rejimin verdiği tüm aşırı tepkileri işte bu akılsızlığa yormak mümkün…

Rejim istediği kadar kaba kuvvete başvursun, artık hükmü kalmadı. İş, işten geçmiş görünüyor… Bu saatten sonra Kaddafi’nin son kozu ne olabilir?... Bakarsın birisi akıl verir, halkın öfkesini dindirmek için birkaç kurban sunup olayı geçiştirmeye bakar?... Peki, halk bunu yer mi?... İşte o çok zor…
 

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara