Bir dizi Arap ülkesinde rejimler inandıkları bir sırrı açığa çıkardılar. Bu sır, değişim isteyen kitlelerin ilerleyişinin 'baltacı' denen maganda veya eşkıyalarla yahut bazen iktidar partilerinin destekçilerini veya değişim karşısında çıkarları zarar görenleri karşı gösteriler için toplamak gibi benzer araçlarla püskürtülebileceği düşüncesi.
Aslında iktidardaki partilerin veya iktidar partilerinin olmadığı ülkelerdeki benzer partilerin üyelerine dair açıklanan rakamlar doğru olsaydı Mısır devriminin, öncesinde Tunus devriminin ve gelecek başka devrimlerin başarı şansı olmazdı. Zira bizler, Mısır'da iktidar partisinin üye sayısı milyonlarca ve Tunus'ta yüz binlerce olduğunu biliyoruz. Bu durum halk hareketliliğinin başladığı birçok ülke için de geçerli. Tıpkı öfkeli devrim konseyleriyle Libya veya Yemen'de iktidar partilerinin durumunda olduğu gibi.
Bizler, üzerinden uzun yıllar geçmiş rejimler karşısındayız ve bünyesinde rejimin nimetlerinden yararlananlar sınıfının doğması gayet doğal. Burada özellikle rejimler kendisini kitleler karşısında savunması bağlamında kullandıkları bu kimselerden başkasını bulamıyorlar. Bu durum çoğu zaman çatışmalara, ölüm ve yaralanmalara götürüyor.
Bu bağlamda rejimler ateşli destekçileriyle birçok hedef gerçekleştireceğini düşünüyorlar. Zira bu rejimler kaos kanalıyla insanlar içinden geniş kitleleri halk faaliyetlerinden uzaklaştırabilecekler. Ayrıca bu uygulamalar kanalıyla sokakların kendisine karşı birlik içinde olmadığını ve yaşananların dünyadaki bazı demokrasilerde bulunan rejim yanlısı ve karşıtı ikilisini ifade etmenin ötesine geçmediğini belirtecekler. Böylelikle şiddete başvurmalarını insanların birbirlerini öldürmesini engelleme iddiasıyla meşrulaştıracaklar.
Mısır şartlarında yaşandığı üzere rejime bağlı borazanlar devlet başkanına karşı sokaklara dökülen milyonların halkın yüzde 5'ini geçmediğini ve halkın geri kalanının kendilerini desteklediğini iddia edecekler. Sanki sokaklara dökülmeyenler rejimlerin destekçisiymiş gibi. Oysa sokaklara dökülmeseler dahi bu durum rejim yanlısı olduklarını göstermez. Çünkü protesto bir azınlık faaliyetidir ve Tahrir Meydanı'nda bulunan veya İskenderiye caddelerinde gösteri yapan her gencin arkasında kendisini destekleyen baba, anne, küçük ve büyük kardeşleri olduğunu hatırlatırız. Bazılarının şartları gösterilere direkt katılma imkânı vermemektedir.
Bu olguyla mücadele içinde muhalefet güçlerinin ve sokak faaliyetlerinin önünde değişimi gerçekleştirme amaçlı programlarını sürdürmekten başka bir seçenek yoktur. Tabii hareketlerinin barışçıl olduğunun altını çizmek şartıyla. Bu durum hiç kuşkusuz çokça şehit verilmesine mal olabilir, ancak değişimin kurban verilmeden gerçekleşeceğini, milletlerin canlarını ve kanlarını vermeleri de dahil çabalamadan ve kurban vermeden yaşayacağını kim söylüyor ki zaten? Ümmetin kitlelerinin iradesi başarılı olmalı. Bu da devam eden, ümitsizliğe kapılmayan ve kurban vermekten korkmayan barışçıl hareketlerle olur ancak. Allah'a şükürler olsun ki uydu kanalları ve açık medya zamanında zaferin maliyeti önceki dönemlerde verilen maliyetten çok daha az oluyor.
Ürdün gazetesi El Düstur 20 Şubat 2011 Tercüme: Zaman